Fransa Bilim Kurulu, koronavirüsü salgınında 2. dalganın başlayabileceğine dair uyarı açıklaması yaparak ek önlemler sundu. Kurulun 7 önergeyle tedbirlere dikkat çekti. Sokakta da maske takmak, sosyal mesafe kuralına uymak vb. salgına dair bilinen genel önlemler sıralanırken 2. dalga riskinin tetiklenmesine değinildi. Kurulun açıklamasında Fransa’nın İspanya gibi kırılgan bir duruma gidebileceğine işaret ediliyor.
Devletin karantina kısıtlamalarını sermaye ihtiyaçlarını gözeterek kaldırması salgının yeniden yayılmasına zemin hazırladı. 29 Mayıs'takine yakın bir vaka sayısı 4 Ağustos'ta tekrar görülürken bu, son bir hafta içerisinde 7 bine yakın yeni hasta anlamına geliyor. Ki bu sayıların önümüzdeki günlerde sistematik olarak artması muhtemel. Zira Fransa’da tatil dönemi olduğu için özellikle birçok kentte insanlar hastalığın yayılabileceği ortamlara maruz kalıyor, çok geniş kitleler farklı bölgeler arasında hareket ediyor.
Fransa'da 16 kentte sokakta da maske zorunluluğu varken şimdi Paris için de aynı önlemin devreye sokulması gündemde. Şu ana kadar, fabrikalardan turistik alanlara kadar kamusal alanların açılmasıyla salgın yeniden yayılma gösterdi. Kış döneminde hastalığın daha az görüldüğü batı sahilindeki Brötanya gibi eyaletlerde hastalığın arttığı da görülüyor. Fransa burjuvazisi ve Macron yönetimi, ikinci çeyrekte %13,8 küçülme kaydeden ekonomiyi kurtarma hedefiyle toplum sağlığını hiçe sayıyor.
Salgının tüm yükü işçi-emekçilere
Bilim Kurulu’nun ve sermaye devletinin sözcülerinin açıklamalarından yansıyan bir diğer noktaysa salgının yayılmasının sorumluluğunun bireylere yıkılmasıdır. İşçi ve emekçilerin ihmalleri nedeniyle salgın yayılıyormuş iddiasının öne sürüldüğü açıklamalarda, buna destek olarak istisnai örnekler sıralanıyor. Alışveriş merkezlerini açan, toplumu kitlesel alanlara sürükleyen sermaye devleti, birkaç kişinin maske takmamasını asıl neden ilan ediyor.
Toplumsal mücadelelerle zorlandığı için imaj değişikliğine giden Macron yönetiminin yeni başbakanı Jean Castex, sokakta maske takmanın zorunlu olduğu Lille kentine gidip sözde halkın salgın konusundaki şikayetlerini dinledi. Bir emeklinin, başbakana “İnsanların 40 avro karşılığında elli maske almasını nasıl beklersiniz?” tepkisi ise salgının yayılmasından sorumlu tutulan halka ekonomik faturanın da kesildiğine işaret ediyor.
Hükümetin geçen yıldan kalan Emeklilik Yasası'na ve çalışma yaşamındaki temel güvencelere yönelik yeni kısıtlamalara hazırlandığı bir dönemde, kırıntılarla işçi-emekçilere göz boyama hamleleri de eksik olmuyor. Macron yönetimi bu kapsamda, evlerde yaşlılara bakım hizmeti veren emekçilere prim olarak bin avroya varan bir ödeme yapılacağını açıkladı. Korona salgınında büyük fedakarlıklar gösteren sağlık emekçilerine de benzer bir ek prim verilmişti. Fakat emekçilere ağır kölelik dayatmaları getiren maddelerde en ufak bir yumuşama gösterilmemişti.
Sarı Yelekliler sürecinden beri her toplumsal mücadele ve krizde ufak kırıntılarla göz boyamayı adet edinen Macron yönetimi, salgının ve krizin tüm yükünü işçi sınıfına ve emekçilere çıkarmakta ısrarını sürdürüyor.