Frankfurt’ta sınıf devrimcileri, 28 Nisan Pazar günü, ‘Alman Devrimi’nin 100. Yılı’ konulu bir seminer düzenlediler. Seminere başlanmadan önce kısa bir bilgilendirmenin ardından, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht şahsında devrim ve sosyalizm davasında ölümsüzleşenlerin anısına 1 dakikalık saygı duruşu yapıldı.
Saygı duruşundan sonra, tarihe “kaybedilmiş devrim” olarak geçen Alman Devrimi’ni önceleyen tarihsel kesit özetlenerek seminere giriş yapıldı. Dönemin ekonomik, sosyal ve siyasal görünümüne değinilerek, Almanya’nın birinci paylaşım savaşı öncesinde dünyanın en gelişmiş ikinci sanayi ülkesi düzeyine ulaşmasıyla emperyalist dengelerin sarsıldığı, oldukça erken tarihlerde sürecin bir dünya savaşına doğru gittiğinin başta Engels olmak üzere dönemin komünistleri tarafından kesin bir doğrulukla öngörüldüğü vurgulandı. 1870’lerden itibaren Alman kapitalizminin biriktirdiği ekonomik güçle adım adım yayılmacı, saldırgan ve kabına sığmayan bir güce evrildiği belirtildi. Birinci paylaşım savaşının aynı zamanda 40 yıllık genişlemenin ve sınıflar mücadelesi planında nispi barış döneminin sonu anlamına geldiği ifade edildi. Savaşta rakip emperyalist güçlere yenilen Almanya’nın içeride ekonomik ve sosyal bir çöküntü yaşadığına, savaş öncesinde işçi sınıfının kazanılmış haklarının 4 yıl içinde tümden tahrip edildiğine, savaşın ve yıkımın faturasının işçi sınıfı ve emekçilere ödetildiğine işaret edildi.
1918 ile ‘23 yıllarına yayılan Alman Devrimi’nin emperyalist savaşın yıkıntıları üzerinden ortaya çıktığını vurgulayan yoldaş, sanayinin, dolayısıyla işçi sınıfının da sayıca ve nitelik olarak en gelişkin olduğu bu ülkede milyonlarca işçinin 5 yıl boyunca ülkenin her köşesinde eşi benzeri görülmemiş ayaklanmalara imza attığını ifade etti. Devrimin dönemeçlerini özetleyen yoldaş, bu mücadele içinde Alman monarşisini yıkan işçi sınıfının o güne kadar kendi partisi olarak bildiği SPD tarafından ihanete uğradığını, SPD’nin ana gövdesinin bir devrim tehlikesinden korkarak, yıkılmış olan Alman monarşisinin kalıntılarıyla beraber kurmuş olduğu cumhuriyet biçimindeki burjuva düzeni ayakta tutmak için her yolu denediğini söyledi.
Hemen tüm bölgelerde ve sayısız kentte kurulan işçi konseylerini, dolayısıyla toplumsal devrim tehlikesini bertaraf etmek için SPD hükümetinin, imparatorluk ordusunun subaylarından Freikorps adlı karşı-devrim ordusunu bizzat örgütleyip, işçi sınıfının üzerine saldığı belirtildi. Geleceğin Nazi omurgasını oluşturan bu karşı-devrim ordusunun, SPD’nin talimatlarıyla binlerce işçiyi katliamdan geçirerek, devrimi ezdiğine işaret edildi.
Sunumda, sosyal demokrasinin bu ihanetinin tarihsel-toplumsal temelleri de irdelenerek, işçi aristokrasisine dayalı reformist bir akıma dönüşmüş olduğu gerçeğine dikkat çekildi. Fakat SPD içindeki devrimci kesimin, daha çok işçi sınıfının birliğini korumak kaygısıyla işçi sınıfının gerçek komünist partisini zamanında kurup deneyimden geçmediği, bunu gidermeye dönük çabaların baş gösterdiği bir zamanda ise Rosa ve Karl gibi önderlerinin katledildiği, esasen işçi sınıfı rolünü fazlasıyla oynadığı halde, merkezi bir önderliğin olmayışından dolayı bu büyük devrimin kaybedildiği anlatıldı. Sunum günümüz dünyasındaki bunalım, savaşlar, sosyal hareketler gerçeğine işaret edilerek, devrimci hazırlığın hayati önemine vurguyla sonlandırıldı.
Daha sonra soru cevap bölümünde aynı sorun ve açmazlarla bugün de gelecekte de karşılaşmamak için stratejik hedefe ve ilkelere bağlı doğru taktik politikalarla hareket etmek gerektiği vurgulanarak bugün soldaki savrulma ve yanlış yönelimlere dikkat çekildi.
Sunumun hemen ardından söz alan LGS işçisi bir arkadaş çalıştıkları işyerinde intihar eden bir arkadaşlarının durumuna ve ailesinin moral olarak sahiplenilmesi gerektiğine değinen bir konuşma yaptı. BİR-KAR ve başka bazı kurumların desteğine değindi ve 1 Mayıs’a kendi pankartıyla katılacağını ifade etti. Sonrasında KPD Yeniden İnşa temsilcisi söz alarak seminerdeki değerlendirmeleri paylaştıklarını, çıkarttıkları derslerle aynı hatalara bir kere daha düşülmeyeceğini ifade etti. Etkinliğin başarısını kutlayan temsilci, 1 Mayıs’ta omuz omuza mücadele etme çağrısında bulundu.
Etkinlik soru-cevap bölümünde canlı ve verimli tartışmalarla sona erdi.
Kızıl Bayrak / Frankfurt