Geçen hafta tercüman sorunu nedeniyle ertelenen Engels anması davası dün görüldü. Duruşmaya katılan yeni tercümanın öncekiyle aynı düzeyde bir çevirmenliği vardı. Çeviride zorlandığı, yanlış çeviriler yaptığı mahkeme heyeti ve salonda iki dili bilmeyenlerce bile anlaşıldı. Bunun davanın sonucuna etkisinin olmayacağını düşünen avukat ve yargılanan sınıf devrimcisi, davanın tekrar ertelenmesinden kaçınmak için itirazda bulunmadılar.
Duruşma, iddianamenin tekrar okunmasıyla başladı. Ardından sınıf devrimcisi 2021 anmasında yaşananların tekrar kısa bir özetini aktardı, iddianın asılsız olduğunu vurguladı. Hakim, tanık olarak 2020 ve 2021’deki anmalarda görevli polis çetesinin iki elemanını sırayla içeri çağırdı. 2021 Ağustos’unda yaşanan saldırının ardından, sınıf devrimcileri tarafından yoğun bir politik teşhire konu edilen polis çetesinin elemanları, sona kalmış farklı 3-4 davada zaten gardları düşmüş bir tavır içindeydiler. Bu son davadaki sözde tanıklıkları da bundan farklı olmadı.
Bir yıldır mahkemeden türlü bahanelerle kaçan, bu nedenle 4 ertelemenin sebebi olan sözde tanıklardan ilki, alt rütbeli olanı, olayla ilgili çok bir şey hatırlamadığını söyledi ve birkaç dakikada içinde tanıklığı sona erdi. Wuppertal’deki faşist polis çetesinin şefi de farklı bir tutum sergilemedi. O da olayı genel hatlarıyla aktarabileceğini, sanığa dair bir şey söyleyemeyeceğini beyan etti. Sorumluluğu bu davanın ilk mahkemesinde tanık olarak ifade vermiş olan sıradan adamlarından birinin üzerine atma yüzsüzlüğü sergiledi.
Ardından savcı ve avukata görüşleri soruldu. İkisi de beraat talep ettiler. Son söz hakkını kullanmak isteyen sınıf devrimcisi ise Marx’le birlikte Engels’in emeğin ve insanlığın gerçek kurtuluşunu sağlayacak bir toplum idealini insanlığa armağan ettiklerini, bugünün dünyasında sosyalizmin insanlığın tek umudu olduğuna inandığını, Engels’i anmanın ve bu umudu insanlara taşımanın kendisi için bir görev ve onur olduğunu belirtti. Daha anlatımın başında bile tercümanın tamamen yanlış ve yetersiz çevirdiği üzerine salondakilerden uyarılar yükseldi. Sınıf devrimcisi söylemek istediği çok şey olmasına karşın tercümandan kaynaklı sorun nedeniyle sözlerine devam etmekten vazgeçtiğini belirterek, konuşmasını yarıda kesmek zorunda kaldı. Mahkeme, hakimin beraat kararını okumasının ardından sona erdi.
Çoğu kez olduğu gibi bu duruşma çıkışında da destek için gelenlerle birlikte mahkeme binası önünde basın açıklaması eylemi yapıldı. BİR-KAR ve RJ’nin yanı sıra, Kommunistischer Aufbau/Jugend, Trotz Alledem, MLPD, Halk Cephesi taraftarlarının katıldığı eylemde RJ, Internationale Jugend-KJ, MLPD tarafından konuşmalar yapıldı.
RJ temsilcisi, bugüne kadar bir çok davanın sonuçlandığını, son davanın eylülde hatırlattı. Engels anmasına saldırının, keyfi-kuralsız şiddetin ve ardından açılan davaların yıldırma amaçlı olduğunu söyleyerek, “davalar böyle sonuçlanmasa bile haklı olan bizdik” dedi. Son olarak 5 Ağustos’ta RJ’nin online etkinliğine ve 10 Ağustos’ta Engels anmasına katılım çağrısı yaptı. Internationale Jugend-KJ adına konuşan genç, baskıların yoğunlaştığı bir dönemde olduğumuzu, faşist baskıların tırmandığını dile getirdi. Almanya’da özellikle Türkiye ve Kürdistanlı örgütlere yönelik 129a-b baskısının tırmanması, devletin faşist örgütlenmeleri daha fazla kullanması, Macar solcu bir kadının yasalara aykırı şekilde sınır dışı edilmek istenmesi, RAF’a yönelik operasyon gibi örnekler sıraladı. Kriz ve savaş döneminde baskı ve yasakların tırmandırıldığını, buna karşı mücadelenin sürdürüleceğini vurguladı ve 10 Ağustos Engel anmasına çağrı yaptı.
MLPD’li ise Engels davlarının nasıl bir dönemde gerçekleştiğine bakılması gerektiğini belirterek, yükselen faşist bir tehlikenin bulunduğunu, bunun polis yasalarında da görüldüğünü, faşizmin meşrulaştırıldığını söyledi. Solun buna karşı duracağını, aynı zamanda Engels adına da buna karşı mücadele edileceğini dile getirdi. İnsanlığın önündeki seçeneğin halkların birbirine karşı kışkırtılması değil, sömürünün, baskının olmadığı, doğayla barış içinde bir toplum ideali olduğunu, Engels’in bunu temsil ettiğini, 10 Ağustos’taki anmaya katılacaklarını vurguladı.
Son olarak mahkemesi yapılan sınıf devrimcisi katılanlara seslendi. Dünyanın emperyalistler tarafından karanlığa ve yok oluşa sürüklendiği bir dönemde, her tür mücadelenin bastırılmak istendiğini, buna karşı emekçi ve ezilen kitlelerin tek silahının örgütlü mücadele, birlikte hareket etmek ve dayanışma olduğunu hatırlattı. Bugüne kadar davalara destek veren tüm grupları devrimci dayanışma duygularıyla selamladıklarını, dayanışmayla kazanıldığını belirtti. Ayrıca en baştan beri Engels anması davalarına ikirciksiz bir şekilde sahip çıkan avukatın dayanışma ve desteğine büyük değer verdiklerini hatırlatarak, kendisine teşekkür etti. 10 Ağustos’taki Engels anmasında ve diğer mücadele alanlarında buluşmak dileğiyle konuşmasını sonlandırdı.
Kızıl Bayrak / Wuppertal