Engels anması davaları görülmeye devam ediyor

“Ben bugün başta kişi olarak kendimi değil, işçi ve emekçiler tarafından ağır bedeller sonucunda kazanılan ve anayasada özel bir koruma altında olan eylem hakkını savunmaktayım. Mahkemede olduğu gibi sokaklarda da eylem hakkını kararlı bir şekilde savunmaya devam edeceğim.”

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 27 Ocak 2024
  • 08:00

Wuppertal’da 2021’deki Engels anmasına yönelik polis saldırısı sonrası sınıf devrimcilerine açılan davalardan ikisi daha görüldü. 25 Ocak sabahı RJ’li bir genç komünist, ertesi gün de Paris’ten bir BİR-KAR emekçisi duruşmaya çıktı.

RJ’li genç kadına karşı açılan davada “polise direniş”, “başkalarının gözaltına alınması engellemek”, “polisi tekmelemek”, “kitleyi direnmeye teşvik etmek” vb. ithamlarla 8 ay hapis, 500 euro para cezası isteniyor. Sabah 9’da başlayan davaya, Alman tren makinistlerinin grevinin ulaşımda yarattığı aksamalara rağmen, RJ’liye destek için 30 kişi gelmişti. Mahkeme salonu küçük olduğu ve değiştirilebilecek başka salon da bulunmadığı için sekiz kişi dışarıda beklemek zorunda kaldı.  

Savcının iddianamesini ve istenen cezaları okumasının ardından söz sanık sandalyesindeki RJ’liye verildi. Söze, “Bugün burada, haklı olarak Engels eylemini ve eylem hakkını savunduğum için 8 ay hapis cezası ile ben değil, polis şefi Patrick Gröteke ve ekibi sanık sandalyesinde yargılanmalıydı.” diye başlayan RJ’li şöyle devam etti:

“7.8.21’de 7 yıldır barışçıl bir şekilde gerçekleştirdiğimiz Friedrich Engels anmasını keyfi bir şekilde yasaklayan ve saldıran onlardı ve bu nedenle failler de onlardır. Fakat suçları sadece bize olan keyfi saldırıları değil. O gün en başta anayasada Nazi faşizmden sonraki zamanda özel bir koruma altında olan toplantı ve yürüyüş hakkı/özgürlüğü ayaklar altına alındı. Ve biz o gün kendimizi savunmanın yanı sıra başta işçi ve emekçiler tarafından ağır bedeller ödenerek kazanılan bu hakkımızı savunduk.”

Yaklaşık 10 yıldır siyasal faaliyet içinde olduğunu, bu süreçte birçok polis keyfiyeti ve şiddetine tanıklık ettiğini, polis şiddeti ve hatta polisin katliamlarının artık dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Almanya’da da bir rutin haline geldiğini hatırlatan RJ’li savunmasında şunları dile getirdi:

“Daha iki hafta önce Mannheim’da bir mülteci polis tarafından 4 kurşun ile katledildi. Dortmund’da Muhamed’in 6 kurşun ile göğsünden vurularak katledilmesinden sonra polisler nasıl ki mahkemeler tarafından korundularsa bu sefer de meşru müdafaa adı altında mahkemeler tarafından hukuka aykırı kararlar ile korunacaklar. Almanya’da resmi araştırmalara göre her yıl hukuka aykırı 10.000 polis şiddeti vakası yaşanıyor. Kayıtlara geçmeyen sayının bunun 5 katı olduğu söylenmektedir. Bu kadar çok olayın resmi kayıtlara geçmemesi ise toplumun mahkemelerin adaletine olan güvensizliği ve bundan kaynaklı hukuki yolara başvurmamaları ile açıklanmaktadır. Nitekim ben de Engels eylemi sonrasında polislere dava açmak istediğimde birçok avukat yargı yoluna gitmenin bir anlamı olmadığını, mahkemelerin polisleri koruduğunu söyleyerek, beni bu yoldan vazgeçirmeye çalıştılar. Resmi rakamlara baktığımda bu güvensizliğin yersiz olmadığını, polis şiddeti, keyfiyeti veya hatta polisin katliamları sonucunda açılan davaların sadece yüzde ikisinin kovuşturma aşamasına geçtiğini, yüzde birinden daha azının mahkumiyet ile sonuçlandığını öğrendim. İşte mahkemelerin bu hukuka aykırı kararları polis şiddetinin ve polisin katliamlarının önünü açmaktadır.”

“Biz 7 yıldır bir düşünür ve devrimci olan Friedrich Engels’i Wuppertal kentinde anmaktayız ve bugüne kadar Patrick Gröteke’nin görevde olmadığı her bir eylemi barışçıl ve sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdik. Tam da Patrick Gröteke’nin görevde olduğu iki eylemin sorunlu geçmesi bir tesadüf değildir.

“Polis şefi Patrick Gröteke, NRW çapında ilerici, devrimci grupları ve yabancıları kriminalize etmek ile tanınmaktadır. Google’da “Patrick Gröteke” diye tarama yapıldığında bile keyfi davranışlarına dair sayısız haber, video ve açıklama bulunmaktadır. Bu açıklamalarda Gröteke’nin özelikle ilerici ve devrimci insanları kriminalize etmek için mahkemelerde yalan ifadeler verdiği ifade edilmektedir. Patrick Gröteke’nin keyfi saldırılarının arkasındaki amacının bu olduğunu gösteren başka bir olay ise Engels davalarından birinde duruşmaya görevde olmadığı halde üniforması ve silahı ile gelmesi olmuştur. Hakimin mahkemede görevde olup olmadığını sorması üzerine, ‘Görevde değilim, bilinçli olarak bu şekilde giyindim’ diyerek amacını ayrıca doğrudan itiraf etmiştir. Mahkemeler adaletin sağlandığı yerler mi yoksa polisin güç gösterisi sergilediği ve bizim gibi barışçıl eylemcileri baskı altına almaya çalıştığı yerler mi? Tüm bunlara rağmen ben bugün burada adil bir yargılama olmasını hala da ümit ediyorum ve olayı baştan sona aktarmak istiyorum.”

En baştan alarak olayı tüm yönleriyle açıklayıcı bir şekilde anlatan RJ’li savunmasını şu sözlerle noktaladı:

“Ben bugün mahkemede başta kişi olarak kendimi değil, işçi ve emekçiler tarafından ağır bedeller sonucunda kazanılan ve anayasada özel bir koruma altında olan eylem hakkını savunmaktayım. Mahkemede olduğu gibi sokaklarda da eylem hakkını kararlı bir şekilde savunmaya devam edeceğim. Sağcı faşist akımların güçlendiği günlerde eylem hakkını savunmak çok daha yakıcı bir ihtiyaç ve sorumluluktur. Bugün mahkemede verilecek karar sadece bana dair bir karar değil, en başta eylem hakkına dair bir karar olacak…”

Hakimin birkaç sorusuna verilen cevaplardan sonra, kanıt olarak dosyada bulunan videolardan bazıları izlendi. Zaman sorunu nedeniyle mahkemenin ikinci bir duruşmayla devam etmesine karar verildi. Mahkeme çıkışında dayanışmaya gelenlerle birlikte bir açıklama yapıldı. Mahkemeye ve basın açıklaması eylemine BİR-KAR ve RJ’liler dışında, Filistinli gençler, ZORA, Kommunistische Organization, Solidarität Netzwerk, MLPD, Trotz Alledem’den katılım oldu.

“Wuppertal emniyeti içindeki ırkçı polis grubuna boyun eğmiyoruz! Eylem hakkımızı savunuyoruz!” şiarlı BİR-KAR-RJ pankartının açıldığı açıklama eyleminde, RJ’liler ve bir MLPD’li tarafından yapılan konuşmalarda polisin saldırıları teşhir edilerek, bu dönem baskı ve yasakların tesadüf olmadığı, bunun örgütlü mücadele ve dayanışmayla püskürtüleceği ifade edildi. Filistin’de katliama, Avrupa’da da baskı ve yasaklara uğrayan Filistin halkının mücadelesiyle, keza baskılarla karşı karşıya olan GDL işçilerinin greviyle dayanışma içinde olunacağı söylendi. Ertesi gün yapılacak mahkeme ile RJ’linin sonraki duruşmasına katılım çağrısı yapılarak eylem sonlandırıldı.

RJ’linin davasının ikinci duruşması 15 Şubat 2024, saat 14.00’da başlayacak.

BİR-KAR emekçisine para cezası

BİR-KAR emekçisine açılan mahkeme, 26 Ocak Cuma günüydü. BİR-KAR’lı, “bayrak sopasıyla polise şiddet ve ağır yaralama” iddiası ve 9 ay hapis istemiyle yargılandı. Video görüntülerine dayanarak görülen duruşmada, savcının iddialarının ardından, BİR-KAR’lının Türkçe metninin Almancası avukatı tarafından okundu. Metininde 65 yaşında olduğunu ve Paris’te yaşadığını dile getiren BİR-KAR emekçisi, önceki yıllarda Friedrich Engels anısına yapılan eylemlerden haberdar olduğunu, nihayet ilk kez Engels’in doğumunun 200. yılına denk gelen eyleme katıldığını, çünkü onu tarihin en önemli şahsiyetlerinden biri olarak gördüğünü vurguladı. 2021’deki eylemde ise katılımın kitlesel olmasından heyecan duyduğunu, o güne kadar yapılan anmalar sorunsuz geçtiği halde, katıldığı son eylemde polisin baştan itibaren provokatif tutum içinde olduğunu belirtti. Kimseye saldırmak ve yaralamak gibi bir amacının olmadığını, o günkü tek amacının, tıpkı Ağustos 2020'de olduğu gibi, devrimci Friedrich Engels'i onurlandırmak ve başarılı bir anma gösterisine katılmak olduğunu açıkladı.

Bugüne kadarki davalara katılan hakimlerin aksine, olayın toplamı ve polis şiddeti üzerinde duran mahkeme hakimi, genel olarak süreçten, özellikle bir gün önceki mahkemeden ve genç eylemcinin olayı ikna edici bir şekilde tüm ayrıntılarıyla mahkemeye sunduğundan haberdar olduğunu dile getirdi. Wuppertal’da faşist örgütlenmenin önde gelen bir elemanı olduğu birçok vukuatıyla tescillenmiş Patrick Gröteke’nin yalanlara dayalı tanıklığı yine de etkili oldu ve olayın sadece BİR-KAR’lının bayrak sopası salladığı anı ele alındı. Avukat tarafından mahkemeye sunulan somut bilgiler ve bayrak sopasına hedef olan polisin ifadesi üzerine ise hakim ve savcı “ağır yaralama” iddiasının gerçeği yansıtmadığını kabul ettiler, fakat videolarda saldırının açıkça görüldüğünü eklediler. 

Mahkeme sonunda BİR-KAR’lıya polise saldırıdan 3 ay ceza verilip 900€ paraya çevrildi. Bu mahkemeye BİR-KAR ve RJ’nin yanı sıra Solidarität Netzwerk’ten gençler katıldılar.

Kızıl Bayrak / Wuppertal