Engels anması davalarından biri son bir yılda 5 kez ertelendi. Dün (17 Temmuz) görülmesi gereken dava, bu kez belirlenen tercüman gelemediği için görülemedi. Destek için gelenlerin ancak yarısını alan mahkeme salonunda, mahkeme heyeti ve katılımcılar bir saati aşkın süre tercüman sorununun çözülmesini beklediler. Ardından gelen yeni tercümanın ise savcılık iddianamesi okunurken çeviri yapamadığı anlaşıldı. Bunun üzerine yeni mahkeme tarihi belirlenmesine karar verildi.
Yeni duruşma 24 Temmuz Çarşamba günü, saat 11.00’da başlayacak.
Önceki dönem için belirlenen duruşmaların üçü, tanık olarak çağrılan polis şefi Gröteke’nin hastalık bahanesiyle gelmeyeceğini bildirmesi nedeniyle ertelenmişti. Tanıklar bu mahkemeye de gelmemişlerdi. Mahkemedeki bekleme sırasında avukat bu sorunu mahkeme hakimi ve savcısıyla tartıştı. Polis mahkemeye katılmayacağını zamanında bildirmesi bir yasal zorunluluk olmasına rağmen, genelde bunu son günlere, hatta anlara bırakıyor. Bu keyfiyet karşısında mahkemenin hiçbir yaptırımı bulunmuyor.
Geçen yıl Haziran’da görülen ilk duruşmada, yargılanan sınıf devrimcisine isnat edilen suçun işlenmediği videolu görüntülerle ispatlanmıştı. Hakim ve savcı o duruşmada beraat yerine, avukat masrafını da devletin karşılayacağı şekilde davayı kapatmayı önermişti. Buradaki amaç suç işlemiş olan kolluk kuvvetlerini ve devletin tüzel kişiliğini korumak olduğu için, sınıf devrimcisi beraatte ısrar etmişti. Bunun üzerine hakim, diğer tanıkları dinlemeden beraat kararı veremeyeceğini ileri sürmüş, kısa zaman sonrasına ikinci bir duruşma tarihi belirlemişti. Fakat o günden bu yana ertelemeler devam etti.
Dünkü son duruşmanın da yapılamaması üzerine, mahkeme binası önünde RJ ve BİR-KAR tarafından basın açıklaması yapıldı. Mahkemeye destek için gelen KA, KO, ROSA, Solinet, MLPD’den insanların da katılımıyla yapılan açıklamada, dava süreci aktarılarak, polis şiddeti, mahkemelerin yıldırma amacı vb. teşhir edildi. Savaşların tırmandığı, militarizasyonun hızla arttığı, sınıf ve emekçi kitlelerde hoşnutsuzluğun yükseldiği böyle bir dönemde toplanma ve ifade özgürlüğünün ayaklar altına alınmasının tesadüf olmadığı dile getirildi. Demokratik siyasal hak ve özgürlükleri savunmanın önemine vurgu yapılarak, uzun yılların mücadeleleriyle kazanılmış hak ve özgürlüklerin sokaklarda olduğu gibi, mahkemelerde de kararlılıkla savunulacağı belirtildi.
Açıklama, 24 Temmuz’daki duruşmaya katılım ve destek çağrısıyla sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / Wuppertal