Kapitalist-emperyalist dünya düzeninde koronavirüsle beraber ekonomik kriz bir kat daha derinleşti. Bu süreçte kızışan emperyalistler arası rekabetle birlikte, savaş ve saldırganlığın, militarizmin, askeri anlaşmaların da arkası kesilmiyor. Bu anlaşmalar arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) F-35 savaş uçağı satın alması da var.
Yapılan açıklamaya göre, silah alımının bedeli toplam 23 milyar dolar tutuyor. Savunma paketinin içinde 10,4 milyar dolarlık 50 adet F-35 tipi savaş uçağı, 2,97 milyar dolarlık 18 adet MQ-9B tipi Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ve 10 milyar dolarlık farklı mühimmatın yer aldığı kaydedildi.
F-35 savaş uçakları ABD’nin patronluğunda Birleşik Krallık, İtalya, Avustralya, Kanada, Norveç, Danimarka, Hollanda ve Türkiye’nin katılımıyla imal edilmeye başladı. Ancak savaş uçaklarının esas finansörü Amerika, Rusya’dan 2017’de S400 hava savunma sistemi satın alan Türkiye’yi F-35 üretiminden kademeli olarak çıkarma kararı almıştı.
Bu savaş aygıtlarının BAE’ye satılması, Trump’ın ABD başkanlığı döneminde siyonist İsrail’le işbirliğini pekiştirmesinin ve Körfez şeyhlerinin bu suç ortaklığına alenen başlamasının karşılığıdır. Gerici BAE’nin şeyhleri, Körfez ülkelerinin siyonist rejimle aleni bir şekilde işbirliği yapmalarının kapısını açtı. F-35’lerin Arap ülkelerine satılmasına karşı çıkan siyonist lobiler, İsrail’le aleni işbirliği anlaşmasının imzalanmasından sonra satışa vize verdiler. ABD, emperyalist-siyonist çıkarlar için İsrail ve onunla işbirliği yapan gerici Körfez rejimlerini son teknoloji ürünü silahlarla donatıyor. İsrail’e milyarlarca dolar karşılıksız kaynak sunan ABD, Körfez şeyhlerinden ise devasa boyutlara varan paralar sızdırıyor.
Savaş ve saldırganlıkta sınır tanımayan ABD, rakipleriyle yaşadığı gerilimin gelecekte bölgesel ve emperyalist savaşları tetikleyebileceği varsayımıyla işbirlikçi devletlere devasa boyutlarda silah satışı yapıyor. Bu silah satışlarıyla militarizmi körükleme ve egemen gücünü tahkim etme çabasını da sürdürüyor. Ama aynı zamanda ABD silah tekelleri de, gerici rejimlerin silahlanmaya devasa paralar yatırmaları sayesinde kasalarını dolduruyor.