Suriyeliler gitsin!- Hediye Levent

En önemlisi de ne olursa olsun çok ciddi bir göçmen meselemiz olduğu, bu meselenin siyasi şovlara kurban edilmeyecek kadar ciddi olduğu unutulmamalı.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 13 Temmuz 2023
  • 14:55

Birçok kişi aynı şeyi söylüyor: Suriyeliler gitsin!

Madem savaş bitti, Türkiye’de kalmak için bir sebep yok!

Hem Şam’da ekmek de varmış yol da araba da. Hatta devlet benzin bile veriyormuş!

“Gitsin” diyenlerin milyonlarca insanın dönüşü için reçeteleri de hazır; para veririz, Şam yönetimine destek veririz, olmadı aşırı vergilendirme gibi yöntemlerle yıldırırız dönmek zorunda kalırlar vs vs…

Bugün yavaş yavaş belirginleşmeye başlayan göçmen meselesinin faturası elbette önümüze gelecekti. Sonuçta Türkiye’nin kendi yarattığı bir sürecin acı meyveleri olması kaçınılmazdı. Göçmen meselesi en başından beri siyasi bir meseleyd; karttı, komşu ülkeye askeri müdahalenin anahtarıydı. Bugün “Suriyeliler gitmeli” diye bas bas bağıranlar dünü ne çabuk unuttular. Canlı yayınlarda Türkiye’ye geçen Suriyelileri 100 bine yani Suriye’ye askeri müdahaleye yeterli sayıya ulaşacak diye sevinerek anlatan bakanlarımız vardı. Elbette o 100 bin oldu 1 milyon, sonra da katlanarak arttı. Arada IŞİD’çisi de Türkiye’ye aktı El Kaide’cisi de.

En başından beri “Türkiye’nin Suriye politikası da açık kapı yaklaşımı da hem Türkiye’ye hem Suriye’ye zarar” diyenler linç edildi, işten atıldı, işsiz kaldı vs vs. Onlardan biri de ben oldum. Gün geldi devran döndü şimdi o zamanında “Kendi elimizle canavarlar yaratıyoruz” diyenler haklı çıktı. Ancak memlekette hangi mesele aklı selimle halloldu ki göçmen meselesi de bu çerçeve de hallolsun!

İş yine döndü dolaştı TV şovlarına, 3-5 günlük Şam gezilerine, yüksek perdeden “Gidecekler, göndereceğiz” çıkışlarına teslim oldu. Yani zamanında siyasi şovun bir parçası olan göçmen meselesi yine aynı şovun temel unsuru oldu.

Halbuki bu mesele ciddi, hem de çok ciddi. En son Fransa’da olanları gördük her birlikte. Hiçbir ülke birdenbire milyonlarca yabancının akınını kaldıramaz, hele de Türkiye gibi yabancı ile yaşamaya alışkın olmayan bir ülke. Ancak olan oldu ve göçmenler artık Türkiye’de ve çok azı geri dönecek. Artık konuşulması gereken bundan sonra ne yapılacağı, entegrasyon programları, gettolaşmanın önüne geçecek politikalar… Göçmenlerle birlikte Türkiye’ye akan IŞİD’çi, El Kaide’ci de emniyet birimlerinin işi artık.

Peki Suriyeliler niye dönmeyecek?

Çünkü;

-Suriye çok ağır bir savaş dönemi yaşadı. Yüz binlerce konut ya tamamen yıkıldı ya da ağır hasar gördü.

-Konutlarla birlikte elektrik hatları, kanalizasyon şebekesi, yol gibi alt ve üstyapı da ağır hasarlı.

-Savaş döneminde okullar, hastaneler, kamu binaları yerle bir oldu. Günümüzde Şam’ın kontrolündeki bölgelerde eğitim-öğrenim sürüyor olsa da okul binası eksikliğinden dolayı ciddi yığılmalar var. Bazı yerlerde her bir sınıftaki öğrenci sayısı 100’e ulaşabiliyor.

-Yine savaş döneminde öğretmenler, sağlık görevlileri, mühendisler velhasıl eğitimli kesim ya öldü ya da ülkeden kaçtı. Okul binası, hastane binası sağlam olsa da içinde personel yok denecek kadar az.

-Türkiye’de doğan göçmen çocuklar için en önemli sorunlardan biri de dil sorunu. Arap dünyasında iki Arapça konuşulur. Biri Ammice dediğimiz yerel dil ki, aile içinde konuşulan budur. Diğeri de fasih Arapça dediğimiz eğitim-öğrenim dilidir ve fasih Arapçayı Araplar aynen yabancılar gibi okullarda öğrenir. Türkiye’de doğup ilkokulu bitiren bir çocuğun fasih Arapça bilmemesinden dolayı Suriye’ye döndüğünde ilkokul 1’den başlaması gerekiyor.

-Kadınlar ve gençler için ise kültürel kodlar başlı başına dönmeme sebebi. Suriye Arap dünyası içindeki nadir laik ülkelerden biri olsa da muhafazakarlık çok baskın. Bu baskı Hristiyan için de geçerli Müslüman için de. Dolayısıyla kadınların ekonomik sebeplerle çalışabildiği, evinde daha fazla söz sahibi olduğu, aile içi şiddet durumunda kendisini koruyan haklar olduğunu bildiği bir ülkeden vazgeçmesi hiç kolay değil. Gençler açısından Türkiye, Suriye’den çok çok daha rahat bir ülke. Şam’da el ele yürüyen genç sevgililer görmeniz çok nadirdir ama Türkiye’de ikili ilişkiler, sosyal hayatın çeşitliliği ve daha birçok sebep kalma sebebi kesinlikle.

-Elbette Suriye’deki olumsuzlukların başında ekonomik kriz geliyor. Şam merkezde bile günde birkaç saat elektriğin olduğu şartlardan bahsediyoruz. Yakıt krizi, gıda krizi, işsizlik savaş döneminde bile ülkeyi terk etmeyenleri yeni arayışlara yönlendiriyor.

-Suriye’de savaş bitti artık dönebilirler” diyenlerin batan göçmen teknelerindeki Suriyeli sayısından haberi yok muhtemelen ama Suriye’den komşu ülkelere iş amaçlı akın devam ediyor.

-Ekonomik krizin temel sebebi savaş ve yıkım elbette ancak bu durumu altından kalkılamaz bir hale getiren şey de Suriye’ye yönelik yaptırımlar. Dünya bankacılık sisteminden evlerin yeniden imarına kadar neredeyse her şeyi kapsayan bu yaptırımlar nedeniyle Suriye kapana kısılmış durumda. Tarım ilacından seruma, sanayi için gerekli ham maddeden teknolojiye yeniden toparlanma için gerekli her şey yaptırımlara takılıyor. Suriye ile iş yapan ülkeler de kara listeye girmekten çekiniyor.

Velhasıl çocukları olan Suriyeliler ve genç kesim Suriye’ye kesinlikle geri dönmek istemeyecektir. Geri dönebileceklerin karşısında da devasa bir ekonomik kriz gerçeği var. Göçmenleri geri göndermek isteyenlerin Suriyelilerden değil ABD yaptırımlarından işe başlaması gerekiyor.

En önemlisi de ne olursa olsun çok ciddi bir göçmen meselemiz olduğu, bu meselenin siyasi şovlara kurban edilmeyecek kadar ciddi olduğu unutulmamalı.

Evrensel / 13.07.23