Amerika’nın Bahreyn’de konuşlu 5. Filosu’nun Sözcüsü Timothy Hawkins geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı. Açıklama, 5. Filo’ya bağlı çıkarma gemisinin 3 binden fazla denizciyle birlikte Basra Körfezi’ne doğru gittiği yönündeki haberlerin ardından geldi.
Hawkins açıklamasında, “Küresel ekonomiyi korumak için Körfezli ortaklarımızla koordineli olarak Hürmüz Boğazı’na ve Aden Körfezi’ne geldik... Tehdit altındaki deniz seyrüseferini korumak için buradayız” dedi.
Bu açıklamaya ek olarak Pentagon, bölgeye düzinelerce F-35 savaş uçağının yanı sıra F-16 ve A-10 savaş uçakları ve deniz güdümlü füze muhriplerinin yanı sıra ek helikopterler ve çıkarma gemileri göndermeyi planladığını da duyurdu.
Ayrıca bu açıklamalara göre ABD, Hürmüz Boğazı ve çevresindeki ortak devriyeleri yoğunlaştırılacak.
5. Filo Sözcüsü Hawkins’in de belirttiği gibi ABD’nin Hürmüz Boğazı hassasiyetinin temel sebebi İran ki Hawkins de İran’ın bu bölgedeki deniz hakimiyeti kurma çabasının kırılmasından bahsediyor ve “İran’ın ticari gemileri taciz etmesinin ve el koymasının neden olduğu bölgesel gerilimlerin hafifletilmesinin amaçlandığını” da belirtiyor.
Bu gelişme birçok insanın “Hürmüz Boğazı neden bu kadar önemli?”, “ABD ile İran arasında yeni bir gerilim mi tırmanıyor?”, “Ne oluyor orada?” sorularını sormasına neden olabilir.
Hürmüz Boğazı’ndan başlayalım!
Hürmüz Boğazı dünya petrol ticareti açısından en önemli su yollarından biri. Çünkü, dünyanın en büyük petrol ve gaz üreticilerinin olduğu bölgenin kesiştiği bir noktada.
Basra, İran, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin kıyılarının olduğu bir körfez. Hürmüz Boğazı ise bu körfezin kapısı gibi bir çıkıntı oluşturuyor.
Siyasi önemi de olan bu boğaz dünya petrol akışının beşte birinin ve yine dünya sıvılaştırılmış doğal gaz akışının dörtte birini tek başına gerçekleştiriyor. Bu arada dünya günlük petrol akışının 21 milyon varil civarında olduğu hesap edildiğinde, Hürmüz Boğazı’ndaki yoğun trafik ortaya çıkıyor.
Ayrıca Hürmüz Boğazı ABD açısından da çok önemli, çünkü ABD’nin aylık toplam petrol ithalatının yüzde 10’u bu boğazdan geçiyor. ABD’nin yanı sıra Çin, Hindistan, Japonya, Güney Kore gibi Asya ülkelerine taşınan petrol ve doğal gazın yüzde 75’i Hürmüz Boğazı üzerinden alıcısına ulaşıyor.
Peki ABD ne yapmaya çalışıyor?
ABD’nin Hürmüz Boğazı’na dolaylı bir çıkarma girişiminin arkasındaki nedenin İran’ın boğazdaki hakimiyetini kırmak olduğu belirtiliyor. Bunun ‘görünürdeki’ gerekçesi ise, İran’ın boğazdan geçen-geçmek isteyen bazı ticari gemilere el koyması veya el koymak istemesi.
İran bu el koyma girişimlerinin sebebinin petrol kaçakçılığı ile mücadele olduğunu ve mahkeme kararıyla yapıldığını söylüyor.
ABD, İran’ı bir çeşit deniz ‘eşkıyalığı’ yapmakla suçlarken İran, ABD’nin petrol kaçakçılarını koruduğunu öne sürüyor.
Ancak ABD’nin Hürmüz Boğazı’na çok sayıda denizci, uçak gemisi ve araç göndermesinin arkasında İran’ın bölgedeki hakimiyetini kırma amacından çok daha büyük bir hedef yatıyor gibi görünüyor.
Hatırlayacak olursanız Biden döneminin başlarında ABD’nin Orta Doğu’daki askeri varlığını azaltacağı ve yönünü Asya’ya çevireceği duyurulmuştu.
Bu durum bölgede güç boşluğu yaratırken, ortaya çıkan boşluğu en iyi değerlendirenler Çin ve Rusya oldu. Çin önce İran ile 2021 yılında 25 yıllık bir ticari ve stratejik iş birliği anlaşması imzalayarak 25 yıl boyunca İran ekonomisine 400 milyar dolar yatırım yapmayı taahhüt etti.
Çin kadim bir mücadele içinde olan Suudi Arabistan ile İran arasında uzlaşma sağlayarak bölgedeki gerilimi azaltıcı bir hamle yaptı.
Bunun yanı sıra hem Çin hem de Rusya Suudi Arabistan başta olmak üzere geleneksel ABD müttefikleri olan Körfez ülkeleri ile bir dizi ekonomi, güvenlik ve savunma iş birlikleri kurdu. Elbette bu anlaşmalarda ödemelerin bir kısmının Çin para birimi Yuan üzerinden yapılması gibi kararlar, ABD cenahında hiç hoş karşılanmadı.
ABD petrol üreticisi ülkelerin kalbi sayılabilecek Hürmüz Boğazı’na askeri güç göndererek ve daha fazlasını da göndereceğini söyleyerek bölgede yarattığı güç boşluğunun sonuçlarını tersine çevirmeye çalışıyor.
Hürmüz Boğazı’nda konuşlanmış ABD Deniz Kuvvetleri İran’a, Çin’e, Rusya’ya; bu ülkelerle yakınlaşmak isteyen Körfez ülkelerine doğrudan bir mesaj demek.
Peki 5.Filo ne kadar ileri gidebilir? İran ile bir çatışma iki taraf tarafından da göze alınabilir mi? Çin’in bu hamleye karşılığı ne olur? Bütün bunları zaman gösterecek ancak her halükarda 5. Filo’nun Hürmüz Boğazı’na gidişinin ciddi sonuçları olacak gibi görünüyor.
Evrensel / 17.08.23