Amerikan Birleşik Devletlerinin (ABD) Ukrayna’da tasarladığı 2013-14 darbesinden bu yana, ABD Siahlı Kuvvetleri mensupları, Neo-Nazi birlikleri de dâhil olmak üzere, Ukraynalı askerlere kentsel ve diğer sivil alanlarda nasıl savaşabileceklerini öğretiyorlar. ABD’nin Ukraynayı silahlandırma operasyonu, Washington Yönetimi'nin, ABD Silahlı Kuvvetler Genel Merkezi Pentagon’un “tam spektrum hâkimiyet” dediği politika arayışının bir parçasıdır. Ukrayna Topçu Birlikleri bir komutanı, 2016’da, ABD Ordu mensuplarından savaş eğitimini aldığı dönemde “Savaşın bütün yöntemlerini öğrenebiliyorsunuz, o zaman savaş tanrısı olabilirsiniz” diye ifade etmişti.
İsmi açıklanmayan bu topçu komutanın aldığı askeri eğitim ile ilgili ifadesi, Pentagon’un Çokuluslu Ortak Eğitim Grubunun bir neferi olarak Ukrayna’da askeri eğitim veren bir havan müfrezesi komutanı Teğmen Claire Vanderberg tarafından alıntılanmıştır. ABD askeri eğitimi, Ukrayna’nın Yavoriv kasabası civarında, Polonya sınırına yakın bir alanda, şaşılacak derecede anlamsız bir şekilde Uluslararası Barışı Koruma ve Güvenlik Merkezi diye tanımlanan bir askeri merkezde gerçekleşmiştir. Batılı medya organları, Rusya güçlerinin düzenlediği güdümlü nükleer füze saldırı haberlerini geçiyorlar, ancak, saldırıların nerede meydana geldiği konusunda açıklama yapmamayı tercih ediyorlar.
Biri Amerikalı ve diğeri Ukraynalı iki asker arasında geçen bu samimi konuşma repliği, ABD’nin Ukrayna’yı Rusya’nın etki alanından çıkarmakla kalmayıp, aynı zamanda, Ukrayna ülkesini Moskova’ya karşı aktif olarak silahlandırmaya yönelik ABD-NATO güçlerinin onlarca yıldan beri düzenledikleri politik operasyonların bir anlık yansımasıdır.
ABD Güçleri “Rusya Güçlerinin saldırıyı geri püskürttüğünü, ancak ilk olmadığını” kabul ediyorlar
Pentagon ve ABD Ulusal Güvenlik Güçlerinin diğer birimleri, kendi iç yazışma belgelerinde, Rusya’yı askeri gerginlik tırmanışına sürüklemek amacıyla Ukrayna’yı nasıl kullandıklarını bildirirlerken, aslında, savaş karşıtı solun kamuoyuna açıkladığı argümanları bir anlamda kendi aralarında yinelemiş oluyorlar. Aralarındaki temel fark; Pentagon’un, bu tarzda provokasyon operasyonlarını, ABD’nin güç gösterme projeksiyonunun önemli bir bileşeni olarak gördüğü arsız bir emperyalist perspektiften konuyu ifade etmesidir.
ABD Milli İstihbarat Teşkilatı Direktörü, daha bu yakınlarda, ABD’ye karşı yıllık tehdit değerlendirmesi yaparken; “Rusya yönetiminin, Washington’a karşı –yerel ve küresel olarak- yerine göre güç kullanma operasyonu da dâhil, muhtelif teknikleri uygulayarak adım atmaktadır” diye açıklama yapmıştır. Bir açıklama notunda, “Rusya güçleri geri püskürtüyor, ancak, ilk defa değil” diye belirtiliyor.
ABD Milli İstihbarat Konseyinin hazırladığı 2021 yılı raporunda, Rusya ve Çin konusunda bir itiraf yer alıyor: “Demokratik güçler için tasarlanmış ve egemenlik altına alınmış uluslararası bir düzende bu iki devlet kendilerini güvende hissetmediler” diye ifade ediliyor. “Demokratik güçler” tabiri ise ABD’nin dostları anlamında kullanılmıştır. Söz konusu raporda, hem Rusya ve hem de Çin “devlet sınırları ve coğrafi etki alanları dâhilinde mutlak otoritelerini koruyan egemenliğe dayalı uluslararası bir düzeni desteklediler” diye belirtiliyor.
Ukraynalı askerlerin eğitiminden sorumlu ABD Ordusu Topçu Okulu Komutan Yardımcısı Albay Heyward Hutson, 2017 yılı Ekim ayında şunları söylemişti:
“Ukrayna NATO üyesi bir ülke olmak istiyor, ancak, Rusya, Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasına karşı çıkıyor. Rusya böylece bir tampon bölge oluşturmak istiyor. Görülen başka bir sorun; Doğu Ukrayna halkının Rusya yanlısı olması ve bundan dolayı da bölgedeki sivil nüfusun bölünmüş olmasıdır.”
ABD Ordusu Savaş Kolejinin 2016’da hazırladığı bir raporunda “Rusya’nın Temel Ulusal Güvenlik Stratejisi; komşu ülkeler kuşağını istikrarlı, NATO’yu zayıf, Çin yönetimini yakın ve ABD’yi ise uzak tutmaktır” diye belirtiliyor.
ABD’nin başka bir askeri personeli, 2007’de, “Turuncu devrimden bu yana, Ukrayna’da iktidarda olan reform yanlısı güçlerin Ukrayna’yı, Rusya’ya yalnızca sınırlı saygı çerçevesinde kalarak, doğrudan Avrupa -Atlantik topluluğuna taşımak istediğini” açıklamıştı.
Rapor belgesinde “Ukrayna siyasi ve askeri liderliğinin, Ukrayna’nın kolektif bir güvenlik yaklaşımı politikasını izlemesi mi, yoksa tarafsız statüsünü koruması gerektiği konusunda bölünmüş durumda kaldığı” not ediliyor. Raporda ayrıca, “çoğu üst düzey Ukraynalı komutan reform yanlısı bir kimliğe sahip olsa da, Ukrayna Ana Savunma Kuvvetleri bünyesinde hala Batılı eğitim programlarına ve operasyonlarına hiç katılmayan veya yalnızca sınırlı düzeyde katılan çok sayıda üst düzey komutan vardır” diye ifade ediliyor. Washington, Ukrayna’da yaşanan ABD destekli 2013-14 darbesinden sonra, Ukrayna silahlı Kuvvetleri birliklerini eğitmek üzere kapsamlı bir program başlatarak bu çelişkinin yumuşatılmasını sağlamıştır.
NATO “eskiden olduğu gibi artık bir diplomasi ve caydırıcı güç değildir”
Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra askeri ittifak gücü olan Varşova Paktı da dağılmıştır. Ancak Batı ise, Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nü (NATO) feshetmeyi reddetmekle kalmadı, aksine, NATO’nun etki alanını Rusya sınırlarına kadar genişlemesine çalışmıştır. NATO’nun 1992 yılına ait kayıtlarında, “Ukrayna’nın SSCB’den bağımsızlığını ilan etmesinden sadece dört ay sonra, NATO Yönetiminin, Ukrayna temsilcisini eski Varşova Paktı üyesi ülkeleri ile NATO Örgütü arasında uluslararası işbirliğini şekillendirmek üzere düzenlenen olağanüstü toplantıya davet ettiği belirtiliyor.”
Rusya yönetimi, ABD’nin komşu ülkeleriyle benzer bir anlaşma yapmayı önermemiştir. Ukrayna, 1994’te, Barış için Ortaklık (Partnership for Peace/PFP) olarak adlandırılan örgüte katılmıştı. Birleşmiş Milletler (BM) Şartına atıfta bulunan PFP Örgütü, “imzacı devletlerin herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı güç tehdidinden bulunmamayı veya güç kullanmaktan kaçınmayı, mevcut sınırlarına saygı göstermeyi ve anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmeyi” kabul ettiklerini belirtiyor. ABD Dışişleri Bakanlığının düzenlediği bir raporundan PFP’nin aslında gizli bir amacının olduğu anlaşılıyor. PFP’nin gerçek amacı tarafsızlık olmadığı, aksine, Ukrayna’yı ve imzacı diğer devletleri NATO’ya yanaştırmak olduğu görülüyor. PFP Örgütü'ne katılma NATO’ya girme konusunda garanti sağlamazken, ancak NATO üyesi olmakla ilgilenen ülkeler için en iyi hazırlık ortamı sunuyor.
PFP Örgütü, üye devletlerin Rusya sınırlarında veya sınır boyu yakınlarında giriştiği 52 fiili veya planlanan askeri tatbikatlar listesini düzenleniyor.
ABD Başkanı Bill Clinton dönemi (1993-2001) ABD politika yapıcıları “NATO’nun eskisi gibi önleyici diplomasi yürüten veya caydırıcılık tatbikatı yapan bir yapı olmadığını” söylemişlerdi. NATO’nun genişleme operasyonlarının siyasi bir gündemi vardır. Politika yapıcıları “NATO’nun genişleme operasyonunu bir demokratikleşme politikası” olarak düşündüler. Yukarıda anıldığı şekliyle, “demokratikleşme” kavramı ABD yanlısı olma anlamındadır. Devlet Başkanı Clinton’un 1996’da düzenlediği kampanya konuşmalarında atıfta bulunulan raporda, ABD politika yapıcılarının akıllarında NATO’nun “Orta ve Doğu Avrupa’da daha fazla ekonomik kalkınma için ihtiyaç duyulan istikrarı sağlayacağı” konusu yer alıyordu. Başka bir deyişle, aslında politika yapıcıların akıllarında NATO Örgütü tarafından, SSCB sonrası dönemde, ekonomik işletmeler konusunda devlet mülkiyetinin norm olduğu eski Sovyetler üyesi ülkelerdeki piyasaların, ABD liderliğinde “serbest piyasalar” (genellikle ne serbest ve ne de piyasa, ancak, tekeller vardır) şeklinde düzenlemeyi garanti etmek üzere tasarlanması vardı.
NATO ve Ukrayna, 1997’de, Farklı Ortaklık Anlaşmasını imzaladılar. İlk bakışta Anlaşma, Ukrayna’nın siyasi bağımsızlığını tehlikeye attan PFP’nin ihlali gibi görünüyordu. Ancak, Anlaşma’da “Sivil olağanüstü hal planlaması, askeri eğitim ve çevre güvenliği de dâhil” NATO-Ukrayna işbirliği kapsamında çeşitli faaliyet alanları öneriliyordu. “NATO Örgütü, Ukrayna ve NATO arasında işbirliği, askeriyedeki eski subayların eğitimi, Ukrayna’nın NATO liderliğindeki tatbikatlara katılmaya davet edilmesi” faaliyetlerinde hızlı bir gelişme kaydedildiği konusunda övünüyor”.
Ukrayna’yı “ABD’nin askeri ortağı” yapmak
ABD Ordu mensupları şöyle bir açıklama yapıyorlar: “Ukrayna 1990’ların ortalarına kadar ABD’nin askeri ortağıydı”. ABD Avrupa Özel Hareketler Komutanlığı,1998’de, Almanya’nın Stuttgart kentinde Özel Hareket Kuvvetleri (SOF) konferansına ev sahipliği yapmıştı. “ABD Özel Hareket Kuvvetleri (SOF) gösterilerini izlemek ve gelecekteki Ortak Kabine Değişim Eğitimi (JCET) ve Ortak Temas Timleri Programı (JCTP) etkinlikleri için fırsatları görüşmek üzere Moldova, Gürcistan ve Ukrayna askeri personeli bir araya getirildi” değerlendirmesi yapılmıştır.
ABD Deniz Kuvvetleri, 2000 yılı Haziran ayında, donanmanın amfibi savaş gemisi USST Renton’un Ege Denizi’nden Karadeniz’e çıktığını ve Odessa’ya (Ukrayna) yanaştığını bildirmişti. 24. Deniz Sefer Birliği (MEU) “Prymorsky” veya “Denizcilik” Merdivenlerini çıktıklarında Odessa tarihinin bir kısmını ilk elden gözlemlemeyi deneyimlediler.” Şaka niteliğinde bazı açıklamalara ilaveten, MEU personeli ve USS Trenton mürettebatının hedef odak noktası; Ukrayna’nın ev sahibi ülke olacağı NATO’nun bir sonraki tatbikatı olan İşbirliği Ortaklığı 2000 tatbikatı teşkil ediyordu.
Ukrayna Ordusunun ABD liderliğinde NATO Eğitim ve Tatbikatlarına katılmasına ek olarak, Ukraynalı askerler ABD Ordusunun liderlik ettiği cephelerde savaştılar. 11 Eylül (9/11) olayından sonra NATO’nun sözde Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü saflarında Afganistan’ın işgaline katıldılar. Ukrayna birlikleri Irak’ın ABD-İngiliz askerlerince işgaline de destek verdiler. Ukrayna Ordusu komutanları, 2008’de, bu katılım operasyonlardan dolayı, silah arkadaşlarına övgüler yağdırıyorlardı: 5000’den fazla askerden oluşan Ukrayna Birlikleri, Irak’a sözde “Özgürlük Operasyonunu” desteklemek üzere beş yılık hizmetleri sırasında Irak’ta görev yapmışlardı.
ABD, 2014 darbesini destekledikten sonra “ölümcül güvenlik yardımı” sağlamıştır
ABD destekli 2014 yılı darbesi sırasında kurulan Dışişleri Bakanlığının Ukrayna Bileşeni ve Pentagon’un Küresel Güvenlik Acil Durum Fonuyla (GSCF), “taktik, operasyonel ve kurumsal eğitimi geliştirmek üzere on milyonlarca Dolar tutarında eğitim hizmeti verilmiş, ekipman sağlanmış, Ukrayna Savunma Bakanlığı ve Ulusal Muhafızları kapasiteleri geliştirilmiştir. ABD Dışişleri Bakanlığı; “GSCF, Batı modelleriyle uyumlu taktik ve kurumsal yetenek geliştirmede faaliyetinde Ukrayna Özel Hareket Kuvvetlerini de desteklemiştir.”
Pentagon’a yakın yayın politikası izleyen bir dergiye göre “2014-2021 dönemi Ukrayna İçişleri Bakanı Arsen Avakov, Nazi Azak Taburu da dâhil, paramiliter güçlerde genişleme sağlamış ve daha sonra Ulusal Muhafız güçlerine entagrasyonunu gerçekleştirmiştir”.
Pentagon’un Avrupa Komutanlığı, 2015’ten itibaren, ABD Ordusu ve Ulusal Muhafızlarının Ukrayna Silahlı Kuvvetlerini eğittiği Çokuluslu Ortak Görev Gücünü (JMTF-U) denetlemiştir. Ayrıca, Ukraynalı subaylar, ABD Uluslararası Askeri Eğitim ve Öğretim programı kapsamında eğitilmişlerdir. Amerikan Kongresi Araştırma Servisi de, “ABD Özel Harekât Kuvvetleri'nin Ukrayna Özel Kuvvetleri'ne eğitim verdiği ve tavsiyelerde bulunduğu” bilgisini vermiştir. ABD güçleri, bu faaliyetlere ek olarak, NATO’nun yıllık Barış Ortaklık Tatbikatı olan Rapid Trident’e katılmaktadır.
Başkan Obama yönetimi, 2015 yılı Kasım ayında, ABD yanlısı yeni rejimin talebi üzerine, Ukrayna’ya iki adet AN/TPQ radar sistemi göndermiştir. “Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Proşenko radar sistemini incelemiş ve ABD askeri yetkilileri tarafından, Ukrayna’ya verilen ekipmanın kapasitesi konusunda kendisine bilgi verilmiştir”.
ABD askeri yetkilileri, daha sonra, Ukrayna’ya verilen radar sisteminin sadece savunma amaçlı olmadığını açıklamışlardı. ABD Avrupa Ordusunda bir ekip; Fort Sill Ateşleme Mükkemeliyet Merkezi (FCoE) ve Ordu Güvenlik Yardımı Eğitim Yönetim Organizasyonundan (SATMO) bir askeri ekip, dört hafta devam eden operatör eğitimini vermiştir.
Ukrayna Yönetimi, ilk parti teslimatından sonra, 4 adet Ek Q-36 radarı daha almıştır. ABD Ordusu İletişim-Elektronik Komutanlığı tarafından, FCoE ve USSATMO desteğiyle Ukrayna askeri personeline eğitim verilmiştir. Konuyla ilgili yapılan yayında, bir askeri eğitmen, “ABD askeri personel ekibinin, Ukrayna tugay, tabur ve müfreze komutanlarına ateş ve manevra çabalarını desteklemek üzere radar sistemini taktiksel olarak nasıl kullanacaklarını gösterdiğini” söylemiştir.
SATMO’nun Doktrin Eğitimi Danışma Grubu (DEAG), 2016 yılından itibaren, Ukrayna Güvenlik Kuvvetlerine operasyonel düzeyde doktrini gözden geçirmeleri, profesyonel askeri eğitim faaliyetlerini geliştirmeleri, NATO ile birlikte çalışabilirliği geliştirmeleri ve savaşta hazır olma durumunu artırmaları tavsiyelerinde bulunmuştur. DEAG, bu yılın Ocak ayında, Ukrayna’nın cephe savunmasını geliştirmesi için, askeri mühimmat da dâhil, “200 milyon Dolar tutarında, ölümcül düzeyde güvenlik yardımı” ilk partisini teslim etmiştir.
ABD askeri güçleri, “sivillerin yoğun olduğu bölgelerde savaşmak üzere yerel halkla kaynaşmaları amacıyla Ukraynalı askerleri eğitiyorlar
ABD’nin Ukrayna’daki en ahlaksızca eylemlerinden biri; Ukrayna Silahlı Kuvvetleri personelinin sivil bölgelerde savaşmak üzere eğitilmesi ve Rusların Ukraynalı sivilleri öldürdüğü konusu işlenerek, Rusya karşıtı propagandada puan alma sonucunda Rusya’yı yoğun nüfuslu yerlerde savaşmaya teşvik etmesi olmuştur.
ABD Deniz Kuvvetleri, 2015’te, Amerikan Denizcilik Hizmetleri elemanlarının Rusya’ya karşı savaşmak üzere Ukrayna’ya gidecekleri ima etmişlerdi. “Afrika’daki herhangi bir ülkeye veya Avrupa ülkelerine (Ukrayna ve komşu ülkeleri dâhil) resmi olmayan seyahat işlemleri (izin veya serbest dolaşım) 0-6 düzeyinde komutan onayı gerektirir. Söz konusu ülkeler listesi, Yabancı Gümrükleme Rehberi (FCG), ABD Dışişleri Bakanlığı (DOS), Savaş Komutanlığı veya İstihbarat Tehdidi Birimlerine göre değişebilir.” Bu durum, bölgede düzensiz bir savaşa hazırlık yapıldığı anlamına gelir.
ABD Özel Operasyonlar Mükemmeliyet Merkezi (SOCE) tarafından 2017 yılında yayınlandığı sanılan tarihsiz bir belgede, Rusya güçlerinin1990’larda Çeçenya’yı işgal operasyonu konusunda, “ABD’nin Çeçen isyancılarının tepkisinden ders alması gerektiği” belirtiliyor. Söz konusu belgede “Çeçen asilerinin, merkezi olmayan operasyonlar” düzenledikleri, “yerel halkla kaynaşmak” amacıyla sosyal medyayı kullandıkları belirtiliyor. Rusya düşmanları, Çeçen isyancılarının düşmanı öldürmeleri doğrultusunda Rusya güçlerini manipüle etmek üzere “yanlış bilgi” veriyorlardı.
SOCE belgesinde, Özel Harekât Kuvvetlerinin “bu alanda faaliyetlerde bulunmak üzere eğitildikleri” not ediliyor. Bu belgede, ABD’nin, Rusya’yı kışkırtmak üzere düzensiz kuvvetleri eğitmesi konusu açıkça savunuluyor: “ABD Yönetimi, Dışişleri Bakanlığı, İstihbarat Topluluğu ve SOCOM ile kurumlar arası bir çalışma grubu oluşturmalıdır” diye bildiriyor. Bu çalışma grubunun “DoD lideri/temsilcisi olarak hizmet verecek” Özel Harekât Komutanlığı olacağı vurgulanıyor. Bu çalışma grubunun, “Rus modern savaş taktikleriyle rekabet edebilmek amacıyla SOCOM’ın düzenleyeceği eylemlerin alışılmadık ve düzensiz olması gerekliliğini de anladığı” konusu da belirtiliyor.
ABD iktidar seçkinleri, Ukrayna’nın Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmek ve Rusya’yı kışkırtmak üzere Ukraynalı sivilleri açıkça piyon olarak kullandılar. ABD askeri personeli, yoğun nüfuslu sivil bölgelerde Ruslarla savaşmak amacıyla Ukrayna Kuvvetlerini kentsel alanlarda savaşmak üzere uzun yıllar boyunca eğitmiştir: “Illini Görev Gücü”, Illinois Ulusal Muhafız Ordusunun 33. Piyade Tugayı Savaş Timi 150 askerden oluşuyor. ABD Ordusu, 2020 yılı Eylül ayında, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri askerlerinin, Polonya sınırı yakınlarında bulunan Batı Ukrayna fiili NATO Üssünde, “Yavoriv Savaş Eğitim Merkezi’inde Görev Gücü Illini Danışmanları'nda uzmanlık eğitim desteği alırlarken, kentsel operasyon becerilerini geliştirdiklerini” de rapor etmiştir.
Akrobasi Timi (Thunderbirds) Ukraynalıları tam-ölçek araç savaşında eğitiyor
Oklohoma Merkezli Havva Kuvvetleri Savaş Uçakları Akrobasi Timi (Thunderbirds) geçen yüzyıldan beri birkaç defa yeniden enkarnasyon süreci geçirmiştir. Bu askeri Birlik başlangıçta 45.Piyade Tümeni olarak biliniyordu. Şimdilerde ise 45. Piyade Tugayı Savaş Birliği olarak tanımlanıyor. 2017 yılının ilk başlarında JMTG-U (Join Multinational Training Group-Ukraine) misyonu faaliyetleri, 7.Ordu Eğitim Komutanlığı ve Savaş Uçakları Akrobasi Timi, Birinci Taburu, Ukrayna 28. Mekanize Tugayı ve 79. Hava İndirme Tugayı askerleriyle 179. Piyade Alayı personelini eşleştiren Birleşik Devletler Avrupa Komutanlığı'na bağlanmıştı. ABD Savaş Uçakları Akrobasi Timi'nin amacı Ukraynalıları tam teçhizat araçlarla savaşa hazırlamaktı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın NATO’nun piyonu bir ülke olduğunu iddia ediyor. ABD karşı propaganda aygıtı bu iddiayı reddederken, Ukrayna’nın ittifak üyeliğini dışarda tutarak, kendi iddiasını kanıtlamaya çalışıyor. Oysa ABD Ordusu, 2017 yılı Nisan ayında, Akrobasi Timinin görevini, JMTG-U kapsamında “Ukrayna Ordusunu NATO standartlarına göre eğitmek, astsubay birliklerini geliştirmek ve gelecekte kendi eğitimine devam edebileceği şekilde, bir savaş eğitim merkezi kurmasına yardımcı olmak” diye itiraf etmişti. Dolayısıyla, Ukrayna Ordusu, NATO standartlarına göre eğitilmiş ise, (ABD güçlerinin gerektiğinde savunmasını üstlenmesi durumu hariç) ABD’nin kuklası bir Başkan tarafından denetleniyorsa zaten NATO’nun bir parçası olmuştur.
Önerilen eğitim merkezi, Yavoriv Savaş Eğitim Merkezidir. ABD Ordusu, 2017 yılı Ekim ayında, “el bombasını kullanma yeni bir eğitim merkezinin” açıldığını açıklamıştı. Binbaşı MontanaDugger de; “Ukraynalı askerlerin, önümüzdeki 20-30 yıldan fazla bir dönem boyunca bu tesisleri kullanabilmeleri için uzun vadeli bakım planları yapmalarına yardımcı olduk” diye açıklamıştı.
Görünüşe göre, söz konsu bu ikili konuşmadan habersiz olan ABD Ordu yetkilileri, Ukrayna’nın Savaş Eğitim Merkezinin “Yavoriv yakınlarındaki Uluslararası Barışı Koruma ve Güvenlik Merkezinde kurulacağını” da açıklamışlardır. Ayrıca ironik olan şu ki; ABD Savaş Akrobasi Timinin (Thunderbirds) Ukrayna’da Ruslarla savaşmak üzere, Neo-Nazi birliklerinin de dâhil olduğu bir orduyu eğitirken, 1930’lar öncesi amblemi, Oklahoma müzesinin “eski bir Kızılderili’nin iyi şans sembolü” olarak tanımladığı bir gamalı haç idi.
CIA Gizli Operasyonlarının Amacı; “Rusları Öldürmek”
Yukarıda açıkça özetlenen, ancak, eksik rapor edilen veya rapor edilmeyen olaylara ek olarak, ABD İstihbarat Teşkilatı (CIA) Ukrayna’da sekiz yıllık gizli bir eğitim programı yürütmüştür. Bir yandan kapsamlı açık projeler yürütülürken, diğer yandan, neden gizli operasyonlara ihtiyaç duyulmuştur? CIA Örgütü, suikast, vekâlet savaşı, psikolojik operasyonlar ve sahte bayraklar konusunda uzmanlaşmıştır. Bu faaliyetleri Cenevre Sözleşmeleri hükümleri uyarınca yasaklanan taktikler kapsamına girdiği anlaşılıyor.
Internet tabanlı Web Sitesi Yahoo! News, “CIA’ya bağlı seçkin ve kıdemli paramiliter küçük bir grubun, 2014 yılında, “gizli eylem finansmanı” adı verilen bir doktrine göre, Ukraynalı mevkidaşlarıyla buluşmak üzere, cephe hatlarına ilk gizli gezi yaptıkları” bildirmişti. Eğitim programı, eğitmen subayları “eski CIA” ve Özel Kuvvetlerden olsalar bile, CIA Merkezinin bulunduğu Langley’e üst düzeyde erişim sağlandığı ve bu faaliyetin de facto resmi görev haline getirildiğini öne süren CIA Özel Faaliyetler Merkezi tarafından yürütülmüştür.
Operasyonlara katılan bir askeri personel; ABD subaylarının, Afgan Taliban’ının düşman tarafın onları kör etme saldırısı karşında savunmasız durumda kalmaması anlamında gelişmiş donanım sağladıkları gibi Ukraynalı paramiliterlerini de Talibanlaştırmaya çalıştıklarını söylemişti. Ergo, basic ve teknoloji dışı savaş konularında eğitim yapılması gerekliydi demişti. Askeri eğitmenler; “Ukraynalı meslektaşlarına keskin nişancı tekniklerini, ABD’nin sağladığı Javelin tanksavar füzelerinin ve diğer askeri ekipmanların nasıl çalıştırılacağı; Rusların, topçu saldırılarına karşı savunmasız kalan Ukrayna birliklerinin yerini saptamak amacıyla kullandıkları dijital izlemeden nasıl kaçınılacağı, gizli iletişim araçlarının nasıl kullanılacağı ve diğer becerilerinin yanı sıra, Rusya ve isyancı güçlerini bulundukları yerden çekerek savaş bölgesinde bırakmaya nasıl devam edebileceklerini öğretmişlerdir” diye açıklama yapmıştı.
Bunlara ek olarak, eski bir üst düzey kaynak şunları söylemiştir (muhabir tarafından yorumlanmıştır): “CIA’nın Ukraynalı askerlerin “omurgasını” belirlemesi gerekiyordu. Soru şöyleydi, “cepheden dönecekler mi, yoksa ayağa kalkıp savaşacaklar mı?” Ukrayna’da kimler “omurgaya”, yani, acımasız ve psikopatik bir dövüş ruhuna sahip olma eğilimindedir? Faşistler veya aşırı milliyetçiler mi? ABD kurumsal medyası daha önceleri, Nazilerin, Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine ve paramiliter birliklerine zarar verdiği konusunu geniş bir yelpazede haber programlarına almıştı. Bugün aynı medya organları, Nazilerden sadece milliyetçiler olarak söz ediyorlar.
CIA’nın kara departmanınca, 2015 yılı başından itibaren, Ukraynalıların ABD’nin güneyinde eğitilmeleri amacıyla düzenleme yapılmıştı. Eğitim faaliyetlerine halada devam ediliyor. ABD Başkanı Biden Yönetiminde de genişleme yapılmıştır. “ABD Merkezli çok haftalı CIA programı; ateşli silahlar, kamuflaj teknikleri, kara navigasyonu, gizlen ve hareket et, gibi taktikler, istihbarat ve diğer alanlarda eğitim konuları içermektedir”. Kıdemli bir subay “ABD yönetimi, Rusları öldürmek üzere isyancıları eğitiyor” şeklinde açıklama yapmıştı.
Bu yılın Şubat ayında, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal operasyonundan kısa bir süre önce, CIA’nın “Ukraynalıları Rusya işgali ihtimaline karşı bir ayaklanma başlatmaya hazırladığı” bildirilmişti. İşgal operasyonuna karşı mı? Yoksa işgali teşvik etmek üzere isyan mı?….CIA’nın Ukrayna operasyonlarına ek olarak, Amerikan Ordusunun da düzenlediği gizli bazı operasyonları var. Pentagon’un, 2018’de başlatılan Direniş Operasyonu Konsepti kapsamında, Ukraynalı sivillerden oluşan bölgesel savunma birimlerini eğittiği anlaşılıyor. Bu durum, Ukrayna’nın Özel Harekât Kuvvetlerinin sivillere gerilla taktiklerini öğreten bir Ulusal Direniş Merkezi’nin kurulmasına yol açmış gibi görünüyor.
Ukrayna askeri yığınağı Dünya’yı uçurumun eşiğine sürüklüyor
Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhak etmesinin ardından, Donetsk ve Luhansk’ta Rusya yanlısı doğu protestoları patlak vermişti. ABD Kongre Araştırma Servisi (CRS) şunları kaydetmişti: Kiev hükümeti askeri güçlerle karşılık verdi ve ayrılıkçıları geri püskürtmek üzere yerel milisleri görevlendirdi.” CRS, ABD’nin Savunma Reformu ve Güvenlik İşbirliği Çokuluslu Ortak Komisyonunda İngiltere, Kanada ve Litvanya’ya liderlik ettiğini de ilave etmiştir. Pentagon Avrupa Komutanlığının o dönemde, şimdi Avrupa Caydırma Girişimi olarak adlandırılan Avrupa Güvence Girişimi faaliyetleri vardı. Düzinelerce sayıda Ukraynalı asker, bu program kapsamında, Hunstville, Alabama ve RQ-11B’de el ile çalıştırılan Raven drone operasyonlarında eğitilmiştir. 2016’da 72 adet drone Ukrayna’ya gönderilmiştir.
Birleşik Krallık Avam Kamarası Kütüphanesi, 2016 yılı Ocak ayı araştırma birifinginde şöyle deniliyor: “Ukrayna Hükümet Güçleri ile Rusya destekli ayrılıkçılar arasındaki çatışmalarda, 2014 yılı Nisan ayından bu yana, 9000’den fazla insan öldürüldü ve 20.000’den fazla insan yaralandı.” Brifing sonunda düzenlenen belgede, ateşkes yapılması ve iki taraf cephe kuvvetlerinin geri çekilmesi çağrısında bulunan BM Güvenlik Konseyi Destekli Minsk II anlaşmasının ardından, Ukrayna Parlamentosu'nun Luhansk ve Donetsk bölgeleri bazı bölümlerine özel statü ve gelişmiş özerklik tanıdığı not ediliyor.
Birleşik Krallık Hizmetler Enstitüsü, Savunma Bakanlığına bağlı bir düşünce kuruluşudur. Düzenlediği raporlarından birinde; Rusya güçlerinin Ukrayna topraklarına girdikleri zaman, Rusya’nın zaten büyük ölçüde “savunma politikasına” sahip olduğu belirtiliyor. Enstitünün bir raporunda “Rusya yetkililerinin, genişleyen NATO ve ABD’den AUKUS’a ve de Birleşik Krallık tarafından desteklenen Demokrasiler Koalisyonu’na kadar uzanan Batı ittifaklarının genişletilmesi ve örtüşmesi nedeniyle alarma geçtikleri” belirtiliyor.
Bir raporunda; Rusya stratejisi köklerinin bir kısmı, Libya’nın 2011’de ABD öncülüğünde yıkılmasına dayandığı belirtiliyor. NATO güçlerinin Libya’yı bombalaması ve Devlet Başkanı Muammer Kaddafi yönetimini devirmesi, Batı ittifakının karşılaştıkları olayları bertaraf etmesi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini (BMGK/UNSC) manipüle ederek, esas itibariyle Rusya çıkarlarının korunabileceği bir forumun düzenlenmesinin engellenmesi konusunda ne kadar güçlü olduğu vurgulanıyor.
Oysa BMGK’nın 27 Şubat 2022 tarihli “8979. oturumunda, daimi üyelerin oybirliğinin olmaması nedeniyle, uluslararası barışın yapılmasına ve güvenliğinin korunmasına yönelik birinci derecede sorumluluğun yerine getirilmesinin engellendiğini” belirten 2623 sayılı Kararı kabul edilmişti.
Uluslararası diplomasinin yokluğu, ABD’de savaş karşıtı sosyal bir iç hareketin zayıflığı, birçok solcu ve liberal kişilerin Başkan Putin’in uğursuz bir kötü adam olduğu düsturuna göre savaş amigoluğunu yapmaları, 1962 yılı Küba füze krizinden bu yana, Dünya’yı belki de çok daha yakın bir nükleer savaş felaketine yaklaştırmaktadır. Birçok Rusya vatandaşı ateşkes sağlamak üzere yaygara koparmak için sokaklara dökülmüştür. İktidar sahiplerinin sekiz yıllık son dönemi, Ukrayna’yı, Rusya’ya karşı silahlandırmakla geçirirlerken, Batılı ülkelerin halkları, yönetimlerinden farklı bir yöne baktıklarından dolayı, henüz aynı şeyi talep etmediler.
Çeviri: Nizamettin Karaben
Kaynak: https://thegrayzone.com/2022/04/01/war-us-weaponized-ukraine-russia/
Özgür Üniversite / 28 Mayıs 2022