ABD’nin savaş arabasına binen AB şefleri, Ukrayna savaşının patlak vermesine katkı sunmakla kalmadılar, savaşa benzin dökme aymazlığında da bulundular. Bu ise, hem Ukrayna’daki yıkımın artmasına neden oldu hem nispeten istikrarlı olan kendi ekonomilerini sarsan bir sürecin kapılarını açtı.
Rusya’yı Ukrayna’ya saldırmak zorunda bırakan politikalara imza atan AB şefleri, büyük bir iş başardıklarını sandılar. Rus karşıtı iğrenç bir ırkçılığa saplanırken, sıkı bir ekonomik ambargo uygulayarak Rusya’yı çökertme planları yaptılar. Rus gazına ve petrolüne bağımlı olmaktan kurtulacaklarını ilan ettiler. Üst perdeden yapılan iddialı açıklamalara rağmen gaz alımını ancak kısmen azalttılar, petrol alımında ise fazla bir değişiklik yapamadılar.
Savaş histerisine kapılan AB şefleri ve savaş borazanı medya, gaz ve petrolün ambargo kapsamına alınması için pek çok çağrı yaptılar. Efendilerinin sağladığı imkanlar sayesinde emperyalist ülkelerin parlamentolarına video konferanslar veren Volodimir Zelenski de aynı yönde çağrılar yapıp durdu. Buna rağmen birtakım kısıtlamalar yapılsa da ‘Rusya’ya enerji alanındaki bağımlılıktan kurtulma’ bağlamında edilen büyük lafların kof olduğunu artık AB şefleri de itiraf ediyor.
Rusya’ya karşı ilan edilen ‘altıncı yaptırım paketi’nde Rus petrolüne ambargo uygulanacağı belirtilmişti. Oysa 24 Mayıs günü MSNBC'deki bir programa katılan Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, bunu yapmalarının mümkün olmadığını söyledi.
“Avrupa Birliği, Rus petrolünün arzını yasaklarsa, Rusya muhtemelen AB'ye satmadığı petrolü fiyatların yükseleceği dünya pazarına satacak ve daha yüksek bir gelir elde edecek” ifadelerini kullanan Leyen, bu sözleriyle AB’nin Rusya’yı ekonomik yönden çökertme gücünden yoksun olduğunu itiraf etmiş oldu. Ancak sorun bundan ibaret değil, zira AB şeflerinin Rusya’ya uyguladıkları yaptırım paketleri serisinin ters yönde etkisi oldu. AB ülkelerinde zamlar furyası başladı ve emekçiler şimdiden büyük bir savaş faturası ödemek zorunda bırakıldılar. Göründüğü kadarıyla AB şefleri kendi ayaklarına kurşun sıkmış oldular.
Rus Rublesi dolar ve euro karşısında değer kazanıyor!
Ambargonun kısa sürede Rusya ekonomisini çökertmesi bekleniyordu. Nitekim ilk günlerde rublenin değeri dramatik bir şekilde düştü. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından önce 87 ruble civarında olan dolar kuru, 150 rubleye yaklaştığında, ABD-AB cephesi, hedefe ulaşacaklarını var saydılar. Ancak kendi önlemlerini alan Rusya yönetimi, kısa sürede durumu tersine çevirmeyi başardı. Ruble hızla değer kazandı ve savaş öncesi seviyeyi yakalayabildi.
Putin’in geliştirdiği karşı hamleler gelinen aşamada durumu tersine çevirmiş görünüyor. AB şeflerini aldıkları gaz ve petrolün karşılığını ruble ile ödemeye mecbur bırakan kararı alan Putin, Brüksel’den yükselen itirazları dikkate almadı. Bu ise rublenin dolar ve euro karşısında savaş öncesinin de ötesinde değer kazanmasına zemin hazırladı.
Değer kazanma süreci devam eden Rus para birimi ruble 24 Mayıs günü, 2018 yılındaki seviyeyi yakaladı. Mart 2018'den bu yana, yani yaklaşık 4 yıl sonra dolar ilk kez 57 rublenin altında işlem gördü. Euro kuru ise 59,64 rubleye düştü.
Savaşın üçüncü ayının sona ermek üzere olduğu günlerde rublenin bu değeri yakalaması, ‘ekonomik çökertme’ hamlesinin boşa düştüğünü kanıtlıyor. AB şeflerinin çark etmesinin sebeplerinden biri de bu olsa gerek. Zira görüldü ki, Rusya’dan önce kendi ekonomilerini çökertmeleri ihtimal dahilindedir. Bu ise, AB’nin dünya ekonomisi ve siyasetindeki etkisinin eskisiyle kıyaslanmayacak kadar gerilediğine işaret ediyor.