“Yargı Paketi” ile faşist katiller sokağa salındı... / KB

  • Arşiv
  • |
  • Makaleler/Yazarlar
  • |
  • Kızıl Bayrak
  • |
  • 21 Temmuz 2012
  • 10:31

Faşist katillerden hesabı işçi ve emekçiler soracak!

Mecliste görüşülen “3. Yargı Paketi” AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. Faşist katillerin tümünün tahliye edilmesi beklentisi arttı. Zira yargı paketinin ardından faşist katiller hızla tahliye edilmeye başlandılar. Kürt halkı tarafından seçilen milletvekilleri ve devrimcilerin tahliye talepleri ise reddediliyor.

Bahçelievler katliamını gerçekleştiren ve 7 TİP üyesini katleden katliam ekibinin de içinde yer aldığı faşist katiller Ünal Osmanoğlu, Bünyamin Adanalı tahliye edildi. Bu tahliyeleri 12 Eylül darbesi öncesinde Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul ile dönemin CHP Kayseri ve Antalya il başkanlarının katledilmesinin faili olan Muhsin Kehya’nın da cezasının infazı durdurulması izledi.

1978 yılında TİP üyelerinin öldürüldüğü Bahçelievler katliamı ve Susurluk davası sanığı faşist katil Haluk Kırcı da 3. Yargı Paketi çerçevesinde tahliye edildi. Tahliyesi beklenen diğer katiller ise katliamlarda rol alan Mahir Kaval ile “Tarsus canavarı” olarak bilinen birçok öldürme olayında rol almış, uyuşturucu ticaretinden dolayı sabıkası olan beş defa ölümle cezalandırılmış Selahattin Büyüköztekin, devrimcilerin katledilmesinde tetikçilik yapan Ramazan Çepni ve Ahmet Şahin isimli faşistlerde tahliye edilecekler arasında yer alıyorlar. Yaptıkları katliamların ardından yurtdışına giden faşist katiller de 3 Yargı Paketi’nden yararlanmak için harekete geçtiler.

Katillerin salıverilmesine onay veren yargı bunu ilk defa yapmıyor. Faşist katilleri aldığı bu türden kararlarla ilk defa cesaretlendirmiyor. Kontra hukuk hep katillerin yanında yer almış, onları aklamanın bir aracı gibi hareket etmiş, faşist katilleri aklamış, ceza vermek zorunda kaldığı katillere en az ceza vermeye özen göstermiş, ilk fırsatta da salıvermiştir.

Cezaevinden tahliye edilen katilleri “3. Yargı Paketi”nin altında imzası olan faşist partinin, MHP’nin yöneticileri karşılıyorlar. AKP ortaya çıkan durumdan duyduğu memnuniyeti her fırsatta dile getiriyor. 3. Yargı Paketi’nin mimarlarındal AKP milletvekili Selçuk Özdağ, verdiği bir röportajda düzenlemenin sonuçlarından memnun olduğunu, şimdiye kadar hep solcuların güldüğünü, düzenleme ile ilgili olarak ülkücü faşistlerin kendisine telefon ederek tebrik ettiğini, gelişmelerden memnuniyet duyduğunu belirtecek kadar pervasızlaşabiliyor.

Serbest bırakılan tüm faşist katillerin siyasi sorumluluğu 3. Yargı Paketi’nin en büyük mimarı olan dinci partiye aittir. Faşist katillerin serbest bırakılması, aynı zamanda darbeci generallerin ve Ergenekon davası sanıklarının önünü açmıştır. Faşist katiller salıverilirken, Kürt halkının seçilmiş milletvekillerinin ve devrimcilerin tutsaklığı sürüyor. Şırnak KCK davasında tutuklu olarak yargılanan ve milletvekili seçilen Faysal Sarıyıldız’ın 3. Yargı Paketi çerçevesinde tahliye talebi ve çeşitli politik davalardan dolayı tutsak olan devrimcilerin tahliye talepleri de reddedilmiştir.

Faşist katilleri serbest bırakarak ödüllendiren kontra hukuku Sivas katliamı davasında da aynı yaklaşımı ortaya koymuştu. Zamanaşımı gerekçesine sığınan mahkeme Sivas katliamı davasını zamanaşımına kurban etmişti. Bu karar katilleri sevindirmişti. Bu kararın ardından Madımak’ı yakan katillerden Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca ve Nemci Karaömeroğlu ceza almaktan kurtulmuştu. AKP marifetiyle ve yargı onayı ile ceza almaktan kurtulmuştu.

Devrimcileri, Kürt siyasetçileri uyduruk gerekçelerle tutuklayıp, aylarca iddianame hazırlamayıp mahkemeye çıkmalarını engelleyen, hiçbir somut delil olmaksızın en ağır cezalara çarptıran kontra hukuk, devrimcilere, Kürt hareketine cezaevinde tecridi dayatırken bile faşist katillerin sırtını sıvazlamaktan, onlar için dışarıya çıkma planları yapmaktan vazgeçmedi. 3. Yargı Paketi bu yalın gerçeğin en açık göstergesidir.

Faşist katiller hep devletin koruma kalkanı altında oldular. Ülkücü faşistler dünden bugüne faşist devlet ve hükümetleri tarafından hep korundular. Hala sağ olan katiller hala kontrgerilla cumhuriyetinin kirli ve kanlı işlerini yapmayı sürdürüyorlar. Bugüne kadar birçok Susurluk aktörü, çeteci, mafyacı, kontrgerilla devletinin yeniden yapılandırılması çerçevesinde görevler üstlendiler. Özel timciler, Oral Çelik, Sami Hoştan, Yaşar Öz, Alaattin Çakıcı vb. faşistler yakalandılar. Ama her seferinde bir yolunu bulup dışarı çıktılar. Çoğu zaman bu yolu mahkemeler açtı. 3. Yargı Paketi faşistlere yönelik genelde devletin özelde AKP hükümetinin korumacı yaklaşımının sadece ve sadece yeni bir örneğidir.

Sermayeni faşist devletinin tarihi katliamlar tarihidir. Tüm katliamlarda faşistleri tepe tepe kullanmıştır. Bu topraklarda devrimcilere, Kürt halkına yönelik katliamlarda rol alan faşistlerin sırtı sıvazlamıştır. Burjuva yargı sistemi ayakta durdukça, bu yargı sisteminin arkasındaki burjuva sınıf devleti var oldukça faşist katiller koruyan mekanizmalar işlemeye devam eder.

Tüm bu cinayetlerin faili olan faşistlerden, onları koruyup kollayan faşist sermaye devletinin ve 3. Yargı Paketi’nin altında imzası bulunan AKP hükümetinin asıl hedefi işçilerin ve emekçilerin birleşik mücadelesinin önünü kesmektir. Bu baskı ve katliamların, hukuksuzluğun kaynağı olan kölelik düzenini, kapitalist sömürüyü sürdürmek içindir. Ölüm kusan, faşistlere kalkan olan özelde AKP hükümetinden genelde sermayenin faşist devletinden hesap sormak için tutulması gereken yol, birleşik, kitlesel devrimci sınıf mücadelesinin yükseltilmesi yoludur.

Faşist katliamlara maruz kalan devrimcileri, ilericileri unutturmamanın, faşist katillerden hesap sormanın tek yolu devrimci sınıf mücadelesinin yükseltilmesidir. Devrimci sınıf mücadelesinde alınacak mesafe katillerin ve sermaye düzeninin korkulu rüyasıdır.

(Sosyalizm Yolunda Kızıl Bayrak, 20 Temmuz 2012, Sayı 29)