Bugün elimden geldiğince bir yamalı bohça yapmaya karar verdim. Tam merkeze, Başbakanımızın Amerikan Büyükelçisi’ne kızgınlığını koydum. Elçi ne demişti: “Bu uzun tutukluluklardan hoşnut değiliz.” Vay sen misin bunu söyleyen, Başbakan yağdı gürledi. Had bildirmeye kalktı. Tuhaf bir durum, kardeşim İncirlik’teki 90 adet ABD nükleer başlıklı bomba kimin emriyle oraya kondu? Kürecik’te kim ABD kalkanına olur verdi? Patriotları kim onayladı? Eh şimdi hem paşa paşa bunları yapacaksın, hem de elçiye kızacaksın. Ben kızarım, çünkü ben ve benim gibi düşünenler, bu muhteşem silahlanmaya başından karşı çıktılar. Ama Başbakan ve partisi kızma hakkına sahip değildir. Ülkeyi Amerika’nın isteği doğrultusunda bir savaş kalesine onlar çevirdi.
Yamalı bohçanın ortasına Başbakanımızın Amerikan Büyükelçisi’ne had bildirmesini koyduk, hemen yanına şu başkanlık sistemi tartışmalarını ekleyiverelim.
Konunun uzmanları boşuna tartışıyorlar; yok bu yarı başkanlıktır, yok bu tam başkanlıktır, yok bu bize özgü başkanlıktır. Geçen gün bir taksiye bindim, radyoda koca koca adamlar AKP’nin ortaya attığı başkanlık acubesini tartışıyorlardı. Taksi sürücüsü bir ara dayanamayıp bana döndü; “Hani boş tartışma diye buna derim” dedi ve ekledi: “Adam padişahlık istiyor, tartışanlar da buna kılıf uydurmaya çalışıyorlar. Ölme eşeğim ölme…”
Bohçanın tam ortasına kocaman bir eşek motifi işlemek pek güzel olur.
Bu arada bohçaya bir özür eklemek zorundayım. Cuma günü gazetemizde yayımlanan, “Tanrının Yeni Adı: Zeki Tasarımcı” başlıklı, Assos’ta yapılan felsefe günlerini anlattığım yazımda bir noktayı eksik bırakmışım, daha doğrusu herkesin bunu bildiğini sanmışım. Evet, ekliyorum; Assos Felsefe Günleri’ni “Felsefe Sanat Bilim Derneği” yapıyor, derneğin yönetim kurulu başkanı Prof. Dr. Örsan K. Öymen. Dernekle ilgili bilgilere internet üstünden ulaşabilirsiniz.
Müzikten korkulur mu? Bohçamızın en can alıcı yerine, muhalif müziğin önemli gruplarından “Grup Yorum”u yerleştirelim. Grubun çevresinde de dünyada ve Türkiye’de muhalif müzik yapan tüm müzik gruplarının resimlerini koyalım. Ve resim altına “Dikkat tehlikelidirler!” diye kocaman bir yazı yazalım. Sözcü Grup Yorum olsun, bildiğiniz gibi yakın bir zamanda onların müzik çalışmalarını yaptıkları İdil Kültür Merkezi basıldı ve Grup Yorum’un iki aydır yeni albümleri için yaptıkları tüm çalışmalara el kondu. Bağlamalardan parmak izi alındı. Yani bir albümün daha çıkmadan yasaklanması ile karşı karşıya kaldık. Çünkü grubun yaptığı tüm kayıtlar gruba tekrar verilmedi. Ne oldu? Neden kayıtlar verilmiyor? Hukukun guguk olduğu bir ülkede bunun hesabını kimden soracaksınız? Kime başvuracaksınız? Padişahlık döneminde bile yargı daha adaletli işliyordu. Arar olduk.
Bir grup şiddet gören kadın, “Özerk Kadın Devleti - KADINYA”nın kurulması için TBMM’ye başvurmuş. Bu harika bir fikir, beni de heyecanlandırdı ve yamalı bohçaya şiddet gören kadınlar için bir cennet işlemeye karar verdim. Yemyeşil bir yer, küçük küçük bölünmüş toprak parçalarında her türlü organik tarım yapılıyor, kocaman bir yemek salonu, tahtadan kocaman bir yemek masası, kadınlar çocuklarıyla birlikte oturmuş, sohbet ederek, kahkahalar atarak yemek yiyorlar. Küçük, müstakil evlerden oluşan bu toprak parçasında, küçük çocuklar kreşte mışıl mışıl uyuyor. Nöbetçi anneler o gün çocukların her şeyinden sorumlu, nöbetçi aşçılar harıl harıl akşam yemeğini hazırlıyorlar. Kadınlardan bir kısmı, okuma yazma sınıfında ilk heceleri heyecanla yineliyorlar. İşliklerde satılması için her türlü örtü, her türlü ev eşyası yapılıyor. Kadınlardan bir bölümü ehliyet almak için sürücü kursunda, bir kısmı aşçılık okulunda, bir kısmı işletme okuyor…
Bu cennet çok hoşuma gitti. Bohçanın büyük bölümü cennet olsun.
Bohçamız bitmek üzere, şimdi sıra imza atmaya geldi. Sadece Işıl olsun.
Cumhuriyet - 10.02.13