Ulucanlar Katliamı'nın 13. yılında direniş destanı selamlanacak!

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Zindanlar
  • |
  • Değerlendirme
  • |
  • 20 Eylül 2012
  • 07:57

(20.09.12) - 26 Eylül 1999’da Ankara Ulucanlar Cezaevi’ne kanlı bir operasyon düzenleyen sermaye devleti, devrimci tutsakların üzerine vahşice saldırmıştı. Tutsaklar ise vahşi saldırıya karşı tereddütsüzce direnerek yeni bir direniş destanı yazmışlardı.

Kanlı operasyonda, TKİP Merkez Komite üyeleri Habip Gül ve Ümit Altıntaş'ın yanısıra Abuzer Çat, Mahir Emsalsiz, Zafer Kırbıyık, İsmet Kavaklıoğlu, Önder Gençaslan, Halil Türker, Aziz Dönmez ve Ahmet Savran katledilirken yüzlerce devrimci de ağır biçimde yaralandı. Saldırı hücre tipi saldırısının ve 19 Aralık katliamının adeta provasıydı.

Bu katliam işçi ve emekçilerin mezarda emeklilik saldırısına karşı başlattığı yoğun hareketlilik ve onun üzerine deprem sonrası binen öfke koşullarında gündeme gelmiş ve Ecevit’in ABD gezisine denk getirilmişti. Yani katliamla birlikte hem işçi ve emekçilere hem de emperyalist efendilere açık mesajlar yollanmıştı.

Düzen kurumları elbirliği yaptı

Sermaye devletinin tüm kurum ve araçları Ulucanlar süreci boyunca eşgüdüm halinde çalıştı.

Devrimci tutsakların cezaevi kapasitesinin çok üzerinde yer kullanımına karşı 2 Eylül günü başlatmış oldukları koğuş işgali, önceden planlanan katliama düzen cephesinden bir “gerekçe” oluşturdu. Devlet bu vesileyle “hücre tipi-F tipi” saldırısını hayata geçirmenin yolunu düzleme hedefiyle hareket etti.

Dönemin Başbakanı Ecevit, operasyonun başladığı saatlerde, ABD yolundayken, kendisine Ulucanlar’daki hareketliliğin nedeninin soran gazetecilere “gereken yapılıyor” diyebilecek kadar arsızlaştı. Yani her şey önceden planlanmıştı.

Burjuva medya 26 Eylül öncesi katliamı meşrulaştırmak amacıyla onlarca çarpıtıcı haber yayınladı. Vahşi katliam sonrası yapılan haberler de farklı bir içerik taşımıyordu: “Cezaevi Cephanelik” (Sabah, 28 Eylül 1999,), “Cezaevi Değil, Örgütevleri” (Milliyet, 28 Eylül 1999), “Pusu Kurup Ateş Açtılar” (Milliyet, 28 Eylül 1999)...

Ancak, düzenin kolluk güçlerinin vahşice saldırısı “Teslim olmaktansa ölmeyi yeğleyen” yiğit bir kararlılık duvarına çarptı.

Katliamcı düzenin o zamanki Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, bu planlı katliam sonrası “Güvenlik güçleri Ulucanlar’da kimseyi öldürmemiştir”, “Ölümler örgüt içi infaz olabilir” şeklinde açıklamalar yapabildi.

Düzen yargısı “gereğini” yaptı

Katliamcı devletin hukuku da sonraki süreçte üzerine düşeni yerine getirdi. Operasyondaki 161 jandarma hakkında açılmak istenen soruşturmaya önce Valilik izin vermedi. Dava ancak bir yıl sonra, eski TCK’nın bir maddesine dayandırılarak açılabildi. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi 2008 yılında, aralarında Hrant Dink cinayetindeki “ihmali” üzerinden gündeme gelen Albay Ali Öz ile jandarmalar hakkında “kendilerine verilen emri yerine getirdikleri ve görevlerini yaptıkları” gerekçesiyle beraat karar verdi. Böylece devletin hukuk sistemi de bu katliamı açıkça onaylamış oldu.

Katliama maruz kalan devrimci tutsaklar hakkında ise hızla dava açıldı. İddianamede 10 tutsaktan 5’inin arkadaşları tarafından öldürüldüğü ileri sürülebildi. Operasyon öncesi tahliye edilen 2 tutuklu hakkında dava açılması ve kadınlar arasında sayılan 2 tutuklunun erkek olması, davadaki ciddiyetsizliği gözler önüne seren sadece birkaç örnek. Söz konusu devrimciler için toplam 12 bin 130 yıla kadar hapis cezası istendi.

Devletin azgınca saldırısına uğrayan devrimcilerin yargılanmasına sonraki süreçte de devam edildi. Gemi azıya alan devlet, “ifade eksiği” gerekçe gösterilerek yeni tutuklamalara dahi başvurdu.

99’da yaşanan bu katliam, aradan 13. yıl geçmesine rağmen belleklerimizdeki yerini koruyor. Katliamı lanetlemek, direnişi selamlamak ve şehitleri anmak için geçmiş yıllarda olduğu bu yıl da anma eylem ve etkinlikleri düzenlenecek.

İstanbul

İstanbul'daki anma etkinliği Ulucanlar katliamında şehit düşen TKİP Merkez Komite Üyesi Ümit Altıntaş'ın Karacahahmet Mezarlığı'ndaki mezarı başında yapılacak. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) tarafından düzenlenen anma etkinliği için 23 Eylül Pazar günü saat 13.00'te mezarlık içindeki cami önünde buluşularak Altıntaş'ın mezarına yürüyüş gerçekleştirilecek.

Ankara

Ulucanlar Katliamı Ankara’da yapılacak eylem ve etkinliklerle lanetlenecek, ON’ların direnişi selamlanacak.

23 Eylül Pazar günü ise Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, DHF, Alınteri ve Halk Cephesi bir araya gelerek önce Ulucanlar Hapishanesi önünde basın açıklaması gerçekleştirecekler. Eylem için saat 12.00'de Hamamönü Ziraat Bankası önünde toplanılacak. Buradaki eylemin ardından Karşıyaka Mezarlığı'nda Mahir Emsalsiz, İsmet Kavaklıoğlu ve Önder Gençaslan’ın mezarı başında bir anma programı düzenlenecek.

26 Eylül akşamı saat 18.30'da ise Yüksel Caddesi'nden Sakarya’ya meşaleli yürüyüş düzenlenecek.