Türk-İş de cinayet dedi

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Sendika
  • |
  • 05 Nisan 2012
  • 15:31

(05.04.12) – Madenler, tersaneler, barajlar ve daha birçok alanda yaşanan işçi katliamları, işbirlikçi-ihanetçi Türk-İş'e de “iş kazası değil cinayet” dedirtti.

Türk-İş Yönetim Kurulu, Erzurum’un Aşkale İlçesinde bir baraj göletinde 5 işçinin feci şekilde can vermesinin ardından yaptığı açıklamada, ihmaller ve tedbirsizlikler de gözetildiğinde iş kazalarının cinayet haline dönüştüğüne vurgu yaptı. Türk-İş yönetimi, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı’nın meclis gündemine getirilmesini de övmekten geri durmadı.

Davutpaşa, Tuzla tersaneleri, Bursa Mustafakemalpaşa, Balıkesir Dursunbey, Zonguldak’ın Karadon maden ocakları, Ankara OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgesi, Adana Kozan, İstanbul Esenyurt’ta, Eskişehir Mihallıccık'taki işçi ölümlerinin de hatırlatıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Taşeronlaştırma, esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması ve kayıtdışı ekonomi işçilerimize sağlıksız ve güvenliksiz bir çalışma hayatını dayatmakta,  yasal mevzuatın dağınık olması, iş sağlığı-güvenliği önlemlerinin alınmaması iş kazalarına ve işçi ölümlerine davetiye çıkarmaktadır.

Nitekim, son yıllarda Davutpaşa’daki patlamadan başlayarak, Tuzla tersanelerinde, Bursa’nın Mustafakemalpaşa, Balıkesir’in Dursunbey, Zonguldak’ın Karadon maden ocaklarında, Ankara’da OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgesi’nde, Adana’nın Kozan ilçesinde, İstanbul Esenyurt’ta, Eskişehir’in Mihallıccık Koyundağlı Köyü’nde meydana gelen ve onlarca işçimizin hayatını kaybetmesine neden olan iş felaketlerinin ardından son olarak Erzurum’un Aşkale İlçesi Karasu 2. Baraj Göleti’nde 5 işçimizin feci şekilde can vermesi ihmaller ve tedbirsizlikler de gözetildiğinde iş kazalarını cinayet haline getirmektedir.

2006 yılından bu yana üzerinde çalışmaların sürdüğü İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı’nın  TBMM’ye sevk edilmesi memnuniyet vericidir. Ancak Tasarı’nın eksiklikleri de bulunmakta, bunların başında iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin piyasa koşullarına bırakılması gelmektedir.  Yasa Tasarısı’nın dikkati çeken bir yanı da, sosyal taraflar olarak üzerinde anlaşma sağlanmasında zorluk çekilebilecek pek çok hususun ileride Bakanlıkça hazırlanacak yönetmeliklere bırakılmış olmasıdır. Bu açıdan önümüzdeki dönemde yönetmeliklerin içeriği kadar hazırlanma ve uygulanması biçimi de büyük bir önem kazanmaktadır. Yasanın yürürlük tarihinin özellikle iş kazalarının en çok görüldüğü küçük işletmeler açısından ötelenmesi ise her gün cinayet mahiyetinde iş kazalarının yaşandığı ülkemizin gerçekleriyle uyuşmamaktadır.

TÜRK-İŞ, bunlar ve Tasarı’da varolan diğer eksikliklerin TBMM görüşmelerinde giderilmesi için her türlü çabayı gösterecektir. İş sağlığının ve güvenliğinin tüm boşlukların giderilecek şekilde sağlanması, ülkemizin insan hayatına verdiği önemin bir göstergesi olacaktır. Bunun yanı sıra özellikle işverenlerde iş sağlığı ve güvenliği bilincinin oluşmasının en az yasal düzenlemeler kadar önemli olduğu da unutulmamalıdır.”