Tecavüzcüye ödül muhalife gözdağı

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 25 Temmuz 2012
  • 10:50

Hükümet mahkeme kararlarıyla işkenceci olduğu tescillenen Sedat Selim Ay’ı İstanbul Emniyet Müdürlüğü TMŞ Müdürlüğü’ne Sorumlu Müdür Yardımcısı olarak atayıp ödüllendirdi. Bu ödül mağdurların tepkisine neden oldu. Mağdurlardan Birsen Kaya, “Devlet tecavüzcüyü, katili ödüllendirdi” dedi.

Tecavüzcüler ödüllendirildi

Sedat Selim Ay, yaptığı işkenceler, gerek Türk mahkemeleri gerekse de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararıyla tescillenmiş bir polis. Tescilli işkenceciyi koruma altına alan hükümet ise bununla yetinmeyip bir de ödüllendirdi. Ay, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne Sorumlu Müdür Yardımcısı olarak atanarak ödüllendirildi. Ay’ın bütün bu yaptıklarına karşın ödüllendirilmesi ise duyarlı kamuoyu tarafından büyük tepkilerle karşılandı.

Hükümetin tescilli işkenceciyi ödüllendirmesine bizzat işkence mağduru Birsen Kaya tepki gösterdi. 1997’de Ay’ın da içerisinde bulunduğu polislerin işkencesine maruz kalan Birsen Kaya, yaşadıklarını ve Ay’ın Sorumlu Müdür Yardımcısı yapılmasının ne anlama geldiğini, kendi yaşadıkları üzerinden anlattı. 1997’de evine yapılan baskınla gözaltına alınıp İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürülen Kaya, “15 gün boyunca hücrenin dışındaki zamanımız hep gözü bağlı şekilde işkenceyle geçti. Biz 18 kişiydik. Bizi büyük bir salona topladılar. Sistemli şekilde işkenceye götürdüler. Özellikle kadınlara cinsel şiddet ağırlıklı bir işkence sistemi uygulandı. Başka arkadaşlarımıza boğma yöntemi, ters, düz Filistin askısı yöntemleri kullanıldı.”

Filistin askısında taciz

Üçüncü gün kendisini belden yukarı tamamen soyarak Filistin askısına aldıklarını anlatan Kaya, “Bu esnada cinsel şiddet, tecavüz tehditleri uygulandı. Sürekli ifade vermemiz üzerine baskı vardı. Uzun süre tuttukları için ağzımdan köpükler gelmeye başladı ve indirmek durumunda kaldılar. Kısmi felç geçirdim ve oradan çıktıktan sonra tedavi oldum” diye konuştu. Sedat Selim Ay sadece bizim değil, Terörle Mücadele Şubesi’nde TİM 3’ün tescilli işkencecilerinden biri. Sadece tescilli işkenceci değil aynı zamanda tescilli katillerden biri. Çünkü o dönemde bizimle alınan sendikacı Süleyman Yeter aynı tim tarafından alınıp, başka bir tarihte işkenceden öldürüldü. Hem tecavüzcüdürler, hem işkencecidirler hem de katildirler” dedi.

Devletten tecavüzcüye, katile ödül

Kaya, Sedat Selim Ay’ın ödüllendirilmesini de şöyle değerlendirdi: “Erdoğan ve şürekasının ‘işkenceye sıfır tolerans’ söylemleri vardı. Bugün Sedat Selim Ay’la bu hükümetin devletin işkenceci tarihiyle hiçbir sorunu olmadığını tersine sahiplendiğini ve Sedat Selim Ay üzerinden, onu terfi ettirerek, geçmişi sahiplenerek yarın da bunun uygulanabileceğini gösteriyor. AKP’nin işkenceciyi nasıl ödüllendirdiğini Ay üzerinden görmüş olduk. Bu hem muhaliflere hem de Kürdistan’da süren kirli savaş politikalarının sahiplenildiği anlamına geliyor. Kürdistan’da şiddetin haddi hesabı yok. Bunlar Ay gibi kişiler aracılığıyla yapılıyor. Bu AKP’nin 2023 projesinin de ne olduğunu gösteriyor. Bir tecavüzcü ve katil doğrudan devlet eliyle ödüllendirildi.”

‘Sadece 5 kişi hakkında dava açıldı’

O dönem Sedat Selim Ay ve ekibi hakkında dava açan Atılım Gazetesi’nin yayın kurulunda çalışan Mukaddes Çelik, Bayram Namaz, Sedat Şenoğlu, Necati Abay ve Sultan Arıkan’ın avukatlığını yapan Gülizar Tuncer de mahkeme sürecini anlattı. Sadece 5 kişi hakkında işkence suçundan dava açıldığına dikkat çeken Tuncer, aynı ekip tarafından sendikacı Süleyman Yeter’in öldürüldüğünü söyleyen ve bu davanın da tüm işkence davalarında olduğu gibi zaman aşımından düştüğünü hatırlattı. Tuncer, “Yaptıkları işkenceler nedeniyle özel olarak ödüllendirilerek bu işlerin devamı sağlanmış. Sedat Selim Ay olayında da şaşırmıyoruz. AKP hükümetinin ‘ileri demokrasi’ sahtekarlığını yürüttüğü bir dönemde Ay’ın emniyet müdür yardımcısı olması saldırı, şiddet, işkencenin devam edeceğine işarettir. Siyasi iktidar bu saldırı politikalarını devam ettirmek istiyor” değerlendirmesini yaptı.

‘Asiye ile devletin tecavüz perdesi kalktı’ En önemli olaylardan birinin de aynı dönem gözaltına alınan Asiye Zeybek Güzel’in tecavüze uğraması olduğunu belirten Kaya, onun kendilerinden sürekli ayrı tutulup saklandığını ifade etti. Güzel’i itirafçılığa zorlamak için bu tür işkenceler yapıldığını belirten Kaya, “Asiye o travmanın etkisiyle itirafçılar bölümüne gitti. Daha sonra Gebze Cezaevi’ne geldi. Orada bu tecavüzü kendisine yapanlarla hesaplaşma sürecine girdi. Bunun kendisine dönük bir saldırı olmadığını, aslında tüm kadınların mücadele azmine, kararlılığına dönük bir saldırganlık olduğunun farkına varınca, kendisi dışında onlarca kadının da bunu yaşadığını, bunun devletin hem toplumsal muhalefete hem de kadına dönük işkencesi olduğunu görerek, kitap yazmaya karar verdi. Asiye Zeybek Güzel süreci kendi içinde bir milattır. Asiye ile egemenlere karşı bir süreç başladı. Asiye’nin adımlarıyla başlayan süreç, devletin taciz, tecavüz perdesini de kaldırdı. Devletin bir de tecavüzcü yönü ortaya çıktı” diye konuştu.

ozgur-gundem.com / 25.07.12