DİSK’e bağlı Enerji-Sen, Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ’de (BEDAŞ) 208 günlük bir direnişin sonucunda, işten atılan 93 taşeron işçisinin 14 Aralık 2012 tarihinde yeniden işe alınmasını sağlamıştı. Enerji-Sen, diğer yandan yine aynı işyerinde çeşitli taşeron firmalarına bağlı olarak çalışan 1.200 işçinin de asıl işveren olan BEDAŞ’ın işçisi olduğu yönünde bir hukuk mücadelesi başlattı.
Sendika, 2011 yılında İstanbul Bölge Çalışma Müdürlüğü'ne başvurarak Alt İşveren Yönetmeliği'nin 12. maddesine göre taşeronda çalışan 1.200 işçinin işe girdikleri ilk tarihten itibaren BEDAŞ işçisi sayılmasına karar verilmesini talep etti. Çalışma Bakanlığı müfettişleri sendika lehine rapor verdi. Bunun üzerine BEDAŞ, raporun iptali için İstanbul 1. İş Mahkemesi'nde dava açtı.
Davada görevlendirilen bilirkişi heyeti, yaptığı inceleme sonunda 1.200 işçinin BEDAŞ’ın işçisi olduğu yönünde bir rapor düzenledi. Raporda şöyle denildi:
“BEDAŞ, bu durumda kendi yapabileceği işleri halen ihale yoluyla taşerona ihale etse bile çalışan personel aynı kalmakta ve belirli sürelerde yapılan ihaleyi alan firmanın elemanı olarak yıllar boyunca aynı serviste görev yaptığı anlaşılmaktadır.”
Bilirkişi raporunda, taşeron işçisinin BEDAŞ’ın kadrolu işçisiyle aynı işi yaptığı halde ücret olarak yarısı kadar ücret aldığı, izin ve çeşitli sosyal haklardan da mahrum olduğu ifade edildi.
İstanbul 1. İş Mahkemesi, 7 Şubat 2013 tarihinde verdiği kararla BEDAŞ’ın davasını reddetti. Böylece mahkeme kararıyla 1.200 taşeron işçisinin BEDAŞ’ın işçisi olduğu kesinlik kazandı.
Enerji-Sen Genel Başkanı Kamil Kartal, taşeron konusunda verdikleri fiili mücadelenin hukuki bir kazanımla da perçinlenmiş olduğunu söyledi. Sendikanın avukatı Mehmet Ümit Erdem de, işçilerin ilk işe girdiği tarihi dikkate alarak başta kamu işçilerine yılda iki kez verilen ikramiye olmak üzere diğer sosyal haklarını almak için de dava açacaklarını bildirdi.
Avukat Erdem, işkolu istatistiklerinde bu işçilerin enerji işkolu yerine taşeron şirketin farklı işkollarındaki işyerlerinde gösterilmeleri nedeniyle Enerji-Sen’in toplu sözleşme yapma yetkisini kazanamadığını söyledi. Av. Ümit Erdem, Ankara Nöbetçi İş Mahkemesi’ne dava açarak işkolu istatistiklerinin düzeltilmesini talep ettiklerini kaydetti.
Bu yönden diğer mağdur olan bir sendika da, DİSK’e bağlı Devrimci Sağlık-İş Sendikası’dır. Bu sendikanın 10 binin üzerinde üyesi bulunmasına rağmen taşeron şirketler, çalıştırdıkları işçileri inşaat, nakliye, turizm, genel hizmetler gibi faklı işkollarında gösterdikleri için Devrimci Sağlık-İş de, işkolu barajını geçemedi.
Devrimci Sağlık-İş’in de avukatı olan Ümit Erdem, “İstatistiklerde bu sendikamızın 1.234 üyesi olduğu görülüyor. Devrimci Sağlık-İş, üyelerinin yüzde 80’i sağlık ve sosyal hizmetler işkolunda gösterilmediği için yüzde 1’lik işkolu barajının altında kalarak toplu sözleşme yetkisinden yoksun bırakılmıştır. Bu sendikamız için de dava açtık” dedi.
İsmi belirtilen bu sendikalar, taşeronluk konusunda hem fiili, hem de hukuki mücadele vererek bir anlamda yol gösterici oluyorlar. Diğer sendikalara da duyurulur…
Yurt / 12.02.13