Tarık el Haşimi: Bulanık bir dosya – Fehim Taştekin

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 11 Eylül 2012
  • 04:13

Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi'nin Türk dış politikasının ayağına takılan bir diğer dinamit olacağı başından belliydi.

Sünni liderin başfinansörü Suudi Arabistan ve Katar’ın bile ev sahipliği yapmaktan kaçındığı Haşimi nasıl olduysa Türkiye’nin Irak hassasiyetinin alamet-i farikasına dönüştü. Suçlamaların doğru olabileceğine dair en ufak ihtimale mahal vermeden Interpol’ün kırmızı bültenine rağmen Ankara tutumunu değiştirmedi. Geçmişte Çeçenlerden Uygurlara birçok siyasi figüre sessiz sedasız sığınma sağlamış Türkiye’nin bu kadar gürültülü patırtılı bir misafiri olmamıştı. Ankara, Nuri Maliki’ye karşı sesini Haşimi üzerinden yükselterek siyaseten kendisini fazlasıyla bağladı. Ölüm timleri kurduğu gerekçesiyle Haşimi hakkında idam kararı verilince Ankara’nın eli kolu iyice bağlandı. Artık bu saatten sonra Haşimi’yi teslim etmek de mümkün değil. Irak’ta siyasi kamplaşmanın etkisiyle Haşimi davasında farklı tutumlar olduğu bir gerçek. Ama davaya Türkiye’deki kadar mezhepçi bir gözlükle bakıldığını söylemek de zor.

Suçlamalar ağır

Irak’tan iki gazeteciyle konuştum, ortak vurguları şu: ‘Haşimi’nin ölüm timleri kurduğuna dair toplumun genelinde bir kanaat var.’ Maliki’nin merkezi otoriteyi tesis adına otoriterleştiği, Saddam’ın Şii versiyonuna dönüştüğü hem Şii partilerin hem Sünnilerin yakındığı bir konu. Ancak siyasi kanatlarda Maliki’den yaka silkmelerine ve davayı siyasi görmelerine rağmen ‘Suçlamalar doğdu’ diyenler de var. Iraklı gazetecilerin “Iraklıların çoğu bunlara inanıyor” notunu düşerek aktardıklarından birkaçını şöyle sıralayabilirim:

Haşimi’nin korumaları Saddam’ın eski istihbaratçıları. (Ki 13’ü tutuklandı. Savcılık 2005-2011 arası 150 saldırıdan bahseden iddianameyi korumaların ifadeleri üzerine bina etti. Tabii ifadeler işkenceyle alınmış olabilir. Hatta Haşimi’ye göre iki koruma işkenceyle öldürüldü.)

Suudi Arabistan, Şii iktidarını devirmek için Haşimi’ye kullandı, yüklü miktarda para verdi.

Haşimi ölüm timlerinin yanı sıra Musul’da Özgür Irak Ordusu’nu kurdu.

Kararın arkasında mezhepçi bir motivasyon olduğu söylenemez. Karara imza atan Yüksek Mahkeme’nin 8 hâkiminden üçü Sünni Arap, ikisi Sünni Kürt, üçü Şii Arap. Ve karar oybirliği ile alındı. (Tabii gidişattan memnun olmadığı için istifa ettiği söylenen bir üyeden bahsediliyor. Savunma heyeti başkanı Müeyyed el İzzi mahkeme üyelerinin karar günü değiştiğini söyledi. Konuştuğum Iraklı bir kaynak değişimin karardan sonra olduğunu, bunun hâkimlerin can güvenliği için yapılmış olabileceğini belirtti. Aksi halde durum değişir.)

Burada Sünni blok Irakiye dahil ‘karar siyasi’ diye tepkiler verilse de Haşimi’ye yüzde 100 kefil olan çok güçlü çıkışların eksikliğine de dikkat çekmek gerekiyor. Kentlerde onlarca insanın ölümüne yol açan saldırılar dışında Haşimi namına toplumsal bir infial yok.

İş pazarlıklara kaldı

Haşimi davası ne kadar siyasi ise karşı cephe de o kadar siyasi saiklere sahip. Haşimi, Maliki’ye karşı kurulan ortak cephenin kozlarından biri. Muhtemelen temyiz sürecinde sıkı pazarlıklar yaşanacak. Bağdat’tan kaçınca Süleymaniye’de Haşimi’ye ilk ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin tedavi için gittiği Almanya’dan dönüp öngörülen ulusal uzlaşma konferansını yürütmesi bekleniyor. Tabii mahkemeden karar çıkması olası çıkış formüllerini peşinen tıkadı. Kürt lider Mesut Barzani, Irakiye’nin laik Şii lideri İyad Allavi, Şii lider Mukteda Sadr ve Meclis Başkanı Usame Nuceyfi’nin kendisini devirme hamlesini kolayca savuşturan Maliki’nin ne kadar geri adım atacağı şüpheli. Irakiye’den bir grup vekilin Maliki’nin arkasında saf tuttuğunu da hatırlatmak gerekiyor. Talabani bile koltuğunu borçlu olduğu Maliki ile desteklediği Haşimi arasında sıkışmış durumda. Sadr gibi Şii liderlerin de Haşimi’ye en az Maliki kadar kin beslediğini bilmeyen yok. Netice olarak bu karar siyasi ve adaletten yoksun ama Haşimi dosyası da sanıldığı gibi temiz değil.

Radikal / 11.09.12