Suriye'nin düşmanları – Serdar Akinan

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 04 Nisan 2012
  • 05:25

Suriye konusunda Türkiye kelimenin tam anlamıyla açıkta kaldı. İstanbul'da yapılan Suriye'nin Dostları toplantısından hemen sonra İran'ın tepkisi son derece sert oldu.

Laricani, konferansa katılan ülkelere somut bir soru yöneltti:

'Eğer sizler bölgedeki demokrasi için endişeliyseniz, neden Bahreyn'deki vahşi diktatörlüğe ve bazı diğer ülkelerdeki diktatörlüğe sessiz kalıyorsunuz?'
Laricani'nin, 'Türkiye emperyalizmin taşeronu oldu' lafı azımsanacak bir açıklama mıdır?

İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkan Vekili Muhammed Kevseri ise Türkiye için, 'Emperyalizmin taşeronu'' dedikten sonra, satır arasında Erdoğan'ın Tahran ziyaretine ilişkin önemli bir bilgi sızdırdı: Erdoğan, Tahran'ı Suriye konusunda ikna etmeye çalıştı ancak 'katı bir yanıt' aldı.
O ''katı yanıt''ın ne olduğunu zaman gösterecek.

Suriye'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Büyükelçi Beşşar Caferi ise, Türkiye'nin Suriye'ye karşı savaş ilan etmiş olduğunu açıkladı.

İstanbul toplantısında alınan kararlardan biri Suudi Arabistan ve Katar olmak üzere Körfez ülkelerinin Suriyeli muhaliflere yapacağı milyonlarca dolarlık yardım.
Fotoğrafa bakar mısınız? Bir yanda Sünni cephe öte yanda Alevi-Şii cephe... Türkiye nerede duruyor sizce?

Suriye; İran'dan Irak'a, Lübnan'da Hizbullah'a, Filistin'den Ürdün'e sıçrayan ve Körfez'e sarkan son derece karmaşık bir bölgesel denklemdir.
Derin ve yaygın bir krizdeyiz.
Bundan bir yıl önce Türkiye Ortadoğu'nun 'yükselen gücü'ydü.
Bugün bu denklem bozuldu.

Esad Şam'da olduğu müddetçe Türkiye'nin oyun kurucu rolü asla olamayacak.
Ve asıl soru şu: Varsayalım ki Esad devrildi. Onu deviren güçlerin şekillendireceği yeni rejimin Suriye bileşkesinde Kürtler nerede ve nasıl duruyor olacak?
Bu sorunun yanıtı Esad'ı devirecek güçlerin evrak çantasında saklı. Şimdilik...
Kürt meselesi önümüzdeki ayların temel iç dinamiği olacak.

Artık yol haritası belli.

Birkaç ay içinde nasıl bir tabloyla karşılaşacağımız ortada.
Kürt meselesinde İmralı, Kandil, BDP ve BDP tabanı arasındaki ilişkiyi gözardı eden (yoksa anlayamayan mı demeliyim?) iktidar son derece tehlikeli bir yola saptı.
Gelinen noktaya bakıp samimiyetle  soruyorum:

Suriye'nin düşmanları aslında Türkiye'nin de düşmanları olmasın sakın?

Akşam / 04.04.12