Şeffaf bir toplum için gazetecilik – Mehveş Evin

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 09 Ekim 2012
  • 04:43

Her gün, her taraftan bilgi bombardımanına tutuluyoruz. Bu verileri analiz etmek ve topluma ulaştırmak zorlaşıyor. Veri gazeteciliği, işte burada devreye giriyor

Yarının gazeteciliği neye benzeyecek? Teknolojik gelişmeler, mesleği nasıl etkileyecek? Bilgi nasıl paylaşılacak? Dünkü yazımda biraz bunlardan bahsettim. Peki tüm bunların daha şeffaf, daha adil bir toplumla ne alakası var?  
Türkiye’de neredeyse üzerinde hiç durulmayan ‘veri gazeteciliği’, son yıllarda, özellikle Wikileaks sayesinde epey tartışılıyor. ‘Data journalism’ denen veri gazeteciliği, bazı iletişim fakültelerinde ders olarak okutulmaya başlandı. Batı medyası bu alanda kendini geliştirebilmek ve dijital ortamda kullanabilmek için eğitim alıyor.
Ama hangi bilgiyi nasıl bulacağımızı biliyor muyuz? Bu bilginin doğruluğunu nasıl teyit edeceğiz? Bu işi kim yapacak? Haberi nasıl etkileyecek?

Veri gazeteciliği de ne?

The Guardian, talkaboutlocal ve notice.com yazarı ve ortağı Sarah Hartley ile dün hiper yerel haberciliği konuşmuştuk. Röportajımıza ‘veri gazeteciliği’nden devam edelim.

Veri gazeteciliği ne demek? Neden ayrı bir isme ihtiyaç duyuluyor?

Veriler, bilgiler zaten gazeteciliğin bir parçası. Ancak burada çok büyük veri tabanları söz konusu. Wikileaks gibi. Eskiden buna ‘bilgisayar destekli gazetecilik’ deniyordu. Kulağa berbat gelebilir fakat kötü bir anlatım değil. Bir savaşta yüzbinlerce insanın öldüğünü anlatmak için bir haritaya tek tek yerleştirmezsin. Bilgisayarla yaparsın. Yani miktar önemli.
Aynı zamanda yoruma, atfetmeye dayalı gazetecilik yapıyorsanız da şeffaflık olmalı. Süreç, yani o sonuca nasıl vardığın, hikayenin kendisi kadar önemli. Bunu kamuoyuyla paylaşmak, insanların o bilgiye erişimini sağlayıp kendi kararını buna göre vermesi- ki bu, sizinkinden çok farklı olabilir!- veri gazeteciliğinin bir parçası.

Şeffaflık şart

Gazeteci her ulaştığı bilgiyi açıklamak ister mi?

Gazeteci için bu tarz çalışmak biraz farklı. “Bu benim bulduğum bilgi, hikayesi de bu” diyorsunuz. Ulaşabildiğiniz her kaynağı sunuyor, açıyorsunuz. İnsanlara kendi fikirlerini oluşturmalarını sağlıyorsunuz. Şeffaflık, veri gazeteciliğinin önemli bir parçası.

Bizimki gibi kritik meseleleri olan bir ülkede daha iyi gazetecilik yapma olanağını sunuyor mu?

Önce şunu soralım: Daha açık bilgiyle, daha iyi bir toplum olur mu? Evet! Her şeyi açıklamak bazen tehlikeli, ticari anlamda zararlı olabilir. Ama genelde, daha fazla bilgiye ulaşabilmek iyidir... Gazetecilik de bunun bir parçası. Verilerin açık olması gerektiğini savunanlar, gazetecilikten ziyade daha iyi bilgilendirilmiş bir toplum istiyorlar.

Verileri açıklamak, aynı zamanda bilgi bombardımanına ve daha fazla kafa karışıklığına yol açmaz mı?

Okur yazarlığın yüksek olmadığı toplumlarda bu da bir risk. Pek çok şeyi maskelemenin bir yolu olabilir. Hükümetler, şirketler “Her şeyi açtık, gidip bakın” der. Nereye ve nasıl bakacağını, nasıl araştıracağını bilmiyorsan bu bir sorun! Gazetecilikten ziyade, veri okur yazarlığı meselesi.

Ama gazeteciler bunun öncülüğünü yapabilir... Bizlerin yaptığı hep bu olmadı mı? Her zaman insanların bilgilendirilmesi için uğraşmadık mı? İnsanların karmaşık fikir ve rakamları daha iyi anlamasında rolümüz yok mu? Bunun ön safhasında olmalıyız.

Bilgi tsunamisi

* Suç, sağlık, eğitim... Hayatımızın her parçası, hükümetler tarafından kayıt altında tutuluyor. Ama bu çoğunlukla ya gizli, ya da öyle karmaşık bir şekilde sunuluyor ki içinden çıkmak çok zor. 

* İngiliz hükümeti, 2010’da karar vererek devlet bilgilerini halka açmaya karar verdi. Bu aynı zamanda ‘bilgi tsunamisi’nin açığa çıkması anlamına geldi: Yerel suç istatistiklerinden devlet ihalelerine, devlet memurlarının ne kadar kazandığından belediyelerin yaptığı harcamalara, her şey ortadaydı.

* Bizde bile örnekleri mevcut, e-devlette bilgi bankası oluşturuldu. (www.turkiye.gov.tr/icerik) Pek çok sivil toplum örgütü, devletin açıklamadığı veya maskelediği bilgileri halkla paylaşmaya çalışıyor.

* Bu gelişmelerin gazeteciliğe etkisi büyük olacak, zira gazeteci ‘bilginin kapısındaki bekçi’ olmaktan çıktı. Ancak bu bilgiyi yorumlamak, anlamlandırmak her zamankinden önemli hale geliyor.

Milliyet / 09.10.12