Sayfalarından kan damlıyor!

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 04 Ekim 2012
  • 01:23

(04.10.12) – Akçakale patlaması ve ardından yaşanan gelişmeler, düzen medyasının kirli ve uğursuz rolünü bir kez daha gösteriyor. Hükümet cephesinden bir açıklama dahi gelmeden Suriye’ye savaş ilan eden gazeteler, kin ve nefret dolu dilleriyle savaş baronlarının değirmenine su taşıyor.

Akçakale’de yaşanan patlama ve 5 kişinin ölmesinin ardından burjuva medya birbiri ardına provokatif haberlere yer vermeye başladı. Tek merkezden kontrol edildiği her halinden belli olan haberler arasındaki yegane fark, gazetelerin bulmak için birbiriyle yarıştığı başlıklar.

Her bir manşet, her bir başlık bir yandan savaş çığırtkanlığı yaparken bir yandan da Suriye halkına ve Esad’a kin kusuyor. Kimi zaman Türkiye’nin gücü övülüyor, kimi zaman ise Suriye’yi aşağılamak için çeşitli ifadeler kullanılıyor. Başlıklara şöyle bir bakmak bile insanın içini bulandırmak için yeterli. Üstelik ne sözde muhalif gazeteler, ne de AKP medyası birbirinden farklı bir şey söyleyemiyor.

Savaş çığırtkanlığı konusunda mimli olan Hürriyet yine “yaratıcı” bir manşetle adeta Türklüğün gücünü göstermeyi amaçlıyor: “Halep oradaysa Türkiye burada!” 5 kişinin öldüğü ve belki de savaş ile sonuçlanacak bir sorun ancak bu kadar aşağılıkça bir kelime oyunu ile sunulabilir.

AKP’nin dümen suyundaki gazetelerin önde gidenlerinden olan Sabah ise tüm manşetleriyle adeta toplumu savaşa hazırlamak için çabalıyor. Sür manşette “Bir canın yandığı an!” başlığıyla Akçakale patlamasının haberi ve görüntüleri verilirken diğer manşetler atmosferi tamamlıyor: “Suriye’den pişkin açıklama!”, “Türkiye NATO’dan istediğini aldı”, “Suriye bu insanları vurdu”, “ABD’den öfke dolu sert açıklama geldi”, “Savaşa girdik mi?”

Yeni Şafak haberi manşetten “Esed rejimine anında karşılık” biçiminde vererek daha baştan hedefe rejimi çakıyor. Zaman ise “Suriye’den ağır tahrik” başlığı ile haberi duyuruyor.

Son olarak Radikal’in görüşlerine başvurduğu Aslı Aydıntaşbaş’a değinmeden geçmemek gerekiyor zira demeçler adeta hükümeti savaş için kışkırtıyor. “Bölgesel liderlik iddiası olan bir hükümetin kendi vatandaşlarını koruyamaması utandırıcı bir durum” diyen Aydıntaşbaş şunları ekliyor: “Türkiye’nin Ortadoğu’da bir prestiji var ve daha önce Alparslan ordularından söz etmişti. Çok küçümsenen Esad şimdi Türkiye’ye bomba atıyor ve dolayısıyla prestijini kaybetmemek için cevap verir” Analiz yapıyormuş gibi görünürken adeta olası bir savaş normalleştiriliyor hatta kaçınılmaz olarak sunuluyor.

Gazetelerin renkleri ve başlıkları ne kadar değişirse değişsin, arkasındaki sinsi dilin değişmediği görülüyor. Hepsi de kardeş bir halka yönelik saldırganlığı adeta alkışlarla karşılayarak savaşı meşrulaştırmanın hesabını yapıyor. Bu haliyle burjuva medya, boyalı basın sıfatının yanına bir de “kanlı” sıfatının eklenmesini hak ediyor.