“Savaş tezkeresini” parçalamak için 7 Ekim'de Ankara'ya!

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 05 Ekim 2012
  • 10:08

(05.10.12) – Urfa Akçakale'ye düşen top mermileri sonucu 5 kişinin hayatını kaybetmesi ve bunu fırsat bilerek AKP iktidarı tarafından çıkarılan “savaş tezkeresi”, kapıya dayanan emperyalist savaş tehdidinin geldiği boyutu bir kez daha gözler önüne sermiş bulunuyor.

Sürecin başından beri savaş kışkırtıcılığı yapan, Suriye'ye dönük emperyalist saldırganlığın aktif tetikçiliğine soyunan Türk sermaye devleti bütün bu yaşananların baş aktörü ve sorumlusu. Zira sermaye devletinin emperyalizmin hizmetinde hayata geçirdiği bölge politikaları savaş ve kan üzerine kurulu. Bugün Akçakale'de ve Suriye'de dökülen kanın gerisinde Türk sermaye devletinin savaş üzerine kurulu olan bu kirli politikaları yer almaktadır. Son Akçakale olayında bir kez daha görüldüğü üzere sermaye devletinin emperyalizmin hizmetinde giriştiği savaş macerasının bütün bedelini ise işçi ve emekçiler ödemektedir.

Türk sermaye devleti ‘hazır kıta’

AKP iktidarı tarafından jet hızıyla meclisten geçirilen “savaş tezkeresi”, Türk sermaye devletinin emperyalist savaş ve saldırganlığın hizmetinde “hazır kıta” bekletilmesi anlamına gelmektedir. Çıkan tezkerenin içeriğine bakıldığında, yapılan savaş hazırlığının Suriye'nin de ötesini hesap ettiği rahatlıkla görülebilir. Zira tezkerenin ucu açık bırakılmıştır. Bunun kendisi Türk sermaye devletinin dünyanın neresinde olursa olsun olası bir emperyalist müdahalenin askerliğine soyunduğu anlamına gelmektedir. Bugün için böylesine kapsamlı bir savaş sürecinin başlaması elbette emperyalist dünyanın dengelerine ve dolayısıyla çelişkilerin gelişim seyrine bağlıdır. Fakat sermaye devleti tarafından çıkarılan  “savaş tezkeresi” her koşul altında kapsamlı bir savaş hazırlığıdır, dahası, politik planda ele alındığında emekçi halklara dönük bir savaş ilanıdır.

Mücadeleyi büyütme görevi...

Bütün bu nedenlerle, AKP iktidarının çıkardığı “savaş tezkeresi” bir dizi kentte yapılan eylemlerle protesto edildi. Binlerce insan emperyalist savaşa dur demek için eylem alanlarına indi. Ortaya konulan eylemli süreç henüz sermaye devletinin savaş ve saldırganlık üzerine kurulu politikalarını geri püskürtme ve çıkarılan savaş tezkeresini parçalama gücünden yoksun olsa da refleks açısından anlamlı bir tablo ortaya çıkardı. Önümüzde bu mücadeleyi büyütme, çıkarılan savaş tezkeresini sokakta parçalama ve emperyalist savaş ve saldırganlığı durdurma görevleri bizleri beklemektedir.

7 Ekim'de Ankara'ya!

Bu açıdan 7 Ekim Ankara mitinginin önemi bir kat daha artmıştır. Zira 7 Ekim mitingi Alevi emekçilerin sorun ve taleplerini gündeme getireceği bir gün olmakla birlikte AKP iktidarının savaş ve saldırganlık politikalarına karşı mücadelenin yükseltileceği bir gün olacaktır. Dolayısıyla buradan bir kez daha işçileri, emekçileri, gençleri ve ezilen halkları sermaye devletinin çıkardığı “savaş tezkeresini” parçalamak, işçilerin birliği, halkların kardeşliği şiarını yükseltmek  için 7 Ekim'de Ankara'da buluşmaya çağırıyoruz.