Şam bombaları ve gizemler – Esad Ebu Halil

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • Değerlendirme
  • |
  • 23 Temmuz 2012
  • 08:25

20 Temmuz 2012

Önceki gün Şam'da gerçekte ne olup bittiğini halen bilmiyoruz. Kimse Davud Racha ya da Hasan Tukmeni'nin (askeri bir lider olmaktan ziyade daha bir diplomattı) Suriye'de kilit aktörler olduğunu ileri sürmeyecektir.

Hafız el-Esad 1970'de iktidara geldiğinden beri Suriye savunma bakanları göstermelik yöneticiler olmuştur. Hafız, Salah Cedid hükümetinde savunma bakanıydı ve gerçek bir savunma bakanının ne kadar güç sahip olabileceğini iyi bilir.

Mustafa Talas [oğlu Manaf Talas'ın Suriye'den bu yakınlarda firarı çok konuşuldu – kizilbayrak.net] (dünyadaki güzel kadınlara mektuplar yayınlayan bu adam hakkında Broadway'de bir güldürü sahnelenmeli), Hafız için mükemmeldi – hiçbir güç tabanı yoktu, vasattı, hiçbir siyasi yeteneği yoktu ve patronuna sadakati tamdı. Bu gruptaki kilit adam Asif Şevket idi.

Söz konusu toplantı ile ilgili kafalarda birçok soru işareti var. İsyancıların Şam çevresinde savaşmakta olduğu bir zamanda kim hangi güvenlik aklıyla güvenlik birimlerinin kilit elemanlarını bir odaya toplar?

Ve Suriye devlet başkanı genellikle böyle toplantılara başkanlık eder, ancak ne o zarar gördü ne de askeri istihbarat aygıtının kilit unsurları, örneğin nüfuzlu Hafız Mahluf gibi.

“Bombalama” hakkında bildiklerimiz sadece rejimin açıklamalarına ve iki rakip muhalif siyasi grubun palavracı duyurularına dayanıyor (ve Özgür Suriye Ordusu'nun duyurusu oldukça kuşku ile karşılanmalıdır bilhassa geri çekilmeyi hiç mi hiç kabul etmez – sadece “taktik geri çekilmelerden” bahseder). Şam'daki birçok insan rejimin anlatısını sorguluyor.

Asif Şevket'in Suriye'deki güç merkezleri ile iyi ilişkileri olmadı. İstihbarat ve güvenlik birimlerinin çokluğu, Hafiz el-Esad'ın mirasının parçasıdır. Fakat Hafız, Beşar'a benzemez – tüm birimler kontrolü altındaydı ve varlığı tüm iddialı astları için korkutucuydu.

Beşar'ın durumu öyle değil. Çeşitli istihbarat şefleri arasındaki çekişmeler gizli kalmadı ve Asif bildirilenlere göre Mahir el-Esad ile birçok kere kapıştı.

Hatta Asif Şevket'in İmad Mugniye'nin [Lübnanlı örgüt Hizbullah'ın Şam'da İsrail'in suikastına uğrayan en önemli askeri lideri – kizilbayrak.net] skandal suikastındaki rolü hakkında şüpheler var (Asif'in güvenlik aygıtı o mahallede güvenlikten sorumluydu).

Asif'in bu rolü hakkında Tahran'da sorgulandığına dair rivayetler bile vardı ve nüfuzu yıldan yıla azaldı, ancak son aylarda yeniden diriltilmiş olabilir.

Hasan Nasrallah [Lübnan Hizbullah'ının lideri – kizilbayrak.net] ve Suriye rejiminin destekçileri, Şevket'e şükranlarını sunuyorlar. Suriye halkı ve dünyanın geriye kalanı bu adamı tanımıyordu. Kamuoyu önüne çıkmayan gizemli bir figürdü (güvenlik takıntılı Esad rejiminde bu olağandır).

Fakat Amerikan yetkilileri Şevket'i bilirdi ve onun hakkında WikiLeaks'te yazmışlardı – kadirşinas ABD'nin emri üzerine tutsakların Suriye'ye (ve diğer ülkelere) işkence edilmek üzere sevk edildiği iki ülke arasındaki kanlı istihbarat işbirliğini koordine eden kilit şahıstı. Rejim destekçilerinin kabul etmek istemeyecekleri bir yönüydü bu Şevket'in.

Şevket aynı zamanda Rustem Gazale'nin, 2005'e kadar [Suriye'nin Lübnan'dan askerlerini çektiği yıl – kizilbayrak.net] Lübnan'daki kötü ünlü Suriye istihbarat şefi, altında çalıştığı istihbarat hiyerarşisinin tepesindeydi. (Gazale, tuhaftır, Şam ve civarının istihbarat şefidir.)

Şevket aynı zamanda rejimin baskı aygıtında uzun bir tarihe sahiptir – 1982'de Hama katliamlarını gerçekleştiren özel birlikteydi. Şevket'e şükran sunan Suriye rejimi yanlıları bu tarafları göz ardı etti.

Suriye'de olup bitenler konusunda açık olalım:

1) Suriye'de ne olup bittiğini gerçekten bilmiyoruz.

2) Tüm tarafların sürdürdüğü benzeri görülmemiş bir dezenformasyon kampanyası var.

3) ABD askeri bir seçeneğe başvurmaktan imtina ederken psikolojik savaşa milyonlar harcar. Bunun kanıtını Suriye'de görüyoruz.

4) Bir yıldır her hafta rejimin düşmek üzere olduğu ve ABD'nin Beşar sonrası döneme hazırlandığı söyleniyor bize.

5) Suriye Ulusal Konseyi ve Özgür Suriye Ordusu, kendi eylemleri ve retorikleri üzerinde en küçük bir söz hakkını bile yitirdi. Şimdilere bölgesel ve uluslararası istihbarat servislerinin araçlarıdır.

6) Suriye rejiminin gizliliği zamanla sadece artacaktır.

7) Suriye'de çıkış noktasını kim söyler gerçekten bilmiyoruz. Hafız döneminden Beşar dönemine tahminler yürütmek temelsizdir.

8) Rejim kısa sürede çökmeyecek ve bir vuruşta çökmeyecek.

9) Şayet rejim – New York Times ve diğer Batılı gazetelerin günübirlik sürdürdüğü gibi – tüm iç desteğini yitirmiş olsaydı ve şimdi tamamen Alevi desteğine dayanıyor olsaydı ayakta kalamazdı.

10) Batılı medya şimdilerde salt Batılı hükümetlerin propaganda arıcıdır, tıpkı Suriye rejimi medyasının rejim için propaganda yeri olduğu gibi.

11) Silahlı isyan genişlese ve şiddetlense bile ve Batılı açık ve örtük destek artsa bile Suriye için savaş uzadıkça uzayacak ve kaçınılmaz olarak Lübnan'a sıçrayacaktır.

12) Arap isyanları mevsimi farklı bir safhaya girdi – ABD bu isyanların tehlikeli etkisini frenlemekte ve Arap halkının özgürlük kampanyasını sınırlamakta başarılı oldu.

13) Arap ayaklanmaları mevsimi sona ermedi. Farklı safhalardan geçecek.

14) Suriye'deki ihtilafın sonucu, Suriye halkının arzularına saygı duymaktan çok uzak olacak, tıpkı Körfez İşbirliği Konseyi-ABD'nin rezil bir rejimi muhafaza ettiği Yemen krizini idaresi gibi.

15) ABD-İsrail, Beşar devrildikten sonra Suriye rejiminin olduğu gibi kalması için elinden geleni yapacak – eğer onu devirmeyi başarırlarsa.

Lübnan merkezli El-Ahbar gazetesinin İngilizce sitesinden kizilbayrak.net tarafından çevrilmiştir.