(22.07.12) - Sermaye düzeni tarafından sınırsız yetkilerle donatılarak adeta katletmeye programlanan polisler, başta devrimci ve ilerici güçler olmak üzere toplumun geniş kesimleri üzerinde terör estirmeye devam ediyor.

Hemen her gün ortaya çıkan polis terörü ve cinayetlerine bir halka da Diyarbakır'da eklendi.

17 Temmuz gecesi Diyarbakır'ın Sur ilçesine bağlı Melikahmet-Balıkçılarbaşı bölgesinde arabayla seyir halinde olan 18 yaşındaki Nurhak Çartay, polis tarafından “dur ihtarına uymadığı” gerekçesiyle vuruldu.

Polisin estirdiği terör sonucu ensesinden kurşunlanarak ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede dört gün boyunca bitkisel hayatta yaşam mücadelesi veren Çartay dün yaşamını yitirdi.

Katliamcı polislerden sevinç çığlıkları: "Vurdum! Terörist vurdum”

Olay sırasında araçta bulunan Nurhak Çartay'ın 16 yaşındaki kardeşi, ehliyetleri olmadığı ve ceza yemekten korktukları için hızlandıklarını, polislerin ise kendilerine 5 el ateş ettiğini söyledi.

Nurhak Çartay'ın ablası Sinem Çartay ise görgü tanıklarının verdiği bilgiye dayanarak, durmayan araca ateş açan polislerin "Vurdum! Terörist vurdum” dediğini ifade etti.

Savcıdan arsızlık: “O sırada orada ne işi var”

Karşı karşıya kaldıkları polis terörüne ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'ne başvurarak hukuki yardım talebinde bulunan Çartay Ailesi, polisler hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Başvuru sırasında savcının Çartay Ailesi'ne söylediği şu sözler ise bir kez daha “Polis vuruyor, yargı koruyor” şiarının gerçekliğine işaret etti:

"Kardeşinin o sırada orada ne işi vardı. Polisler onları terörist sandığı için havaya ateş açmışlar. Daha önce orada 2 polis arkadaşımız teröristler tarafından şehit edilmiş"