Özgürlük, başbakan itibarından önce gelir! - Umur Talu

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 20 Mart 2012
  • 16:52

İÇ SAHA: Başbakan, gazeteci Erbil Tuşalp ve Birgün’ü, iki ayrı yazıda “itibarına saldırı”dan toplam 12 bin 847 TL 46 kuruşa mahkum ettirdi. Yerel mahkemeler ve Yargıtay bu yönde karar verdi.

DIŞ SAHA: Tuşalp Türkiye’yi, ifade özgürlüğü ihlal edildiği için, Başbakan’a ödemeye mahkum edildiği tazminatı geri ödemeye mahkum ettirdi. AİHM Türkiye’yi Tuşalp’e 5 bin Avro manevi tazminata da mahkum etti.

***

Bu para mütevazı şartlardaki Tuşalp ve Birgün için elbet önemli; muhtemelen Türkiye ve Başbakan için önemsizdi!

Ama dava yürütmeye, yargıya, yasamaya, medyaya, halka başka önemli bir şeyler anlatıyor:

Basın, ifade, eleştiri özgürlükleri halk için öyle mühimdir ki; elbet korunması gereken itibarınız, bazen ondan epey sonra gelir!

Eleştiriyi, bazen provokatif, hatta kaba, hatta meşru şekilde saldırgan ifadeleri bile kabulleneceksiniz.

Madem bu makamlardasınız, böyle kabul edeceksiniz; gücünüzü eleştiriyi susturmak için, itibarınızı iktidarınız için kullanamazsınız!

***

Başbakan’ın, hükümetin yerel yargıda kabul edilen; AİHM’de “Türkiye’nin savunması” olan açısı şuydu:

1. Basın, fikirleri tartışmak ve halkı aydınlatmak için, bağımsız ve tarafsız haber için belli imtiyazlara sahiptir ama bunlar da sınırsız değildir.

2. Siyasetçi ağır eleştiri hedefi olma yükünü üstlenmeli, yüksek makamlar kışkırtıcı eleştiriye hoşgörülü olmalı ama sınırları bulunmalı. Makaleler, kabul edilebilir eleştiri sınırını aşıyor, Başbakan’ın onuruna, itibarına, haysiyetine saldırı teşkil ediyor.

3. İfade özgürlüğü, yerel mahkemelerin takdir kullanıp siyasi tartışmanın hakarete dönüşmesine engellemek adına karar almasını engellemez.

4. Başbakan’ın başvurduğu hukuk yolu, itibarına saldırılmış herhangi bir bireyin başvurabileceği bir yol.

***

AİHM ise Türkiye’ye, Başbakan’a, hükümete, yerel yargıya şunları bildirdi:

Sayın Erdoğan’ın kişisel haklarının korunması için açtığı davalardaki hükümler, Sözleşme’nin garanti ettiği ifade özgürlüğü hakkına müdahaledir.

Makalelerdeki konular, demokratik toplumda siyasi tartışma kapsamına girer; bunlardan haberdar olmak halkın meşru çıkarınadır.

Basının demokratik toplumda vazgeçilmez işlevi; başkalarının itibarı ve hakkı başta, belli sınırları aşmaması gerektiği halde, halkı ilgilendiren tüm konularla ilgili bilgi ve görüşleri açıklamaktır.

Basın özgürlüğü bazı durumda aşırıya kaçma hatta provokasyona rücu edebilir.

Davacı, Başbakan’dır. Kabul edilebilir eleştiri sınırları sıradan şahsa göre daha geniştir; daha büyük hoşgörü göstermesi gerekir.

Yerel mahkemeler, Başbakan’ın itibarını koruma yönündeki kişisel çıkarının, gazetecinin ifade özgürlüğü hakkından ağır bastığına kanaat getirmiştir.

Ancak, bazı ifadelerin provokatif ve kaba, bazılarının meşru şekilde saldırgan diye sınıflandırılabileceği varsayılsa dahi, bazı gerçekler, olaylar ve gelişmelerle ilgili değer yargılarıdır.

Sadece olumlu, zararsız, tarafsız bilgi ve fikirler değil; demokratik toplumun gereklilikleri olan çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin parçası olan ve rencide eden, şoke eden, rahatsız eden bilgi ve fikirler de koruma altındadır. Bazı kaba ifadeler üsluptur; ifadenin içeriğiyle birlikte koruma altındadır.

Böyle ceza ve tazminat miktarları, başkalarını kamu görevlilerini eleştirmekten caydırabilir; bilgi ve fikirlerin serbest dolaşımını kısıtlayabilir.

***

10. İfade özgürlüğü hakkını kullanmaya müdahale; demokratik toplumda, başkalarının itibar ve haklarını korumak için gerekli görülmez.

Not: Bu aynı zamanda Türkiye’nin “iç hukuku” üstünde bir hukuk. Dolayısıyla, başbakanların, bakanların, başka türlü bakanların; ileride bu mevkilere heves duyanların bunu böyle kabul etmesi, sindirmesi, benimsemesi gerekiyor.

Ayrıca, dün başka iktidarlar ve güçler yanından borazan olanlar gibi, bugün de iktidar yanından gazetecilik (veya hukukçuluk) yaptığını sananlar da bu kararları saklasın.

Çünkü, kudret onu da vurur, seni vurur…

Ancak, özgürlük ve hak, onu da korur, seni de korur!

Haber Türk – 20.03.12