Faşist baskı ve terörünüz sökmeyecek!
İstanbul'da 2012 Newrozu sonrasında devreye sokulan gözaltı dalgalarına bugün (10 Nisan) yenileri eklendi.
Bu sabah İstanbul'un farklı semtlerinde birçok eve eşzamanlı baskınlar düzenlendi. 18 Mart günü gerçekleştirilen Newroz kutlamalarını gerekçe gösteren sermaye devletinin polisleri, aralarında HDK İstanbul İl Koordinasyonu üyeleri Erdal Demirhan ve Hasan Tunç, ETHA muhabiri Çağdaş Küçükbattal, Sosyalist Parti PM üyesi Yiğit Yirmibeş, Öğrenci Kolektifi üyeleri İhsan Oğuz Yüzgeç ve Kadir Ev, Pirsultan Yeşilkent Cemevi Yöneticisi Sezgin Kartal, İstanbul Üniversitesi öğrencileri Mehmet Akip Bilgin ve Eren Yurt, AKA-DER Sarıgazi Şube Başkanı Selçuk Kalaycıoğlu, Partizan okuru Songül Araç, DHF çalışanları Kenan Ulaş ve Muharrem Demir'in de bulunduğu çok sayıda devrimci ve ilericiyi gözaltına aldı.
Ekim Gençliği okuru ve BDSP çalışanı yoldaşlarımız Bekir Sürücü ile Deniz Aydın da polisin gözaltı terörünün hedefi oldular. Yoldaşlarımızın evlerine yapılan baskınlarda Ekim Gençliği ve Kızıl Bayrak gazeteleri başta olmak üzere çok sayıda yayına da el konuldu.
1 Mayıs'a giden süreçte ardı arkası kesilmeyen gözaltı ve tutuklama dalgaları, Newroz'da Kürt halkı ve devrimci-ilerici sol güçler cephesinden ortaya konan direniş ruhuna dönük tahammülsüzlüğün açık bir göstergesidir.
Öyle ki, Kürt halkının özgürlük mücadelesinin simgesi olan Newroz, tüm baskı, yasaklama ve azgın devlet terörüne rağmen militan sokak eylemleriyle kutlanmıştır. Sermaye devletinin tehditlerine boyun eğmeyen Kürt halkı, ilerici ve devrimci güçlerin de destek verdiği eylemlerle dört bir koldan Newroz alanlarına yüklenmiştir. Bu kararlılık tablosu karşısında tam bir gözü dönmüşlük örneği sergileyen sermaye hükümeti AKP, OHAL uygulamalarıyla Newroz'u engellemeye çalışmış, gözaltı ve tutuklama terörünün yetmediği yerde ise işi katletmeye kadar vardırmıştır. Ancak tüm zorbalığa rağmen bozguna uğramaktan kurtulamamıştır.
Newroz sonrasına taşan bu dizginsiz saldırganlık, bir yandan da dinci-gerici AKP hükümetinin Suriye halkına karşı yüksek perdeden savaş çığırtkanlığı yaptığı bir dönemde gerçekleşmektedir. Emperyalistlerin Suriye'ye dönük kirli tezgahında vurucu güç/koçbaşı olma misyonu üstlenen dinci-gerici AKP hükümeti, tam anlamıyla “içerde ve dışarda savaş ve saldırganlık” pozisyonu almış durumdadır. Öyle ki, dışarıda emperyalist savaş ve saldırganlık politikalarına aktif taşeronluk rolünün üstlenildiği bir dönemde, Kürt halkı ve devrimci-ilerici sol güçler payına düşen de sonu gelmez bir devlet terörü olmaktadır.
Dinci-gerici AKP hükümeti eliyle Kürt sorunundaki imha-inkar politikalarını derinleştiren, işçi ve emekçilere dayattığı kölelik ve sefaleti ağırlaştıran sermaye iktidarı, baskı ve zorbalığa sarılmaktan başka bir yol bulamamaktadır. Ancak bugüne dek türlü zorbalığa rağmen Kürt halkının haklı ve meşru mücadelesini ezemeyen ve devrimci mücadeleyi sindiremeyen sermaye devleti, bundan sonra da bu çabasında başarılı olamayacaktır.
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu olarak, faşist baskı ve devlet terörünün ne Kürt halkının özgürlük mücadelesini ne de devrimci sınıf mücadelesini boğabileceğini bir kez daha haykırıyoruz!
Bu inançla, tüm devrimci ve ilerici güçleri, işçileri, emekçileri ve Kürt halkını, dinci-gerici AKP hükümetinin ve sermaye iktidarının devreye soktuğu faşist baskı ve devlet terörü karşısında birleşik ve militan bir mücadele örmeye çağrıyoruz!
Gözaltılar serbest bırakılsın!
Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz!
Faşizme karşı omuz omuza!
Yaşasın devrim ve sosyalizm!
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)
10.04.12
