(11.02.13) - İngiliz gazetesi Guardian'ın 21 Ocak tarihli bir haberi sayesinde, faşist Mussolini'nin parasıyla Vatikan'ın duasının yan yana gelmesiyle yaşanan 'mucizeye' bir kez daha tanık olduk.
Harcında faşist diktatörün kanlı akçeleri olan Vatikan'ın gayrımenkul imparatorluğu büyüyerek 80 yılda doruğuna ulaştı. 1929 yılında kanlı faşist diktatör Mussolini'nin 'tanrı aşkına' karşılıksız olarak (Vatikan'ın işçi ve emekçi hareketine karşı oynadığı gerici rolu katmazsak) verdiği 60 milyonluk sermayeyle işe başlayan Vatikan, dünya işlerinde de bir hayli yetenekli olduğunu ortaya koydu. Londra'dan Paris'e ve İsviçre'den tüm Avrupa'ya yayılan 595 milyon avroluk gayrımenkul imparatorluğunu kurdu.
Katolik kiliseleri toplam olarak 9 milyar avro değerinde gayrımenkullere sahiptir. Vatikan sözcüsü Lombardi, yıllardır gizli kalan gayrimenkul imparatorluğu hakkında sorulan sorulara küstahça şöyle cevaplıyor: "Ben burada hayret edilecek birşey görmüyorum, bunları zaten biliyorduk."
Kapitalist sistemin ruhani tastikleyicilerinin sicilleri oldukça kabarık
Onlarca Belçikalı, çocukken Katolik din adamları tarafından tacize uğradıkları şikayetiyle Vatikan'a dava açtı. Geçen yıldan bu yana, Belçika'da Katolik din adamlarıyla ilgili yaklaşık 500 taciz iddiası kayda geçti.
Geçen yıl konuyla ilgili olarak yapılan bir soruşturmada, İrlanda'daki üst düzey kilise mensuplarının onyıllar boyunca çocuklara cinsel tacizde bulunan rahipleri kolladığını ortaya çıkarmıştı.
Bir başka raporda da Katolik okulları ve yetimhanelerinde yıllar boyunca devam eden cinsel, fiziksel ve psikolojik taciz vakaları belgelenmişti.
Hollanda'da bağımsız bir komisyon, Katolik Kilisesi'ne bağlı kurumlarda on binlerce çocuğun cinsel tacize uğradığını açıkladı.
Kiliseye ait okullar, dini eğitim kurumları ve yetimhanelerde 1945'ten itibaren taciz vakalarını araştıran komisyon, bu olayların bugün de sürdüğünü açıkladı.
Komisyon, 10 bin ile 20 bin arasında çocuğun uğradığı istismarı ''hafif, ciddi ve çok ciddi cinsel taciz'' olarak niteledi. Bunların tecavüze dek vardığını kaydetti.
Almanya'daki Katolik Kiliseleri de aynı suçlamalarla karşı karşıyalar. Din adamlarının işlediği iddia edilen cinsel taciz ve tecavüz suçlarıyla ilgili bağımsız soruşturmayı lağveden Katolik Kiliseleri, soruşturmanın yürütülmesini engellemeye çalışıyor. Küçük yaştayken cinsel istismara maruz kaldığını iddia eden yüzlerce kişi, bu seksüel suçların kilise çatısı altında saklandığını öne sürüyorlar.
Almanya’da gündeme gelen, kilise kurumları içerisindeki taciz ve tecavüz olaylarının soruşturulmasının çeşitli yollarla engelendiğini, Aşağı Saksonya Krimonolojik Araştırma Enstitüsü Başkanı Prof. Christian Pfeiffe, "Her şey için onay almalarının istendiğini ve bulgularının sansürlenmeye çalışıldığı'' sözleriyle doğrulamıştı.
Tüm dünya Katolikleri'nin bağlı olduğu Vatikan’ın başı olan Alman kökenli ve Hitlerin SS örgütünün üyesi Papa 16. Benediktus’de 2011'de yaptığı Almanya ziyaretinde mağdurları dinlemiş ve mağdurlara tazminat ödemeyi önermişti.