Kozan, Esenyurt, Eskişehir... İşçi katliamları sürüyor!

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • 03 Nisan 2012
  • 08:45

(03.04.12) – İstanbul Esenyurt'taki bir AVM inşaatının şantiyesinde diri diri yakılarak katledilen 11 işçinin kanı kurumadan, yeni işçi katliamı haberleri gelmeye devam ediyor. Kapitalist sömürü düzeninin çarkları madenlerden inşaatlara ve tersanelere tüm üretim alanlarında işçi kanıyla dönmeyi sürdürüyor.

Eskişehir'de madende 4 işçi katledildi

2 Nisan akşam saatlerinde Eskişehir'in Mihallıçık ilçesindeki bir maden ocağında meydana gelen göçükte 4 işçinin hayatını kaybetmesi, iş “kazaları"nda dünya üçüncüsü, Avrupa'da birinci sırada bulunan Türkiye'de, kapitalist sömürünün boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.

İş cinayetinin ardından açıklama yapan Mihalıççık Belediye Başkanı Ümit Güven, 4 işçinin öldüğü maden ocağının yaklaşık 20-25 senedir işletilen ruhsatlı bir kurum olduğunu söyleyerek iş cinayetini geçiştirmeye çalıştı. Göçüğün meydana geldiği maden ocağının yaklaşık 20-25 senedir işletilen ruhsatlı bir kurum olduğunu belirten ve daha önce bu boyutta bir olay yaşanmadığını iddia eden Güven, gerekli tedbirlerin alındığını savundu.

Geçtiğimiz yıllarda aynı bölgede ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanan “iş kazası” haberleri basına yansımıştı.

Nisan ayı işçi katliamıyla başladı

Ağırlığı maden, inşaat ve enerji sektöründe olmak üzere en az 59 işçinin yaşamını yitirdiği Mart ayının ardından Nisan ayı da işçi katliamlarıyla başladı.

Mart ayına ilişkin aylık değerlendirmesini açıklayan İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, en çok ölümün inşaat, enerji ve madende yaşandığına dikkat çekmişti.

Raporunda Mart ayı içerisinde 5 maden işçisinin yaşamını yitirdiğine dikkat çeken İSİG Meclisi, maden sektöründe göçükler ve zehirlenmelerin eksik olmadığı konusunda uyarılarda bulunmuştu.

Düzen sözcülerinden cinayetleri perdeleme çabası

Maraş'ta Afşin-Elbistan Termik Santrali'nde 2'si mühendis toplam 9 işçi 1 yılı aşkın süredir halen göçük altındayken ve Adana Kozan'daki baraj inşaatında sulara kapılan 10 işçiden 5'inin cesetleri halen bulunamamışken, sermaye hükümeti AKP'nin sözcüleri pişkinlik dolu açıklamalar yaparak bir yandan katilamları "kader" olarak nitelendiriyor, diğer yandan da "yeni düzenlemeler" adı altında içi boş çözüm önerileri gündeme getiriyor.

Bilindiği üzere, Esenyurt'taki iş cinayetinin ardından AKP hükümeti, “İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı”nı bir kez daha TBMM gündemine getirdi. Yasaya dair eksikliklerden "yakınan" Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "yasa çıksaydı bunlar yaşanmazdı" türünden açıklamalarda bulunmuştu. Çelik şunları söylemişti:

“Eğer yasa çıkmış ve yürürlükte olsa, o şirket bir iş sağlığı uzmanı bulundurmak ya da tutmak zorunda olacaktı. O uzman da bu işte müteselsil sorumlu olacağı için o çadırları mutlaka denetletmek zorunda olacaktı. Koşullar uygundur demeden adamlar çalışamayacaktı. Kayırma, torpil olamayacaktı. Ufacık önlem bile alınsa, kapı açık olsa, çadır naylon olmasa o kaza olmayacaktı”

Ardı arkası kesilmeden yaşanan işçi katliamları ise, hem sermaye hükümeti AKP'nin ve patronların nasıl bir ikiyüzlülük içinde olduklarını hem de iş cinayetlerinin kapitalizmin değişmez gerçeği olduğunu tekrar tekrar gözler önüne seriyor.