Komünist hareketin çağrısına yanıt verelim!

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • Ekim Gençliği
  • |
  • 06 Ekim 2012
  • 20:01

“İnsanlık yeni bir bunalımlar, savaşlar ve devrimler dönemine girmiş bulunmaktadır. Bunalımlar ve savaşlar halen günümüz dünyasına damgasını vuran yakıcı olgulardır. Birbirine sıkı sıkıya bağlı bu iki olgusal gerçek yeni bir devrimler döneminin de dolaysız bir habercisidir. Dünya işçi sınıfı ve emekçilerinin kapitalist bunalımların ve emperyalist savaşların büyük yıkım ve acılarına yanıtı bir kez daha devrimler olacaktır. Dünyanın dört bir yanında ve elbette Türkiye’de de.” (TKİP III. Kongre Bildirisi’nden...)

Emperyalist-kapitalist sistem, derin bir kriz yaşamaktadır. Kapitalizmin onulmaz çelişkilerinden doğan krizi aşamayan, en azından nihai olarak çözemeyen sistem, varlığını sürdürebilmek için çok yönlü bir saldırganlık içine girmektedir. Milyonlarca işçi ve emekçinin açlığa ve sefalete mahkum edilmesiyle, emperyalist savaşlarla, ezilen halklara yönelik toplu kıyım ve katliamlarla, halklar arasında düşmanlığın körüklenmesiyle, gençliğin geleceksizleştirilmesiyle, doğa katliamlarıyla içinde bulunduğu krizi aşmaya çalışıyor. Özcesi, ne pahasına olursa olsun varlığını korumaya, bu sömürü, yağma ve talan düzenini sürdürmeye çalışıyor.

Bugün yakıcılığını Ortadoğu üzerinden hissettirse de, dünyanın hemen her bölgesinde süren savaşlar, emekçi halkalara yıkım ve katliam taşıyor. İşçi sınıfı ve emekçiler üzerindeki kölelik prangalarını kalınlaştırıyor. Gençliğe yozlaşmayı ve geleceksizliği dayatıyor. Doğayı ranta kurban ederek dünyayı insanlık için yaşanabilir bir yer olmaktan çıkarıyor. Özcesi dünyayı ve insanlığı yokoluşa sürüklüyor. Yine de çıkışsızlık içinde debelenip duruyor.

Tüm bunlar, emperyalist-kapitalist sistemin bunalımlar ve savaşlar dönemine işaret ediyor. Zira bu sürece rengini veren temel eksen kapitalizmin buhranı ve dünya ölçeğinde yaygınlaştırılan emperyalist savaşlar olmaktadır.

Kapitalizmin sefalete, açlığa ve geleceksizliğe ittiği milyonların yanıtının devrimler olması kaçınılmazdır. İnsanlık tarihi kapitalizmin yarattığı yokoluşu engelleyebilmenin başka bir yoluna tanıklık etmemiştir, edemeyecektir. İşçiler, emekçiler, gençler ve ezilen halklar için yegane kurtuluş yolunun emperyalist-kapitalist sistemi alaşağı etmekten geçtiği, kendisini her geçen gün daha açık bir biçimde ortaya koymaktadır.

25. yıl ve “devrime hazırlık”

“Tarihin ve bilimin ışığında biliyoruz ki, ne kapitalizm kendiliğinden yıkılır, ne de devrimler her halükarda zafere ulaşır. Kapitalizmi yıkmak ve devrimlerin zaferini güvence altına almak bir devrimci hazırlık işidir. Kapitalizmi yıkmak kapasitesine sahip biricik sınıf olan işçi sınıfı devrimcileşmeden, devrimci bir partinin önderliği altında kenetlenmeden, tam da bu sayede tüm öteki emekçi katmanları kendi birleştirici ekseninde birleşik bir kuvvet haline getirmeden, ne kapitalizm yıkılır ne de proletarya devriminin zaferine ulaşılabilir.”

Böylesi tarihsel bir çağda 25. yılını kutlayacak olan komünist hareket devrime hazırlanma çağrısı yükseltiyor. Bu çağrıyı soyut temenniler üzerinden değil, tarif edilen tarihsel çağın, “bunalımlar, savaşlar ve devrimler döneminin” somut olguları üzerinden ortaya koyuyor.

Bu çağrıyı doğru anlamak, tarihsel-nesnel koşulları üzerinden kavramak gerekiyor. “Devrime hazırlanma” çağrısı, bugün kendisini geniş emekçi kitlelerin yüzünü devrime çevirmek, işçi sınıfının ellerinde komünizmin bayrağını dalgalandırmak anlamına geliyor. İşçi sınıfını devrimcileştirmek demek oluyor.

“Devrime hazırlanma” şiarının komünist hareketin 25. yılı vesilesiyle yükseltilmesinin de ayrı bir anlamı bulunuyor kuşkusuz. Türkiye devrimci hareketinden köklü bir kopuşun ifadesi olan komünist hareketin geride bıraktığı 25 yılın deneyimi ve birikimi ile işçi sınıfı ve emekçilerin devrime kazanılması, 25. yılda ortaya konan iddianın içeriğini oluşturuyor.

Gençlik içinde devrime hazırlanmak!

“Devrime hazırlık”, genç komünistler için de bir çağrı niteliği taşıyor. Bu çağrı, beraberinde genç komünistlere görev ve sorumluluklar yüklüyor.

25. yılda yükseltilen “devrime hazırlık” bayrağının gençlik içinde de dalgalandırılması genç komünistler için temel bir yerde duruyor. Toplam anlama parelel olarak, bu çağrıyı gençlik içinde karşılayabilmek ve anlamlandırabilmek, geniş gençlik kesimlerini devrim ve sosyalizm mücadelesine katmak demektir. Bu, tarif ettiğimiz tarihsel çağın da yüklediği bir sorumluluktur aynı zamanda.

Kapitalizm gençliğe gelecek vaad edemiyor. İlkokul sıralarından üniversiteye kadar gençliğin yaşamını çalan sermaye düzeni, gençliğe işsizlik ve geleceksizlik hazırlıyor. Tüm bunlar gençliğin devrimci öfkesini de mayalıyor doğal olarak. Gençlik kitleleri bugün devrim için sokaklara dökülmese bile, kapitalizmin yıkımı gençliğin dinamizmini bu yönde körüklüyor. Gençlik özgürlük ve gelecek kavgasına her geçen gün bir adım daha yaklaşıyor.

“Devrime hazırlanmak”, gençlik cephesinden güncelliğini burada buluyor. Anlamını da burada ifade ediyor. Zira devrime hazırlanmak demek, gençlik kitlelerinin bu potansiyel gücünün harekete geçirilmesi, gençliğin devrime kazanılması demektir.

Bunun nasıl olabileceği kendi içinde bir dizi başlık üzerinden tartışılabilir. Ancak en özlü biçimde ifade etmek gerekirse, gençlik içinde devrim ve sosyalizmin bayrağını dalgalandırmak bunun en temel yanıdır. Genç komünistler, 25. yıl vesilesiyle ortaya konan “devrime hazırlık” kararlılığını kendi cephelerinden bu temel üzerinden karşılayacaklardır. 25. yılın coşku ve kararlılığını kuşanan genç komünistler, “devrime hazırlık” şiarını kendi alanlarında da layığıyla yükselteceklerdir.

(Ekim Gençliği, sayı 140, Ekim 2012)