KCK: Görkemli direnişi selamlıyoruz

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 16 Temmuz 2012
  • 15:08

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Diyarbakır’da 14 Temmuz’da devlet güçlerinin halka ve seçilmişlere yönelik saldırısına sert tepki gösterirken, “Kürt siyasetçilerinin, halkımızın ve dostlarının sergilediği bu görkemli direnişi saygıyla selamlıyoruz” dedi.

KCK, 14 Temmuz’da Diyarbakır’da yaşananlar, Suriye’deki Kürt organizayonların ortak çatı altında birleşmeleri ve Rusya’nın Kürt siayetçi Mecit Gümüş’ü Türkiye’ye teslim etmesi konusunda açıklamalarda bulundu.

DİRENİŞ YÜKSELTİLMELİ

KCK, şöyle dedi: “14 Temmuz’da DTK ve BDP tarafından yapılması öngörülen “Özgürlük için Demokratik Direniş Mitingi” sömürgeci AKP devleti tarafından yasaklanmasına rağmen halkımız bu yasağı tanımamış, 14 Temmuz günü Önder Apo’nun ve Kürdistan’ın özgürlüğü için Kürdistan’ın dört bir yanından ve Amed’in tüm cadde ve sokaklarından harekete geçmiştir. AKP devleti halkımızın bu görkemli katılımı karşısında, tam bir sömürgeci faşist zihniyetle halkımıza ve seçilmiş temsilcilerine karşı alçakça bir saldırıya geçmiş ve tam bir vahşet uygulamıştır. Ancak AKP devletinin polis sürülerinin tüm vahşi saldırılarına rağmen yüz binlerce yurtsever sokak sokak, cadde cadde direnmiş, 14 Temmuz direnişçilerinin bilincini, ruhunu ve direngenliğini Amed sokaklarında kahramanca sergilemeyi başarmıştır. Bir kez daha Önderliğinin özgürlüğü için her şeyi yapmaya ve başarmaya hazır bir halk olduğunu, bundan hiçbir biçimde geri adım atmayacağını ortaya koymuştur. Öncelikle Kürt siyasetçilerinin, halkımızın ve dostlarının sergilediği bu görkemli direnişi saygıyla selamlıyor ve bu serhildanda yaralanan insanlarımıza acil şifalar diliyoruz; halkımızı, yaralanan ve esaret altına alınan yurtseverlerimizle dayanışmaya ve başlattıkları bu görkemli direnişi farklı platformlarla yükseltmeye çağırıyoruz.

AKP devletinin Önder Apo üzerinde uyguladığı ağırlaştırılmış tecrit işkencesine, Kürt siyasetine dönük siyasi soykırım operasyonlarına ve gerillayı imha operasyonlarına rağmen Kürdistan halkı 14 Temmuz günü her zamankinden daha fazla bir kitlesellik ve kararlılıkta Önder Apo’nun özgürlüğü için serhildana kalkmıştır. Sömürgeci ve ırkçı bir zihniyete sahip olan AKP, bu direnişi kırmak için silahlar da dahil olmak üzere elindeki tüm bastırma araçlarını en vahşi bir biçimde kullanmasına rağmen halkımızın direnişini bastıramamıştır. Kürdistan halkı 14 Temmuz günü, artık Önder Apo’nun esaretine tahammülünün kalmadığını ortaya koymuş ve sömürgeci AKP devletinin Kürdistan’daki varlığını meşrulaştırmak için sergilediği politikalara ağır bir darbe vurmuştur. Artık Kürdistan halkı hiçbir biçimde Türk sömürgeciliğinin Kürdistan’da bir zulüm ve soykırım biçiminde süren ve sürdürülmek istenen varlığını kabul etmeyecektir. Kürdistan halkının, Önder Apo ve Kürdistan’ın özgürlüğü dışında hiçbir gündemi yoktur.

Halkımızın Büyük 14 Temmuz Ölüm Orucu Direnişi’nin 30. yılında serhildan ruhuyla harekete geçtiği bu görkemli direniş, aynı zamanda Kürt siyasetini iradesizleştirme, parçalama ve geri adım attırma çabalarına karşı da bir darbe olmuştur. Çünkü Kürt halkının siyasi temsilcileri bir fedakarlık ve kararlılığı sergilemiş ve her koşul altında halkıyla birlikte olacaklarını bir kez daha herkese göstermişlerdir. 14 Temmuz Amed direnişiyle, AKP siyaseti boşa çıkarılmış ve sonuçsuz bırakılmıştır.

Fethullah Gülen ve AKP basını, her zaman olduğu gibi, Önder Apo’nun ve Kürdistan’ın özgürlüğü için ayağa kalkan halkımızın 14 Temmuz ruhunu serhildanlaştıran bu duruşunu tam bir ahlaksızlık ve özel savaş zihniyetiyle çarpıtarak görmezden gelmiştir. Sömürgeci polis sürüsünün, yediden yetmişe, kadın-çocuk ve seçilmiş demeden tüm insanlarımıza en alçakça bir biçimde saldırmasını gizlemeyi ve perdelemeyi kendisine bir görev bilmiştir.

İŞKENCECİLERDEN HESAP SORMAYA ÇAĞIRIYORUZ

Yurtsever Kürdistan halkı, Önder Apo’nun ağır tecrit altında İmralı İşkence Sistemi’ne karşı insanlık direnişini sergilediği ve gerillanın mücadeleyi yükselttiği bir ortamda sömürgeciliğin bütün uygulamalarına karşı yüz binlerle Amed’de bir kez daha “Êdî Bes e!” demiştir. Tüm halkımızı, Önder Apo’nun üzerinde uygulanan tecrit işkencesinin birinci yıl dönümüne girmekte olduğumuz bugünlerde, Önder Apo’nun İmralı’da yükselttiği direnişi tamamlamaya ve özgürlüğünü sağlayıncaya kadar direnişini yükseltmeye, işkencecilerden hesap sormaya çağırıyoruz.”

SURİYE’DEKİ KÜRTLERİN TEK ÇATI ALTINDA BİRLEŞMELERİ ÖNEMLİ BİR GELİŞME

KCK, Suriye’deki Kürt organizasyonların birleşmesi konusunda şunları ifade etti: “Sömürgeciliğin Kürt birliğini parçalamaya dönük geliştirdiği bütün oyun ve girişimlerine rağmen, Batı Kürdistan’da bulunan Suriye Kürtleri Ulusal Meclisi ile Batı Kürdistan Halk Meclisi çatısı altındaki tüm siyasi partilerin Hewlêr’de yürüttükleri tartışmalar ardından birlik oluşturmaları, bu parçadaki halkımızın başarısı açısından önemli bir gelişmedir. Halkımızın bu parçada kendi aralarında tartışarak oluşturdukları birlik ve kamuoyuna yansıyan protokol, Suriye’de demokrasinin gelişmesi ve Kürt halkının statü kazanmasında önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. Hareket olarak, oluşturulan bu birliği desteklediğimizi ve bunun giderek tüm Kürtler arasında bir birliğe dönüştürülmesi gerektiğini vurgulamak istiyoruz.”

RUSYA’YA SERT KINAMA

Rusya’yı kınayan KCK, bu konuda şöyle dedi: “Bütün yaşamını halkının özgürlüğüne adayan, bunun için her türlü fedakarlığı sergileyen değerli bir Kürt siyasetçisi olan Mecit Gümüş, Rusya Federasyonu tarafından AKP hükümetiyle yapılan gizli ve çirkin bir pazarlık sonucu geçen hafta Türk devletine teslim edilmiştir. Bir Kürt siyasetçisinin tutuklanarak Türkiye’ye teslim edilmiş olması açıkça uluslararası yasaların çiğnenmesi anlamına gelmektedir. Biz, Rusya Federasyonu Hükümeti’nin bu tutumunu kınıyor, Kürt halkına düşmanlık anlamına gelen bu siyaset anlayışından vazgeçmeye çağırıyoruz. Kökeni tarihin derinliklerine dayanan ve haklı-meşru bir davayı yürüten Kürdistan halkının temsilcilerine karşı geliştirilen bu yaklaşımın haklı hiçbir gerekçesi olamaz. Demokrasiden ve insan haklarından yana olan hiçbir devlet mazlum Kürt halkının özgürlük mücadelesine karşı bu tarz bir yaklaşımı geliştiremez. Rusya’nın, halkımızın yürüttüğü haklı özgürlük mücadelesine karşı Sömürgeci Türk devletinin Kürdistan’da uyguladığı soykırımcı ve inkarcı rejime cesaret vermekten başka bir anlama gelmeyen bu gayri-ahlaki tutumu Rusya halkına da hiçbir şey kazandırmayacaktır. Rusya’nın tarihinde Türk devletiyle birliktelik içinde, Kürt halkının iradesini ve özgürlük direncini kırmaya yönelik birçok benzer politik tutumun olduğu bilinmektedir. Türk devletinin Kürdistan’daki katliamlarına onay anlamına gelen bu yaklaşımın Rusya halklarının çıkarına da olmayacağı açıktır. Bu nedenle Rusya’daki demokratik kamuoyunun ve insan haklarından yana olan tüm kesimlerin Rusya Federasyonu hükümetinin bu haksız-çıkarcı tutumuna karşı sessiz kalmamaya, Kürt halkıyla dayanışmaya, Rusya devletini de tutarlı bir devletin geleneğinde olmayan bu gayrı ahlaki tutumundan vazgeçmeye çağırıyoruz.”

ANF / 16.07.12