Kayseri'de kitlesel basın açıklaması

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Eylem/etkinlik
  • |
  • 13 Ekim 2012
  • 14:14

(13.10.12) – Kayseri'de, aralarında BDSP, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kayseri Şubeler Platformu, Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği, Alevi Kültür Merkezi'nin de bulunduğu devrimci ve ilerici yapılardan oluşan Emek ve Demokrasi Platformu, 2 haftalık hazırlık sürecinin ardından bugün kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basın açıklamasından önce saat 14.30'da Sivas Caddesi'nde bir araya gelen yaklaşık 250 kişilik kitle, basın açıklamasının yapılacağı Kayseri Meydanı'na doğru yürüyüşe geçti. Ses cihazı eşliğinde emekçiler özelde emperyalist saldırganlığa, genelde Türk devletinin Suriye'ye yönelik savaş tehdidine tepki içeren şiarları haykırdılar. Yürüyüş sırasında eyleme katılan emekçilerin sayısı 350'yi aştı.

Kitle basın açıklamasının yapılacağı meydana geldiğinde, Emek ve Demokrasi Platformu adına hazırlanan basın açıklamasını KESK Dönem Sözcüsü BES Şube Başkanı Özdal Yıldırım okudu. Basın açıklaması boyunca “Katil ABD ortadoğudan defol!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “İşçiler birlik halklar kardeş olmalı!”, “Birleşe, birleşe kazanacağız!” ve “Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları atıldı.

Komünistler eylemi 25. yıl etkinliklerinin çok yönlü ve etkin bir politik kitle faaliyetine konu edilmesi çerçevesinde değerlendirdiler. Eylemi komünist hareketin toplam birikiminin ve ideolojik-politik çizgisinin dolaysız olarak sınıf kitlelerine yansıtmak, tarihsel ve güncel planda şiarları ve çağrılarının öne çıktığı bir politik faaliyet yaklaşımıyla ele aldılar. Araçları da bu çerçevede kullandılar. Bu anlamda görselliğe önem verdiler. Hazırlanan renkli dövizlerle 25. yıl rüzgarını alana taşıdılar. Suriye'ye yönelik savaş tehditine karşı bir araya gelen emekçileri, emperyalist savaş ve kapitalist sömürüye karşı mücadeleye çağırdılar.

Eylem vesilesiyle komünistler emek örgütlerine, Komünist hareketin 25.yıl çalışmasını taşıdılar.

Eylemde okunan basın açıklaması:

Basına ve kamuoyuna...

AKP iktidarıuzun süredir emperyalizmin Suriye’ye dönük kirli politikalarını hayata geçirmek için fırsat kolluyor. Özgür Suriye Ordusu adındaki paramiliter güçleri besleyerek Suriye’de iç savaşı körüklüyor. Türkiye’yi savaşın eşiğinde tutuyor. Recep Tayip Erdoğan, daha düne kadar kardeşim dediği Esad’ı bugün düşman olarak ilan ediyor.

İlk başta uçak düşürme oyunu ile isteneni elde edemeyen AKP iktidarı, bu kez yeni bir oyun sahneleyerek savaş tamtamlarını bir kez daha çalmaya başladı. Urfa’nın Akçakale ilçesine düşen ve Suriye’den atıldığı tespit edilen top mermisi 5 kişinin ölümüne sebep oldu. Yaşanan trajik olayın ardından ise AKP iktidarı hızla kirli bir senaryoyu devreye sokarak kardeş halkların birbirini boğazlaması için kolları sıvadı.Önce misilleme adı altında Suriye’yi topa tutan AKP iktidarı, hızla tezkere hazırlıklarına soyundu. Bakanlar kurulu tarafından onaylanarak jet hızıyla meclise gönderilen tezkere, ilk oturumda görüşüldü ve kabul edildi.

Tezkere ile Türkiye’nin nasıl bir maceraya sürükleneceği ise emperyalist odakların karanlık odalarında belli ki çoktan planlanmış bulunuyor. Yaşanan patlamanın ardından tüm emperyalist şeflerin ağız birliği etmişçesine AKP iktidarına destek sunması, başta NATO olmak üzere destek mesajları göndermeleri de, savaş ve saldırganlık hazırlıklarının boyutunu gösteriyor.

Türkiye’nin böylesi bir savaş ortamına çekilmesi ve Akçakale’deki gibi trajik bir olay ile karşı karşıya kalınması, açık ki AKP’nin “sıfır sorun” olarak tanımlanan politikasının geldiği yeri göstermektedir. Büyük ve kof iddialarla yola çıkanlar, emperyalizme taşeronluk yapmak için komşu halklara ölüm kusmaya kadar işi vardırdılar.

Kapitalist sistemin krizi ile boğuşmak için içeride işçi ve emekçilerin kölelik zincirine yeni prangalar ekleyen AKP iktidarı, dışarıda da komşu halklara ölüm kusarak elde edeceği rant ile krizin etkilerini geciktirmenin hesabını yapmaktadır.

Bu savaş ve saldırganlık politikalarının Türkiye’yi, özel olarak da işçi ve emekçileri yıkımın eşiğine getirdiği açıktır. Olası bir savaş ise yalnızca bu iki ülkenin emekçilerini değil, tüm bir Ortadoğu coğrafyasını etkileyebilecek denli kapsamlı sonuçlara gebedir. Bu da Türkiye işçi sınıfı ve emekçilerine önemli bir görev yüklemektedir.

Bugün emperyalist savaş ve saldırganlık politikalarına hayır demek ve militan mücadeleyi yükseltmek, tüm Ortadoğu halklarının içine çekileceği bataklığa karşı mücadele etmek demektir. Bu kirli politikalara karşı çıkalım. “işçilerin birliği, halkların kardeşliği” için mücadele ateşini harlayalım.

Biz Kayseri emek ve demokrasi platformu olarak tüm emekçileri Suriye'ye yönelik savaş politikasına dur demeye, karşı mücadele etmeye, halkların kardeşliği için mücadele etmeye, savaşı durdurmak için harekete geçmeye çağırıyoruz.