Katsayılar kalktı da ne oldu?-Abbas Güçlü

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • Gençlik / Kadın
  • |
  • 22 Nisan 2012
  • 04:28

Türkiye, üniversiteye girişteki katsayılar yüzünden, yıllarca büyük gerginlikler yaşadı. Sanıldı ki sorun katsayılarda. Oysa katsayılar, devde kulaktı. Ona harcayacağımız zamanı ve enerjiyi, eğitim sisteminin iyileşmesi için harcasaydık, YGS’de bugün bu tabloyla karşılaşmazdık.
YGS’deki okul türlerine göre başarı sıralamasında meslek liseleri ilk 15’te yok. O beğenmediğimiz mahalledeki liselerden bile daha alt sıradalar.

İşte sıralama:
Sosyal Bilimler Lisesi, Askeri Lise, Fen Lisesi, Anadolu Liseleri, Özel Fen Lisesi, Öğretmen Liseleri, Polis Koleji, Yabancı Dille Eğitim Yapan Özel Kolejler, Yabancı Dil Ağırlıklı Eğitim Yapan Liseler, Astsubay Hazırlık Okulları, Sağlık Liseleri, Özel Liseler, Liseler, Güzel Sanatlar Liseleri, İmam Hatip Liseleri, Teknik Liseler, Sekreterlik Lisesi, Otelcilik ve Turizm Liseleri, Spor Liseleri, Kız Meslek Liseleri, Özel Akşam Liseleri, Ticaret Liseleri, Endüstri Meslek Liseleri, Akşam Lisesi...

En başarılı liseler
Yukarıdaki tablo, katsayılar olduğunda farklı mıydı? Kesinlikle hayır. Peki, bu tablo ikinci basamak sınavı LYS’de değişir mi? Mümkün değil.
O zaman niye yıllarca gerginlik yaşandı?
Bu sorunun cevabı, mutlaka aranmalı. Ama ideolojik takıntılardan ve siyasetten uzak bir şekilde, pedagojik bir yaklaşımla. Yoksa değişen bir şey olmaz!..
Madem öyle, sorun nerede, diyenler mutlaka olacaktır?
Onlar sormadan biz cevabını verelim.
Böylesi bir sınav sisteminden, meslek liseleri lehine sağlıklı bir çözüm beklemek mümkün değil.
YÖK ve ÖSYM, Ferrari ile Murat 131’i yarışa sokuyor ve sonra da, meslek lisesi mezunlarına eğer istersen sen de kazanabilirsin diyor. Bu mümkün mü? Kesinlikle hayır. Arada bir istisnalar olsa da, bunun öğrencilere maliyeti, hem ekonomik olarak hem de moral açısından çok pahalıya mal oluyor...
Eğer meslek liseleri lehine bir düzenleme yapılmak isteniyorsa, bunun yolu onlara da gördükleri derslerden sorular sormaktır.  Görmedikleri dersin sınavına girdikleri sürece, bu onların başarısızlığı değil, sistemin aymazlığıdır.
YÖK ve ÖSYM, çok farklı alanlardan soru hazırlama zahmetine katlanamadığı için hep aynı soruları sormaya devam ediyor.

Nasıl düzelir?
Lise ve dengi okullarda 200’e yakın ders okutuluyor ama YGS ve LYS’de sadece 10 dersten soru soruluyor. Bu yüzden de meslek liselerinde okuyanlar, ağızlarıyla kuş tutsalar, istisnalar dışında başarılı olamıyorlar. Yukarıdaki tablo da bunun en açık göstergesi...
Eğer ille de bu derslerde inat edilecekse, işte o zaman da, o lise, bu lise demeden tüm liselere, aynı oranda ortak dersler konulmalı ve üniversite giriş sınavında da sadece bu derslerden soru sorulmalıdır.
Örneğin fen lisesine giden bir öğrenci lise boyunca 100 saat Matematik dersi alırken, meslek lisesi öğrencisi 20 saat soru alıyor ve tümüne sanki 100 saat Matematik dersi verilmiş gibi soru soruluyorsa, bu sistem sorgulanmalıdır. Özellikle de LYS‘de.
Bir de Tarih, Coğrafya, Felsefe, Fizik, Kimya, Biyoloji gibi dersler var ki, bu dersleri hiç almayan öğrenciler var.
Parası olan dershaneye gidip açığı kapatmaya çalışıyor, ama ne kadar! Peki ya parası olmayanlar?..

Reform şart ama!
Başbakan Erdoğan bu konuda hedef gösterdi. Sınavları ve dershaneye bağımlılığı ortadan kaldırın dedi. Peki, şimdi bu koşullar içerisinde bu mümkün mü? Kesinlikle değil. Yani bir şeylerin yapılması gerekiyor. Hem de köklü değişimler yani bir reform!
Ama nasıl?
İşte bu konuda karar verecek olanlar, YÖK, ÖSYM, üniversiteler ve MEB başta olmak üzere tüm ilgili kurumlar bir araya gelmeli ve ciddi anlamda kafa yormalı.
Yoksa orasını, burasını düzelterek, bir şeyler yaptık demek, umut tacirliğinin ötesine geçemez.

Bu yapılabilir mi?
Olmaması için hiçbir neden yok.
Ama maalesef kırk yıldır yapan da çıkmadı.
Özetin özeti: Eğitimdeki başarısızlık konusunda birbirimizi suçlama yerine, nasıl doğru olanı buluruz arayışına girmekten başka çaremiz kalmadı...


Milliyet / 22.04.12