Kapitalist sömürüye, emperyalist saldırganlığa, faşist baskı ve teröre karşı işçilerin birliği halkların kardeşliği için

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • 02 Nisan 2012
  • 09:55

1 Mayıs’ta mücadele alanlarına!

İşçiler, emekçiler, kardeşler!

İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyanın dört bir köşesinde milyonlarca sınıf kardeşimizle birlikte 1 Mayıs alanlarına çıkacağız. Tek yürek, tek yumruk olup, kanımızı emen asalakların karşısına dikileceğiz.

Düzenin egemenleri 1 Mayıs’ın adından dahi korkuyorlar. Çünkü pek çok yolla bölüp parçalamaya, şoven milliyetçilikle kör etmeye çalıştıkları işçi ve emekçiler 1 Mayıs alanlarında el ele veriyorlar, “sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya!” özlemini yaşatıyorlar. Acılar ve felaketler dışında bir gelecek sunmayan emperyalist-kapitalist barbarlara geleceğin ellerinde olduğunu gösteriyorlar.

Bu 1 Mayıs’ta da bir kez daha tüm dünyada, çıkarları birbirine temelden karşıt iki sınıf, işçi sınıfı ile burjuvazi karşı karşıya gelecek. Bütün 1 Mayıs alanlarında mücadelenin ortak dili konuşulacak. Bütün ülkelerde işçi sınıfının enternasyonal kızıl bayrağı dalgalanacak.

Kardeşler!

Bu 1 Mayıs “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği!” şiarının güçlü bir biçimde yükseltildiği bir mücadele günü olmalıdır.

“İşçilerin birliği”! Çünkü sermaye sınıfı ve hükümeti yıllardır acımasız sosyal yıkım programlarıyla, kapitalizmin derinleşen krizinin faturasını işçi sınıfı ve emekçilere ödetiyorlar. Bununla yetinmeyen bu kan emici asalaklar, dizginsiz bir sömürünün önündeki tüm engelleri kaldırmak istiyorlar. Kıdem tazminatı gibi kazanımlarımızı gaspetmenin yanı sıra, bölgesel asgari ücretten özel istihdam bürolarına kadar birçok başlık yeni saldırı programında yeralıyor. Bu programın hayata geçirilmesi, işçi sınıfının azgın bir sömürünün dipsiz kuyusunda tüketilmesi anlamına geliyor. 1 Mayıs’ta bu saldırılara geçit vermeyeceğimizi göstermeli, bunun için kitlesel bir biçimde alanlara çıkmalıyız.

1 Mayıs alanlarında iş cinayetleriyle katledilen binlerce sınıf kardeşimize sahip çıkmalı, kapitalizmin çarklarını canımız-kanımızla çevirmesine “artık yeter” demeliyiz. İnsanca bir yaşam için yeterli ücret ve sosyal hak taleplerini, parasız eğitim-parasız sağlık istemimizi güçlü bir biçimde yükseltmeliyiz.

1 Mayıs’ta sendikal örgütlenme ve grev hakkımıza yönelik saldırılara da karşı durmalıyız. Sermaye ve hükümeti hazırlığını yaptığı yasalarla bizleri savunmasız bırakacak yeni engeller ve barajlar getiriyor. Örgütlenme hakkımıza el uzatanlara karşı 1 Mayıs alanlarında gücümüzü göstermeliyiz.

Kardeşler!

Bu yıl 1 Mayıs’ta “Halkların kardeşliği” şiarını gür bir sesle yükseltmek ayrı bir önem taşıyor. Çünkü bu ülkeyi zorbalıkla yöneten rejim en meşru hakları için ayağa kalkan kardeş Kürt halkına yönelik kuralsız ve kirli bir savaş yürütüyor. Sergilenen baskı ve teröre karşı duran binlercesi zindanlara atılıyor. Kürt halkına boyun eğdirmek için tırmandırılan bu zorbalık aynı zamanda tüm işçi ve emekçilerin kölelik zincirlerinin de daha bir sıkılmasını sağlıyor.

Milliyetçilik adı altında kardeş halklara düşmanlık, bu asalakların kullandığı en kirli silahlardan biri. Kürt halkının ulusal özgürlük ve eşitlik mücadelesine “terörist” damgası vurarak, böylece emekçileri bölüp parçalayarak sömürü ve soygun düzenlerini yürütüyorlar. Yanı sıra, meşrulaştırılan baskı ve terör sayesinde işçi ve emekçilerin mücadelesi de bastırılıyor. Bunun içindir ki, 1 Mayıs alanları “halkların kardeşliği”nin sağlamca kurulduğu alanlar olmalıdır. Kürt emekçi kardeşlerimizle sömürüsüz ve özgür bir ülke mücadelesinde birleşmeliyiz.

1 Mayıs’ta, Sivas’ta kardeşlerimizi diri diri yakıp tetikçilerini “zamanaşımı”yla aklayan katliamcı devletten hesap sormalıyız! Alevi-Sünni tüm emekçiler olarak, 1 Mayıs’ın birlik, mücadele ve dayanışma ruhuyla, gericiliğin karanlığına karşı çıkmalıyız.

Bölgemizdeki kardeş halklarla dayanışmak için de “Halkların kardeşliği” şiarını hep bir ağızdan yükseltmeliyiz. Çünkü içerde emekçilere ve Kürt halkına karşı baskı ve zorbalığa başvuranlar, dışarıda da emperyalizmin hizmetinde kardeş halklara karşı saldırganlığı körüklüyorlar. Suriye, İran ve diğer halkların emperyalist egemenlik için köleleştirilmesi planlarının suç ortağı olarak hareket ediyorlar. “Füze kalkanı” ile topraklarımız bölge halklarına karşı bir saldırı üssü haline getiriliyor. Hesapları, emperyalist efendileriyle birlikte bölgemizi ve dünyayı kan gölüne çevirip, kardeş halkları köleliğe boyun eğdirmektir.

1 Mayıs alanlarında bu soysuz planlara “hayır” demeli, kardeş halklarla dayanışmayı yükseltmeliyiz.

İşçiler, emekçiler!

Kurtuluş için birleşik-örgütlü mücadeleden başka bir yol yoktur. Bu artık etimizde-kemiğimizde hissettiğimiz bir gerçekliktir. Bu gerçeği biliyor ancak çıkış yolunu bulamıyoruz.

İşte 1 Mayıs ruhu bize bu çıkış yolunu gösteriyor. Kapitalist sömürü düzenine karşı birleşip örgütlenmeden, işçi ve emekçileri köleleştiren zincirleri kırmak, özgürlüğün yolunu açmak mümkün değildir.

Öfkemizi ve umudumuzu kuşanıp, kitlesel bir biçimde 1 Mayıs alanlarına çıkmalı, her geçen gün azgınlaşan kapitalist sömürüye, tırmandırılan baskı ve teröre dur demeliyiz! Baskı ve sömürü düzenine, böylece her türlü köleliğe son verecek olan sosyalizm için mücadeleyi yükseltmeliyiz!

Öyleyse hep birlikte, omuz omuza 1 Mayıs’a!

Sömürüye ve hak gasplarına, geleceksiz yaşamaya ve güvencesiz çalışmaya dur diyelim!

Krizin faturasını ödemeyeceğimizi haykıralım!

Faşist baskı ve teröre karşı barikat olalım!

Baskı ve kölelik altında tutulan Kürt halkının yanında olduğumuzu gösterelim!

Emekçiye hayat hakkı tanımayan kapitalizme karşı sosyalizm bayrağını yükseltelim!

Yaşasın 1 Mayıs! Bijî yek gulan!

Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)

* Bildiri biçiminde okumak için tıklayınız!