Kamu emekçileri: Mücadele yükseltilmeli!

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Eylem/etkinlik
  • |
  • 16 Eylül 2012
  • 09:14

(16.09.12) – 4+4+4 karanlığına karşı 15 Eylül günü gerçekleştirilen Ankara mitingi binlerce işçi ve emekçinin katılımıyla gerçekleştirildi. Mitinge katılan kamu emekçilerinin görüşlerini aldık.

Kasım Birtek (Eğitim Sen Diyarbakır Şube Başkanı): Herkesin bildiği gibi bizim de dert+dert+dert dediğimiz 4+4+4'le karşı karşıyayız. Bu yasanın gerek hazırlanırken hükümetin takındığı tavır gerek sonrasındaki tavrı anti demokratiktir. İlgili çevrelerle görüşülmeden çıkarılan bir yasadır. Dolayısıyla bu yasa geri çekilene kadar mücadele edeceğimizi belirtmek istiyorum. Tabii ki cinsiyetçidir. Sistemin kendisi de cinsiyetçidir. Lise çağındaki kızların uzaktan eğitim görmesiyle birlikte cinsiyetçiliği açığa çıkıyor. Irkçıdır. Anadilde eğitim hakkı tanınmadığı için ve daha erken yaşlarda asimilasyona okullarda başlatacağı için ırkçıdır. Eski ırkçı tutum katmerlenerek devam ediyor. Bunun ötesinde fiziksel, ruhsal olarak çocukları etkileyecektir. Çocukların zihin gelişimine paralel olarak okul yaşı tespit edilmemiş, zihin gelişiminin daha önce başlatılan bir eğitim var. Ruhsal durumunun bozulması mümkün. Açıkçası 60 aylık çocukların okula gönderilmesiyle yalnızca ezber yönü gelişiyor.

Bu da hafızlar geliştirme amaçlıdır. Yani bir insan tipi yaratmak için yapılan bir durum. Sadece hafızlar böyle yetiştirilir başka bir şey değil. Bunun dışında alt yapıyı oturtmak için alım-satım işleri var. Bunlarla ilgili Kamu İhale Kanunları'nın işlenmez duruma getirilmesi söz konusu. Dolayısıyla yandaşa peşkeş çekiliyor. Topyekün bir saldırıyla karşı karşıyayız. Biz başından beri söylüyoruz. Dünyanın en iyi sitemini de getirseniz yine anadilde eğitim olmadığı sürece çocuğun psikolojisi bakımından, pedagojisi bakımından çok da doğru bir şey olmaz. Başarılı bir sistem de ortaya çıkmaz. İlk önce anadilde eğitim sonra bunun bilimsel laik temellere oturtularak verilmesi gerekir.

Oldu bittiye pabuç bırakmayacağız! Yasayı çıkardık artık kafamız rahat diyemeyecekler. Belki ilk başlarda kime ne kadar dokunacağı çok belli değildi ancak şu anda herkese değmiş durumda. Bu yasa herkesi mağdur etmiş durumda. Dolayısıyla önemli bir muhalif potansiyel açığa çıkmış bulunuyor. Bunu değerlendirdiğimiz takdirde AKP faşizmine geri adım attırmış olacağız.

Arif Ekinci (Eğitim Sen İstanbul 6 No'lu Şube / İstanbul Üniversitesi İşyeri Temsilcisi): Üniversitelerde çalışan kamu emekçileri olarak saldırının sadece ırkçı-gerici eğitim dönüşümü olduğunu düşünmüyoruz. İlerleyen dönemlerde sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda çocuk işçiliğinin önünün açılacağını düşünüyoruz. İleriki dönemlerde sanayiide yaşanacak olan açığın meslek liseleriyle çözülmek isteneceğini ve çocuk işçilerle dengeleneceğini düşünüyorum. Böyle bir süreçte mücadelenin daha da yükseltilmesi gerekiyor.
Bu
sorun tek başına eğitim emekçilerinin sorunu değil. Eğitim emekçilerini, velileri, öğrencileri, siyasi örgütlerini de kapsayan bir durum. Bu yüzden önümüzdeki süreçte sokakları boş bırakmamalıyız.

Rıdvan Aydın (Eğitim Sen Ağrı Şube Başkanı): Bu eğitim sistemi özellikle asimilasyonu ön plana çıkartıyor. Doğu ve Güneydoğu'da küçük yaşlarda çocukları okula alıp asimilasyonu daha da hızlandırması nedeniyle bu sisteme karşıyız.

Lokman Babat (
Eğitim Sen Siirt Şubesi / Kurtalan Temsilcisi): Bu AKP hükümetinin önce sağlıkta şimdi de eğitimde yapmış olduğu paralı sistemdir. Bu yasayla tamamen hayata geçiyor. Bunu halka anlatmanın yolu alanlara çıkmaktı. Ama bunu en iyi yaşayarak anlayacağız. Eğitimde önümüzdeki hafta pazartesiden itibaren veliler bunu çok iyi anlayacaktır. Bizim neye karşı çıktığımızı, neye direndiğimizi anlayacaklar.

Çünkü adım adım paralı eğitime gidiyoruz. Dershaneler kapatılıp özel okullara çevriliyor. 4+4+4 sistemi zaten tamamen batık bir sistem. Bunun sonucunu pazartesiden sonra veliler görüp bizi anlayacaklardır. Bu mücedeleyi eğitim emekçisi olduğum günden beri sürdürüyorum. Sonuna kadar da hep sürdüreceğiz. Karanlığa karşı Eğitim Sen güneşi hep aydınlatacaktır.

Eğitim Sen Muğla Şube / Fethiye'den işyeri temsilcisi (Mahir Çoksusamış): Eğitimin üç ayağı olan öğrtemen, veli, öğrenci ayağı hiçbir ihtiyaç analizi yapılmadan, AKP'nin kendi kafasından çıkardığı bir yasan ve bunu eğitim bilimleri uzmanlarına danışmadan, öğretmenlere, velilere danışmadan yaptı. Sadece eğitimi piyasalaştırmaya çalışan, çocuk işçiler yaratmaya çalışan, eğitimi daha fazla sömürü çarkı olarak kullanmaya çalışan 4+4+4'ü kabul etmedik. Yasayı geçirmiş olabilirler ama bu bizim kabul ettiğimiz anlamına gelmiyor. Yine alanlardayız. Yine alanlarda olacağız! Yasayı geçirmekle bizden kurtulamayacaklar. Bu yasanın da geri çekilmesi gerektiğini artık velilere de anlatabildik. Artık veliler de bu mücadelenin bir ayağı oldular. Alanlarda velilerle de buluşabiliyoruz. Daha geniş kitlelere yayacağız. Veliler, asıl sıkıntılar yaşanmaya başlayınca daha çok mücadele edeceklerdir. Bu yasanın mutlaka geri çekileceğini düşünüyoruz.

Gönül isterdi ki 120 bin eğitim emekçisi burada olsun. Her Eğitim Sen üyesi burada olsun. Tabi ki özel aile şartlarından kaynaklı gelemeyen üyelerimiz var. Gönlü burada olan binlerce üyemiz var. Buraya katılamayıp yerellerinde basın açıklamalarıyla, bildiri dağıtımlarıyla, oturma eylemleriyle bizi destekleyen üyelerimiz var. Eğitim emekçilerinden sadece Eğitim Sen olarak değil diğer sendikalardan 4+4+4'e karşı birlikte hareket ettiğimiz eğitim emekçileri var. Eğitim emekçilerinin birçok kesiminde 4+4+4'e tepki var. Ne zaman bütünleşirsek o zaman AKP hükümetinin bunu geri çekeceğini düşünüyorum.

Belal Derin (Eğitim Sen Rize Şube / İşyeri Temsilcisi): Bugün çocuklarımız için alanlardayız. Ben lisede görevliyim. Bu en alttan en üste kadar herkesi etkileyen bir süreç. Umuyorum bir umut var. Onlar çok kararlı ama biz de çok inatçıyız. Bu davanın lehimize sonuçlanacağını düşünüyoruz. Eylemler daha kitlesel olmalı.

Zeynep Taştan: (SES Adıyaman Şube üyesi): Gidişat hiç iyi değil. Sonumuz islam cumhuriyeti. Çocuğum 5,5 yaşında ve biz de bu sorunu yaşıyoruz. Biz de buna karşı mücadele etmeliyiz. Herkes tepkisini koymalı. Ama insanlar belirli bir düzende tepki koymamaya alışmışlar.

Kızıl Bayrak / Ankara