İTO: Adaletin bu mu Türkiye?

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Zindanlar
  • |
  • 11 Eylül 2012
  • 10:48

(11.09.12) – İstanbul Tabip Odası, hasta tutuklu ve hükümlerin durumuna dikkat çekmek için bugün (11 Eylül) İTO binasında basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısını İTO Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu ve Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ali Özyurt sundu. Bir hafta içerisinde önce Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi'nde Güney Afrikalı Magdelena Martha, ardından İstanbul'da kaldırıldığı hastanede Muhlis Barut'un öldüğü ifade edildi.

Çerkezoğlu, 2 mahkumun ölümünün olayın görünen yüzü olduğunu ifade ederek tam sayı belirtilmemekle birlikte ölümcül hastalığa sahip mahkumların hayli fazla dikkat çekti.

Geçmiş süreçte Kuddusi Okkır gibi örneklerin olduğunu, Kanser Danışma Kurulu tarafından bilimsel raporlar üzerinden konuya dair açıklamaların ve araştırmaların ilgili makamlara iletildiğini aktardı.

Çerkezoğlu, hukuksal mevzuatın ve bürokratik işleyişin mahkumların mağduriyetine yol açtığını vurgulayarak bir an önce sistemin değişmesi gerektiğini ifade etti.

3 Mart 2010 yılında konuya dair yine benzer bir basın toplantısı yapıldığı hatırlatılarak Bilimsel Kurul adına hazırlanan metnin sonuç cümlesi aktarıldı ve o tarihte çözüm için önerilen 5 madde yeniden hatırlatıldı:

-Hastanın terminal döneme girmesi ve artık tedaviye cevap vermemesi halinde “aileleri ile vedalaşma” ve “son günlerini psikolojik yıpranmadan uzak bir şekilde huzur içerisinde” geçirmeleri mümkün kılınmalıdır.

-Hastalığı iyileşemeyecek derecede ilerlemiş ve terminal döneme girmiş hasta mahkûmların iyileşemeyecek olmaları dolayısıyla cezalarının infazının ertelenmesinin yanında, “sadece Cumhurbaşkanı’na tanınan ve sürekli hastalıklar için de icrası mümkün olan af yetkisinin, etkin olarak kullanılması” sağlanmalıdır.

-Devlet, tutuklu ve hükümlülere “sağlık hizmetini vermekle, ortaya çıkan hastalıkların tedavisini üstlenmekle” yükümlüdür.

-Kanser gibi ilerleyici, yaygınlaşma eğilimli ve ileri evrelere taşınmış ölümcül olgularda, “telafisi mümkün olmayan tıbbi, hukuki ve vicdani sorumluluğu ağır sonuçlar” çıkmaktadır.

-Terminal dönemdeki hastaların bakımında sağlık otoriteleri, bu hastaların topluma sunulan sağlık hizmetinden yararlanabilmeleri için “serbest bırakılmalarını” savunmalıdır.”

Ayrıca Magdelena Martha ve Muhlis Barut'un “adaletin bu mu Türkiye?” sözleri hatırlatılarak bu soruların asıl olarak Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet Bakanı, Adli Tıp Kurumu ve Yargı'ya sorulması gerektiği söylendi.

Basın toplantısı İstanbul Tabip Odası'nın vicdan, hukuk ve evrensel değerlere uymayan bu uygulamaların karşısında bilimsel raporlar hazırlamaya ve diğer hasta mahkumların sağlık sorunlarını takip etmeye devam edeceğini hatırlatmasıyla son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul