İşte Erdoğan'ın askerleri…

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • Kürt Sorunu / Azınlıklar
  • |
  • 18 Eylül 2012
  • 10:11

Türk devleti kuruluşundan bu yana insanlığa karşı işlediği suçlarla hiç gündemden düşmedi. Ötekilerden hep nefret etti, onları tehdit saydı ve yok etmek istedi. Son 30 yılda da bu durum değişmedi. Kürtlere karşı işlediği savaş ve insanlık suçlarından sonra ne bir özür diledi, ne de bir yargılamada bulundu. Türk ordusunun tarihi insanlık dışılığın sayısız örnekleriyle dolu.

Ancak bugün halen, insan cenazelerine hakareti ve işkenceyi bir “kahramanlık” örneği olarak göstermeye devam etmesi, bir yandan mevcut rejimin karakterini yansıtırken, diğer yandan sözde “Kürt açılımı” veya “demokratik reform” manipülasyonlarının ötesinde “insani” duygulara en ufak bir katkısının olmadığını gösteriyor.

Bir fotoğraf sosyal paylaşım sitelerinde dolaşıyor. Sekiz gerilla cenazesi önünde 40’ı aşkın asker poz veriyor. Bir değil, iki değil. En az 40 asker. Ellerinde silahları ile yerde yatan gerilla cenazeleri önünde duruyor. Kuşkusuz bu bir ilk değil. Belki de Türk ordusu açısından en “masum” sayılabilecek fotoğraflardan birisi.

Zira aynı rejimin yarattığı insan tipleri sosyal ağda parçalanmış daha sayısız cenaze fotoğrafları paylaşarak Türk ordusunun kahramanlığına övgüler düzüyor. İnsanlık dışılığın en açık, en rezil, en umutsuz örneklerini sergilemekten hiç tereddüt etmiyorlar. İnsanlık bu kadar mı düşer. Bu kadar mı acınası bir hal alır…

“Yaradılanı
yaradandan ötürü seven” Erdoğan’ın, Türk toplumuna kazandırdığı tek şey, ırkçılık, kin, nefret ve Kürt düşmanlığını daha da artırmak oldu. Bu rejimin “sevgisi” insanlık için büyük bir tehdit oluşturuyor.

HARUNA'DAKİ ÇATIŞMA MI?

Fotoğraftaki cenazelerin 14 Eylül tarihinde Şemdinli-Yüksekova hattındaki Haruna Karakolu'na yapılan eylemde hayatını kaybeden 8 gerillaya ait olduğu iddia ediliyor. Hatta bazı cenazelerde kasatura ile yara açıldığı ifade edilirken, işkence edilen gerilla cenazeleriyle daha sonra subayların isteği doğrultusunda askerlerin toplu olarak fotoğraf çektirdikleri ve iki gün bekletildikten sonra Malatya'daki morga gönderildikleri bildiriliyor.

İşte bunlar, fotoğraftakiler, Erdoğan’ın askerleri… sosyal ağlarda ve sokaklarda Kürtlere saldıranlar da “hassas” vatandaşları… İktidar sahiplerinin söylemleri, medyasının ırkçı yayınları, polisinin işkenceleri, gardiyanlarının tecavüzleri, ordusunun insanlığa karşı işlediği suçlarının Türk toplumunun önemli bir kesimindeki yansıması da yine aynı suçların yüceltilmesi ve bu suçlara bulaşmak oluyor.

Irkçılığın “vatanseverlik” ve “hassasiyet” sayıldığı, rejim tarafından korunarak örgütlendiği bir ülkede, oğlu intihar eden bir vekile karşı gösterilen insanlık adına utanç verici yaklaşımlar, ırkçı linçler, Kürt siyasetçilere ve kurumlarına saldırılar da toplumsal bir karaktere bürünüyor.

AKP hükümeti de bu durumda, ırkçı anlayışın yeni temsili oluyor. Diğer bir ifadeyle fotoğraftaki askerler, sokaklarda Kürt partisini taşlayanlar, Kürt avına çıkanlar, karakolda işkence yapan polisler, Pozantı’da çocuklara tecavüz eden gardiyanlar, Roboski ve Kortek’te sivillere bomba yağdıranlar, Kürt çocuklarına sokak ortasında kurşun sıkanlar oluyor.

Bu fotoğraf sadece AKP rejimi değil, bundan 90 yıl önce kurulan Türk Cumhuriyeti’nin çöküşünün resmidir. İçerden çürümüş bir rejimin fotoğrafıdır. Ölenler yerde yatanlar değil, başında poz veren ırkçı ve insanlık dışı bir rejimin erleridir.

ANF / 18.09.12