(14.03.12) – Beyazıt ve Halepçe katliamları İstanbul'da 16 Mart günü yapılacak eylemlerle protesto edilecek.

Ekim Gençliği, DAF, Dev-Genç ( Devrimci Hareket), DGH, DÖB, Gençler Meydana İnisiyatifi, Gençlik Cephesi, Kaldıraç, Sosyalist Dayanışma Gençliği ve Tüm-İGD'nin “16 Mart Beyazıt ve Halepçe katliamlarını unutmadık! Hesabını soracağız!” şiarıyla yapacağı eylem programı şöyle:

12.30 – Sirkeci buluşma

13.00 - Laleli buluşma ve Beyazıt'a yürüyüş

13.30 – Beyazıt'ta basın açıklamasını

Beyazıt Meydanı'ndaki basın açıklamasının ardından Eczacılık Fakültesi önünde anma yapılacak.

Grup Emeğe Ezgi ve Adalılar da eyleme ezgileriyle destek verecek.

Ayrıca Gençlik Federasyonu 12.30'da; Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti ve TKP'li Öğrenciler 13.00'de; 16 Mart Platformu, HDK Gençliği ve Genç-Sen de 13.00'de eylem yapacak.

Aralarında Ekim Gençliği'nin de olduğu bileşenin yapacağı eyleme çağrı olarak hazırlanan bildirinin tam metni şöyle:

Beyazıt ve Halepçe katliamlarını unutmadık!

Hesabını soracağız!

16 Mart 1978'te Beyazıt'ta, 16 Mart 1988'de Halepçe'de iki büyük katliam gerçekleşti.

1978 yılında İstanbul Üniversitesi'nde yükselen mücadeleyi baskı altına almak için devlet harekete geçti. İstanbul Üniversite'sinden yapılan toplu çıkışa planlı bir saldırı gerçekleştirdi. Öğrencilerin üzerine atılan bomba sonucu 7 devrimci, ilerici öğrenci hayatını kaybetti. Faşistlerin gerçekleştirdiği bu saldırıyı, orada bulunan kolluk kuvvetleri izledi. Katliamların failleri ortadayken bırakın ceza almayı aklandılar, ödüllendirildiler. Katliamın yaşandığı gün üniversite polis amiri olan Reşat Altay, Hrant Dink'in öldürüldüğü 2007 yılında Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü görevindeydi, yeni bir katliama daha imza atmak üzere...

1988 yılında gerçekleştirilen katliam ise Kürt ulusunu hedef alıyordu. İran-Irak savaşı sürerken Saddam rejimi gece saatlerinde gerçekleştirdiği saldırı sonucunda Güney Kürdistan'da, Halepçe'de 5000'den fazla Kürt katledildi. 7000'den fazla Kürt kimyasal gazlar sonucu sakat kaldı. Kürt ulusunun haklı mücadelesi karşısında imha ve asimilasyon politikaları sürüyor. Bunun en güncel örneği Uludere'nin Roboski köyünde gerçekleşen ve 34 kürt köylünün canına mal olan katliamdır.

Arkadaşlar,

10 yıl ara ile gerçekleşen bu iki katliamın nedeni açıktır. Sömürüye ve baskıya dayalı bu düzen kendi ideolojisini muhafaza etmek ve yaymak için kendisine muhalif tüm kesimleri hedef almaktadır. Yeri geldiğinde de Beyazıt ve Halepçe'de olduğu gibi katliamlar gerçekleştirmektedir.

Bugün ise düzenin katliama dayanan tarihi AKP iktidarı ile devam etmektedir. AKP iktidarı devletin kanlı tarihine yenilerini eklemektedir. Böylece baskı ve sömürüyü arttırmaktadır. Kuşkusuz bu politikalar üniversitelere de yansımaktadır.

16 Mart 1978'de gençliğin örgütlenmesinden korktukları için saldıranlar, darbenin hemen ardından YÖK'ü kurmuştur. Bugün YÖK eliyle üniversiteler sermayenin tahakkümü altına alınmaya çalışılmaktadır. Buna karşı çıkan, içine itildiği geleceksizlik karşısında meşru taleplerini dile getiren, mücadele eden gençler ise soruşturulmuş, cezalar ile eğitim hakları ellerinden alınmış, tutuklanmışlardır. Marks okuduğu için, devrimcilerin anmasına katıldığı için, parasız eğitim istediği için, okulda fikirlerini duyurduğu masa açtığı için bir çok genç ceza almış, 600'ü aşkın öğrenci tutuklanmıştır. Faşist saldırılara maruz kalmıştır.

Arkadaşlar,

Düzenin yaratmaya çalıştığı ortadadır. Düzen kendi ideolojisinde bir nesil yetiştirmek istemektedir. Bunun için de yeri geldiğinde katletmekten, yeri geldiğinde tutuklamaktan çekinmemektedir. Son olarak da Başbakan Erdoğan “dindar ve muhafazakar bir gençlik yaratacağız” diyerek gençlik için biçilen “rolü” daha net bir şekilde ifade etmiştir.

Ancak bizler AKP'nin, bu düzenin, kapitalist sistemin yaratmaya çalıştığı gençlik olmayacağız. Muhafaza etmeyeceğiz, değiştireceğiz. Halkların kardeşliği ve birlikte mücadelesiyle Beyazıt'ın, Maraş'ın, Çorum'un, Halepçe'nin, Roboski'nin hesabını biz soracağız.

Ekim Gençliği / İstanbul