İşçiyi sömürenler çevreyi de kirletir

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 11 Nisan 2012
  • 16:24

(11.04.12) - Hakkında iflas kararı bulunan Adana'nın Haydaroğlu Mahallesi'nde bulunan Paksoy fabrikasının atık sularının çevre kirliliğine yol açması Paksoy işçileri tarafından adliye binası arka girişinde protesto edildi. Basın metni olarak, Valiliğe verilmek üzere hazırlanan dilekçenin okunduğu açıklamada atık suların neden olduğu kirliliğin mahalle sakinleri başta olmak üzere bütün Adana halkını rahatsız ettiği belirtildi. Fabrikanın bu hali ile büyük bir çevre kirliliği yarattığı ve Seyhan Nehri'ne büyük zarar verdiği vurgulandı.

Paksoy işçileri açıklamalarında, fabrikanın tasfiye işlemlerinin hukuksal engellerle uzatıldığı için alacaklarını alamadıklarını belirtirken, kiracı şirketler tarafından işletilen bu fabrikanın Seyhan Nehri'ni kirlettiğine dikkat çektiler.

Fabrikanın herhangi bir şekilde arıtma yapmaksızın sanayi atıklarını nehre bırakılmasının son bulması talebiyle açıklama bitirildi.

Açıklamadan sonra Valiliğe verilmek istenen dilekçeler, dilekçelerin İl Çevre Müdürlüğü'ne verilmesi gerektiği gerekçesiyle kabul edilmedi.

Geçtiğimiz günlerde Haydaroğlu Mahallesi'nde yaşayanlar fabrikanın yarattığı kirliliğe karşı eylem yapmış, polis ise mahalle halkına coplarla saldırmıştı.

Eski bir Paksoy işçisiyle, mücadelelerindeki son süreç hakkında konuştuk…

- Mücadele süreciniz kısaca anlatabilir misiniz?

- 26 Haziran 2010 tarihinde Paksoy Tic. ve San. A.Ş’ye borçlarından dolayı devlet iflas kararı vermiş, yönetim iflas masasının eline geçmişti. Tabiî ki çalışanların,135 kişinin, iş hakkı feshedildi. Sonraki süreçte iflas masası eski işverenin başka isimlerle açtığı Yes A.Ş ve Sunar Mısır adlı şirkete fabrikayı kiraladı. Atılan işçilerin bir kısmı o şirketlerde işe alındılar. İflas masası burası hakkında 28 trilyon satış bedeli tayin etti. Bu bedel üzerinden satışa çıkartıldığında sadece ipotekli alacaklıların parası karşılanıyordu. Bunun üzerine itiraz ettik, dava açtık. Bu dava süreci 2 senedir sürüyor. Büyük zorluklarla bu rakamı 39 trilyona ulaştırdık. Böyle olunca biz haklarımızı alabiliyoruz. Ama mahkeme sonuçlandığı halde 3 aydır karar çeşitli gerekçelerle çıkmıyor. Bilirkişiden imzadan çıkmıyor. İşçilerin alacakları 24 aylık maaş ve tazminatları var.

-Bu hak arama mücadelesi sizce işçilere ne kattı?

- İşçiler hukukun işlemediğini görüyor. Bazılarının çocuğu polis ama polisin bizim hak arama mücadelemizin karşısında ne işi olduğunu düşünüyor. Ya da ilk defa başka işçilerin direnişlerine destek veriyor. Bugün grevdeki Amylum Nişasta işçilerinin eylemine Paksoy, Özbucak ve Tedaş işçileri olarak destek verdik. 1 Mayıs’ta da ortak pankartla katılma isteğimiz var.

-1 Mayıs’ta öncelikli olarak hangi taleplerle katılmayı düşünüyorsunuz?

- En önemlisi, iş istemek için 1 Mayıs’ta olmaya çağırıyorum.

Kızıl Bayrak / Adana