Irak’ı yeni krizler bekliyor - Aziz Köylüoğlu

  • Arşiv
  • |
  • Kürt Sorunu / Azınlıklar
  • |
  • Uluslararası Siyaset
  • |
  • 15 Mart 2012
  • 11:40

Kürtler ve Arap Sünniler arasında ilişkiler Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’nin Güney Kürdistan’a sığınmasından sonra olumlu bir seyir izlemeye başladı. Bu seyrin paralelinde Arap Şialarla ilişkilerin gerildiği bir dönem başladı. Irak’ta Kürtler, Sünniler ve Şialar arasındaki denklemin ne zamana kadar böyle süreceği belli değil, ama çelişkilerin giderek derinleşiyor.


Salı günü El-Iraki listesi lideri Ayad Alavi ile Kürdistan Bölge Başkanı Mesut Barzani bir görüşme yaptı. Görüşmeden yansıyan bilgilere bakılırsa, daha önce Talabani tarafından dile getirilen “Irak Ulusal Kongresi”nin 29 Martta toplanması beklenen Arap Devletleri Zirvesi öncesinde toplanmasını istemesi, Irak’taki krizin çözümüne yönelik bir adım olarak görülebilir. Fakat “Irak Ulusal Kongresi”nin yakın zamanda toplanmasını beklemek gerçekçi görünmüyor. Şialar ve Sünniler arasındaki çelişkiler gönümüzdeki çıkar çatışmalarıyla sınırlı değil. Bu çelişkilerin arka planında tarihsel olaylar yatmaktadır.

Irak’ta nüfusun çoğunluğunu elinde bulunduran Şia Arapların iktidarı paylaşmaya niyetleri olmadığını her seferinde açıkça dile getiriyorlar. Irak merkezi hükümetinde Kürtlerin ve Sünnilerin varlıkları uygulamada ciddi bir rol oynamamaktadır.

Sünniler ise Irak’taki krizin kısa zamanda çözülmemesi durumunda Arap Devletleri Zirvesinde gündeme getirmeye hazırlanıyor. Bu durum zirvede Maliki hükümetine yönelik Arap devletleri ortak bir karar çıkarabilir. Bu ise Maliki hükümetinin sarsılan meşruluğunu tamamen ortadan kaldıracak bir girişim olacaktır.

Güney Kürdistan’da da durum pek iç açıcı değil. İktidar içindeki yolsuzluklar, siyasi partiler arasındaki çelişkiler derinleşiyor. Kürdistan Bölge Başkanlığı yeni hükümeti kurmak amacıyla Neçirvan Barzani ve İmad Ahmed’i görevlendirdi. Kürdistan parlamentosunda bulunan tüm partilerin ortak kurduğu hükümetin bu kez sadece KDP ve YNK tarafından kurulacağı öngörülmektedir. İslami partiler ve Goran hareketinin hükümete katılmama yönündeki tutumu sürüyor. Güney Kürdistan ve Irak’taki siyasi belirsizlik sürerken, bölge devletlerinin bu siyasi belirsizlikteki rolleri önem kazanmaktadır.

Son günlerde Talabani’n sağlık sorunları üzerinde spekülatif haberler yayıldı. Birçok güç Talabani sonrası Irak ve Güney Kürdistan’ın siyasal yapısının nasıl şekilleneceği üzerinde değerlendirmeler yapmaya başladı. YNK Talabani’nin sağlığına yönelik olarak yayılan haberlerin gerçeği yansıtmadığını iddia ediyor. ABD’ye gidiş amacı sağlık sorunları olan Talabani hakkında bu haberlerin çıkmasının arka planında ise Bağdat’ta toplanacak Arap Devletleri Zirvesi olduğu söyleniyor.

Irak Cumhurbaşkanı sıfatıyla zirveye başkanlık etmesi gereken Celal Talabani’ye İran tarafından zirveye katılmaması için baskı yapıldığı iddia ediliyor. İran zirveye Nuri Maliki’nin başkanlık etmesini istiyor. Fakat Arap devletlerinin büyük bir bölümü Nuri Maliki’nin Şia kimliğiyle Arap devletlerinin zirvesine başkanlık etmesini kabul etmiyorlar.

Bir kriz noktasına gelen başkanlık sorunu karşısında Talabani’nin çözüm olarak sağlık sorunlarını gerekçelendirerek, zirveye katılmama yönünde bir yaklaşım içinde olacağı görülüyor. Talabani’nin yerine ise doğal olarak başbakan Nuri Maliki’nin zirveye başkanlık yapacağı öngörülmektedir. YNK yetkilileri ise Talabani’nin Arap devletleri zirvesine başkanlık edeceğini söylüyorlar.

Irak'ta kriz derinleşirken, bu sorunları çözmek için toplanması beklenen “Irak Ulusal Kongresi”nin de sorunları çözemeyeceği, sorunun Arap Devletleri Zirvesine kalacağı belirtiliyor. Fakat zirveye kimin başkanlık edeceği üzerinde yapılan tartışmalar ve İran’ın, Maliki’nin zirveye başkanlık etmesi için Talabani’ye baskı yaptığı iddiası yeni tartışmaları beraberine getirmektedir.

ANF / 15.03.12