(25.04.12) - Sermaye devletinin ranta dayalı toplu taşıma düzeni “kazalara” davetiye çıkarıyor. İşçi ve emekçileri müşteri olarak gören zihniyet, hiçbir güvenlik önlemi olmaksızın “hizmet” sunuyor. Son olarak metroda yaşanan kaza bu gerçeği bir kez daha gün yüzüne çıkardı. Sara krizi geçiren Ünal Karakoç raylara düşmüş ve “şans eseri” ölümden dönmüştü. Burjuva basının sadece “şans” olarak işlediği konu esasta belediyenin büyük ihmalinin ölüme davetiye çıkardığının kanıtıdır.

Dün hazırlanan bir soruşturma raporu da benzer bir kaza sonrası Ulaşım A.Ş. yetkililerini savunuyordu. Görme engelli Mahmut Keçeci istasyonda yolun bittiğini fark edemeyip raylara düşmüştü. Belediye yetkililerinin ihmali üzerine dava açmak istedi. İstanbul Valiliği'nden müffettişler soruşturmalarında engelli kişiyi suçlayarak davaya izin vermedi. “Özürlü kartıyla metrodan ücretsiz istifade eden” ifadeleri ile sosyal bir hakkı lütuf olarak vurgulayan müffettişler Mahmut Keçeci'nin engelli olarak kurallara uymadığını, dikkat etmediğini savunarak “kazanın” suçlusu ilan ediyorlar.

Hem sara krizi geçiren Ünal Karakoç örneğinde hem de Mahmut Keçeci'de tek sorumlu belediye, kişileri suçlayarak sıyrılmaya çalışıyor. Toplu taşıma alanında güvenlik önlemleri için birçok yöntem geliştirilirken meseleye ticari gelir olarak bakanlar bu önlemlerden hiçbirini almıyor. 

Belediyenin toplu taşımadaki bu ihmaller dizisi yeni “kazaların” ve ölümlerin habercisidir.