Suriye'nin ikinci büyük kenti olan Halep'te Baas rejiminin Kürt mahallesine ağır silahlarla saldırması sonucu başlayan çatışmalarda çok sayıda sivil hayatını kaybederken, YPG güçleri alanda bir yandan çatışıyor, diğer yandan da sivilleri koruyor ve yaralarını tedavi etmeye çalışıyor.
Kürt çoğunluklu Eşrefiye mahallesinde 7-8 Şubat gecesinden bu yana şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Bu çatışmalar 31 Ocak günü Suriye ordusunun mahalleyi bombalayarak 23 kişiyi katletmesinden sonra yaşandı.
Çatışmalar mahalle açısından stratejik öneme sahip olan Birinci ve İkinci Dörtyol dolaylarında yaşanıyor. Doğrudan mahalle merkezine giden bu yollar, mahallenin güvenliği ve insani yardımların ulaştırılması açısından son derece önemli olarak görülüyor.
Suriye ordusunun bombardımanları ve sonucu çok sayıda sivil hayatını kaybederken, rejim yanlısı milis güçleri de suikast silahları ile sivilleri hedef alıyor. Pazar günü Behçet Xelil Heco isimli bir mahalle sakini Eşrefiye'deki İkinci Dörtyol'da rejimin milisleri tarafında suikast sonucu katledildi. Suikast silahlarıyla yapılan saldırılarda Ziyad Qudera ve Mehmud Ewli isimli sivil de yaralandı.
8-10 Şubat arasında YPG kaynaklarına göre en az 35 asker ve rejim milisi öldürülürken, 70'i aşkını da yaralandı. Temmuz 2012'de kurulan ve bir süre kendisini Kürt ordusu olarak ilan eden YPG, şu ana kendi saflarında 7 savaşçının hayatını kaybettiğini söyledi.
Alandan gelen görüntüler YPG'nin bir yandan savaştığı, diğer yandan da sivilleri güvenlikli alanlara taşıdığı ve yalarını tedavi ettiğini gösteriyor.
MEDYA VE BATI ÜÇ MAYMUNU OYNUYOR
Kürt ordusu yaptığı yazılı bir açıklamada, hiç bir gücün Kürt bölgelerine girişine izin vermeyeceklerini, sivilleri ve bu bölgeleri hedef alan tüm saldırılara sert karşılık vereceklerini bildirdi. Batı Kürdistan'da ise binlerce kişi sokaklara çıkarak saldırıları protesto etti. Bu eylemlerde gençler Eşrefiye'ye gitmeye hazır olduklarını bildirdi.
Suriye ordusunun diğer bölgeler ve silahlı gruplara yönelik tüm saldırılarına tepki gösteren Batı medyası ve hükümetleri ise Kürtler sözkonusu olunca üç maymunu oynuyorlar.
Kürtler, Mart 2011'de başlayan ve kısa sürede yabancı devletlerin silahlı grupları destekleyerek ve finanse ederek geliştirdiği müdahalesi sonucu bir iktidar savaşına dönüşen olaylardan uzak durdu. Bu durumu devrime yönelik bir sabotaj olarak değerlendiren Kürtler, demokratik ve halkların meşru taleplerine saygılı bir Suriye için içerden ve barışçıl bir ayaklanma olarak tanımlanabilen üçüncü bir yol izlemeyi tercih ettiler. Bu amaçla Kürtler, Temmuz 2012'de Batı Kürdistan'da kentlerin yönetimlerini ele geçirerek demokratik özerklik projesini hayata geçirmeye başladılar.
ANF / 11.02.13