Güvencesiz ve kölece çalışma koşulları işçileri katlediyor...

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • 28 Temmuz 2012
  • 10:31

İş cinayetlerine karşı örgütlü mücadeleye!

Kapitalizmin çarkları işçi kanı ile dönmeye devam ediyor. Kuralsız, güvencesiz ve kölece çalışma koşullarının yol açtığı iş cinayetleri ile işçiler katlediliyor. Tersanelerde, fabrikalarda, inşaatlarda ve “yollarda’’ ölüm adeta göstere göstere geliyor. Türkiye’de her 5 dakikada bir iş cinayeti yaşanıyor.

Son olarak 19 mevsimlik işçinin çeşitli yerlerde başladıkları yolculukları ölümle sonuçlandı.

Ağrı’ya doğru hareket eden mevsimlik işçilerin araçlarının “kaza’’ yapması sonucu 13 işçi öldü. Kırıkkale’de ise mevsimlik işçilerin aracının kaza yapması sonucu 6 işçi hayatını kaybederken geçtiğimiz günlerde de Batman’da yine enerji işçilerinin taşıyan aracın kaza yapması sonucu 4 enerji işçisi yaşamını yitirdi. Bursa’da ve İnegöl’de yaşanan iş cinayetlerinde birer işçi hayatını kaybederken, Kayseri ve Erzurum’da iş kazasında yaralanan işçiler yoğun bakıma alındılar. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi sadece Temmuz ayında 80 işçinin iş cinayeti sonucu yaşamını yitirdiğini açıkladı.          

Mevsimlik işçi=Köle işçi

“Mevsimlik işçi” tanımı bilindiği üzere genellikle tarım işçileri için kullanılır. Kapitalizmin insana bakışının en dolaysız göstergesidir aslında yaz aylarındaki mevsimlik işçilerin çalışma şartları ve yaşam koşulları. Adeta göçe zorlanan, gittikleri yerlerde ise en ağır baskılara maruz kalan ve yaşamlarını çadırlarda tüketenlerdir mevsimlik işçiler.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye İş Kurumu Malatya İl Müdürlüğü mevsimlik işçilerin çalışma saatlerini ve günlük alacakları ücreti belirledi. Buna göre çalışma saatleri 06.00-18.00 iken günlük ücretleri geçen seneye göre 3 TL zam yapılarak 28,5 Lira olarak belirlendi. Bütün yaz boyunca cehennem sıcaklarının altında çalışan mevsimlik işçilerin alacakları günlük sadece 28,5 liralık bir ücret. Sigorta, yemek, başlarını sokabilecekleri bir ev... o kadar yabancı kelimeler ki işçiler için.

Türkiye iş cinayetlerinde Avrupa’da birinci, dünyada ise üçüncü sırada. Resmi rakamlara göre ise -gerçekte ise çok daha fazla-  yılda  80 bin “iş kazası” oluyor, yaşanan kazalarda 1600 işçi yaşamını yitiriyor. Yani Türkiye’de her 5 dakikada, bir işçi kaza sonucu ölüyor. Hatırlatmak gerekir ki toplam çalışan sayısının yarısı güvencesiz-sigortasız. Yani milyonlarca işçi bu değerlendirme dışında.

Adana’da baraj yapımında ölen 10 işçi -ki bugüne kadar HES  inşaatlarında onlarca işçi ölmüştür. Ankara OSTİM’deki patlama sonucunda ölen 20 işçi. Esenyurt’ta çadırın yanması sonucu diri diri yakılan 11 işçi, Avcılar’da metrobüs köprüsünün bakımı yapılırken hayatını kaybeden işçi. Madenlerde ve tersanelerde yüzlerce işçinin katledilmesi Türkiye gerçeğini açıklamaya yeter. Fabrikaya, tersaneye atılan her adım aynı zamanda ölüme atılan bir adımdır.

Bu katliamlar iş güvenliği önlemleri alınmadığı için yaşanmaktadır. Patronlar iş güvenliği önlemlerini, kârlarını azaltacakları için almamaktadırlar. Bu güvenlik önlemlerini denetimsizlik ve örgütsüzlük takip edince iş cinayetleri her gün katlanarak tersanelerde, fabrikalarda ve inşaatlarda devam etmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası = Denetimsizlik + rant

“İş kazalarını ortadan kaldıracak” söylemleriyle pazarlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu sadece göstermelik bir adımın ifadesidir. Bu kanun ile birlikte AKP bir yandan kendine yönelen tepkileri püskürtmeye çalışırken öte yandan da sermayeye yeni rant alanlara açmayı hedeflemektedir.

İlk başta kanun sadece 50’den fazla işçi çalıştıran patronlara yükümlülükler getiriyor. Bu kapsamda olan işyerlerinin sayısı ise sadece %2. Bu tabloyla yasa ile de olsa, %98 kesim yine işçi güvenliği yasasının kapsamı dışında kalıyor. Yasa ayrıca denetimi yapacak olanların taşeron şirketlerde çalıştırılmasının önünü açıyor.

Halihazırda taşeronlaştırmanın ve esnek çalıştırmanın sermayenin çıkarları doğrultusunda yaygınlaştırıldığı açıkken bu yasadan medet ummak ‘’hayal kurmak’’ olacaktır.

İş cinayetlerine ve kölece yaşam koşullarına karşı örgütlü mücadeleye!

Kapitalist sistemde patronlar sürekli daha fazla kâr elde etmeyi hedefler. Bu kârı elde etmek için işçilerin birer birer ölmesi asalak kapitalist patronlar için hiçbir önemi yoktur. Ücretli kölelik düzeni devam ettiği sürece iş cinayetleri de artarak devam edecektir.

Taşeronlaştırmaya, güvencesiz ve esnek çalışmaya karşı mücadele verilmeden iş cinayetleri önlenemez. Bu bağlamda iş cinayetleri sermayeden ve yeni saldırılarından ayrı düşünülemez. İş cinayetlerini önlemenin ve kölece çalışma ve yaşam koşullarını değiştirmenin tek yolu ise örgütlü mücadeleden geçmektedir.