Gizemli üs Kürecik... - Nihal Kemaloğlu

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 24 Mart 2012
  • 04:55

Kürecik'te kurulan Füze Kalkanı Savunma Sistemi'yle ilgili sorular, siyasi otorite tarafından yeri geldiğinde geçiştirilirken, füze kalkanını iç kamuoyunun dikkatinden uzaklaştırma PR'ı başarıyla götürülüyor.
Bugüne değin gündemde yer, medyada tartışma platformu bulamayan füze kalkanı, sanki olağan bir süreç gibi akıyor ve ne Malatya halkının rahatsızlığı ne de diğer sivil tepkiler sesini duyurabiliyor.
Füze kalkanı protestoları ise acımasız sert güvenlik müdahaleleriyle bastırılıp protestocu öğrencilere zabıta görevlileri bile girişirken gözaltına alınarak tutuklanan öğrenciler hayrettir ki 'suçu ve suçluyu övmek!' gerekçesiyle aylarca cezaevlerinde kalıyorlar.
Bu arada ülkemiz topraklarında kurulan Füze Kalkan Üssü'nün faaliyete geçtiğine dair haberi ABD, Avrupa Ordusu ve Yedinci Ordu Komutanı Korgeneral Mark Hertlin'den alıyorduk.
Hertling, 'Askerlerimiz Türkiye'nin güneyinde bulunan radar tesislerine yerleştirildi, ABD donanması ve hava kuvvetleriyle sürekli koordinasyon halinde ve füze savunması konusunda doğru yolda ilerliyoruz' sözleriyle resmi açıklamasını yapıyordu.
Kürecik'teki füze kalkanının 'kumandasının' bizde ve Türkiye'nin 'güvenliği adına' kurulduğu söylenirken, Amerikan askerlerinin üsse yerleşmesi, kimsenin üsse yaklaştırılmaması ve NATO bayrağı çekilmesi herhalde doğal karşılanıyordu.
Üssün faaliyete geçmesine ilişkin hükümet kanadından doğru dürüst bir açıklama gelmezken stratejistlerimiz yeni dünya düzeninde Türkiye'nin rolü ve Türkiye-ABD ilişkileri açısından yeni 'altın dönemi' müjdeliyorlardı.
Sahiden de başta İran ve Rusya olmak üzere komşularımıza çevrilmiş füze radarıyla tarihi bir dönemeç ve rol aldığımız muhakkaktı.
Bu arada 8 Mart'ta Veli Ağbaba'nın da aralarında olduğu 10 CHP'li kadın milletvekili Kürecik'teki radar üssüne girmek için sırasıyla Genelkurmay Başkanlığı'na, Milli Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı'na yaptıkları müracaatlara gelen tüm cevaplar 'yetkimiz yok' olmuştu.
Tabii ki Kürecik'e giden milletvekillerinin üsse yaklaşmasına bile çevresinde konuşlanmış jandarma robocop'lar izin vermemişlerdi.
Ayrıca çarşamba günü Hürriyet Gazetesi'nin Washington'daki bazı Pentagon yetkilileri ve Füze Yanlısı Birlik isimli STK'nın başkanına dayanarak yaptığı haberde radar sisteminin korunmasızlığı ve savunmasızlığı bir kez daha ortaya çıkmıştı.
Yani radara herhangi bir saldırı söz konusu olursa topraklarımızda ne radarı ne de Kürecik'i koruyan bir füze savunması vardı.
Türkiye'nin Patriotları maalesef Kürecik'teki TPY-2 radar sistemine entegre değildi...
Ayrıca 200 milyon dolarlık radar
NATO Füze Kalkan Sistemi olarak tanıtılmasına rağmen sistem henüz NATO bünyesinde yer almıyordu...
Dün Çiğdem Toker AKŞAM'daki 'Kürecik'te neler oluyor' başlıklı yazısında Milli Savunma Bakanlığı'nın Kürecik'te Amerikan askerleri için üst teknolojik donanımlı kışla yapımı için açtığı ihaleyi alan firmayı aradığını yazıyordu.
Ama Toker'in hizmet anlaşmasıyla ilgili sorularına firmanın 'gizlilik sözleşmesi' gereğince cevaplayamamıştı...
Toker yazısının sonunda şu kritik soruyu soruyor ve 'Eğer radar üssünü açıklandığı gibi ABD değil NATO kuruyorsa neden Türkiye, ABD bü-
yükelçisiyle 'mahrem' bir anlaşma imzalıyor' diyordu...
Açıkçası ABD'li askeri kaynaklar ve yetkililere dayanan haberler dışında hiçbir bilgimizin olmadığı 'gizemli üs Kürecik'te füze kalkanının 'ulusal güvenlik' gerekçesiyle kurulduğuna nasıl ikna olabilirdik...

Akşam / 24.03.12