George W. Topbaş ve medeniyet – Ezgi Başaran

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 24 Nisan 2012
  • 04:07

Bizim başkan George W. Topbaş, tiyatroya demokrasi getirme meşgalelerinden fırsat bulamadığı için raylara düşen Mahmut Keçeci'den haberdar olmayabilir...

Eski ABD başkanı Irak’a getiremedi ama yakında İstanbul Şehir Tiyatroları’na gelecek.

Tabii kolay değil, seneler geçiyor, paralar harcanıyor, hayal edilen o ‘demokrasi’ bir türlü gelemiyor. Geçmiş dünya tecrübelerini hesaba katan bizim başkan George W. Topbaş çok sıkı çalışıyor. O bakımdan yani.

Tabii vakit alıyor, Şehir Tiyatroları’na demokrasi getirmek. Haliyle, şehrin medeniyeti ve belediyenin acımasızlığıyla ilgilenemiyor. Haklı, bir insan her şeye yetişemez.

Bu yoğun meşgalelerden olacak, bizim başkan, geçtiğimiz Ağustos ayında Mahmut Keçeci’nin Osmanbey Metrosu’nun raylarına düştüğünü…

Keçeci’nin yüzde yüz görme engelli olduğunu… Vücudundaki kırıklar nedeniyle günlerce hastanede yattığını, 6 ay iş göremediğini bilmiyordur. Ben asıl sonrasını bi anlatayım:

**

Keçeci kazanın ardından Osmanbey metro istasyonunda görme engelliler için yeterli uyarının ve yerden kabartma sisteminin bulunmadığı gerekçesiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Ulaşım A.Ş.’yle ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Fakat savcılık hiçbir işlem yapmadan soruşturma için Valilik’ten izin istedi. Bunun üstüne olayı araştırmak ve kazada belediyenin kusuru olup olmadığını anlamak için müfettişler görevlendirildi. Ne müfettişi? Belediyenin müfettişi… Tane tane bir daha anlatayım: Belediyenin hatası olup olmadığını denetleyecek kişi belediye elemanı. Ve ne karar verdi Valilik? Soruşturma açılmasına gerek görülmemiştir.
Çünkü müfettiş kamera kayıtlarını incelemiş ve kusurlu olanın görme engelli Mahmut Keçeci olduğuna kanaat getirmiş. Aynen şöyle diyor rapor: “Bastonu açıyor, ama dik konumuna getirmiyor ve tarama yapmadan hızlı bir şekilde yürümeye başlıyor. Kolunun sağa sola hareket etmediği, yani bastonuyla tarama yapmadığı görülüyor. Ayağıyla çizgiyi hissetmediği, hızlı bir şekilde yürüdüğü, düşene kadar olan 50 cm’lik alanı da bastonuyla kontrol etmediği ve boşluğu hissetmediği, toplam 80 cm alanı geçerek, boşluğa düştüğü görülmüştür.” Dolayısıyla “kontrolsüz hareket etmiştir ve kusur kendisindedir.” Daha da soruşturmaya gerek yoktur.

**

Buradaki hukuki saçmalığı şimdilik bir kenara bırakacağım çünkü Mahmut Bey’in AİHM’e başvurma hakkı doğmuş durumda. Ve elbette bu başvuruyu yapacak. Ben şimdi çok temel bir soru sormak istiyorum: Bir şehir bu kadar mı acımasız olur sakinlerine karşı? Bir şehri yönetenler bu kadar mı unuturlar asli görevlerini? Raylara kapaklanmış görme engelli bir insanla ilgili “bastonunu açtığı ama dik konuma getirmediği ve kolunu sağa sola hareket ettirmediği ve ayağıyla çizgiyi hissetmediği” şeklinde bir rapor nasıl yazılır? Bilmiyorum.

Bildiğim şudur: Bir şehrin medeniyet kriteri böyle zamanlarda belli olur. Engellilerin hayatını cehenneme çevirmeyen, haklarını aramak istediklerinde önlerine yeni yeni engeller çıkarmayan, ihtimam gördükleri şehirlere medeni denir.

Bizim başkan, şehre kitsch alışveriş merkezleri ve silüeti bozan gökdelenler dikdirmekten ve pek tabii görevi olan tiyatroya demokrasi getirmekten vakit bulduğunda medeniyeti de icat edecektir. Diye ummaktayım.

Radikal / 24.04.12