‘GDO sınırdan girince yayılması önlenemez’

  • Arşiv
  • |
  • Genetik
  • |
  • 12 Ekim 2012
  • 12:08

GDO'ya Hayır Platformu, GDO'nun sınırdan girince yayılmasının önlenemeyeceği konusunda uyarıda bulunarak, Biyogüvenlik Kurulu'na yem amaçlı ithalatı talep edilen GDO'lu 3 kolza ve 1 şeker pancarı çeşidi ile ilgili olarak son derece duyarlı ve titiz bir şekilde hazırlanmış bilimsel komite raporlarına aynı duyarlılıklı yanaşmasını bekledikleri çağrısında bulundu.

GDO'ya Hayır Platformu'nun açıklamaasında, Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Derneği İktisadi İşletmesi ile Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği İktisadi İşletmesi (BESD-BİR) tarafından yem amaçlı ithalatı talep edilen GDO'lu 3 kolza ve 1 şeker pancarı çeşidi ile ilgili olarak hazırlanan bilimsel komite raporlarının 21 Eylül -12 Ekim 2012 tarihleri arasında Türkiye Biyogüvenlik Bilgi Değişim Mekanizması vasıtasıyla halkın görüşüne sunulduğunu vurgulandı.

GDO'ya Hayır Platformu, her ne kadar yem amaçlı bir başvuru yapılmış da olsa, dünyadaki örneklerin GDO'ların sınırdan içeri girdikten sonra çevreye yayılmasının durdurulamadığını gösterdiğine dikkat çekti.

İSVİÇRE'DE GDO'LU KOLZA TARIMI VE İTHALATI YASAK AMA

İsviçre'de GDO'lu kolza tarımı ve ithalatı yasak olmasına karşın, 2011-2012 yıllarını kapsayan bir çalışmada bu ülkede GDO'lu kolzanın çevreye yayılmasının önlenemediğini gösterdiğini belirten Platform, şunları kaydetti:

"GDO'lu kolzanın transit taşımacılığının yapıldığı demiryolu hattı boyunca kendiliğinden yetişen kolzalardan alınan 2 bin 403 numunenin 50 tanesinin GDO'lu olduğu tespit edildi.

Japon araştırmacıların 2005 yılında gerçekleştirdikleri incelemelerde, o dönemde kolza tarımı yapılmamasına rağmen, uluslararası ticaret yapılan limanların çevresindeki kırsal alanda GDO'lu kolzaların varlığını tespit etmişlerdir. Japonya o zamandan beri GDO'lu kolzalarını yok etmeye çalışmaktadır. Çiftçi yetiştirmekte olduğu turp, brokoli, hardal ve GDO'suz kolzasına GDO'lu kolzadan genetik bulaşıklık olabileceği korkusu ile tarım yapmaktadır."

GDO'LU KOLZA TOHUMLARI 10 YIL SÜREYLE CANLILIKLARINI DEVAM ETTİRİYOR

Platform, İsveç'te yapılan bir çalışmanın GDO`lu kolza tohumlarının çevreye yayılmaları halinde 10 yıl süreyle canlılıklarını devam ettirebildiklerini ve uygun bir ortam bulduklarında çimlenebildiklerini gösterdiğini bildirdi. Halkın görüşüne açılan bilimsel komite raporlarında da belirtildiği üzere kolzanın yabancı döllenme özelliği olan bir bitki olduğuna dikkat çeken Platform, şu açıklamalarda bulundu:

"Pek çok araştırma, Kuzey Amerika'da GDO'lu kolza taşıyan araçlardan saçılan tohumların karayolları boyunca yol kenarlarında geliştiklerini gösterdi. Bu tür GDO'lu ürünler adeta bir GDO havuzu durumunda ve gerek GDO'suz kolzalarda gerekse yabani akrabalarında gen kaçışı yoluyla bulaşıklık oluşturduğundan biyolojik çeşitlilik bundan olumsuz etkileniyor.

Yukarıdaki örneklerde net bir şekilde görüldüğü üzere bir ülkeye GDO'lu kolza ister denizyolu isterse de karayolu veya demiryolu vasıtasıyla girsin gen kaçışı ve bulaşıklık kaçınılmaz. Yabancı ot ilacına dayanıklılık geni içeren bu kolzaları tarım ilacı kullanarak ortadan kaldırmak mümkün olamayacak, günümüzde kullanımı yasaklanmış çok daha zehirli tarım ilaçları kullanılmak zorunda kalınacak, bu da canlı yaşamı ve doğa üzerinde geri dönüşü olmayacak tahribatlara yol açacak."

“TÜRKİYE'YE GDO'LU KOLZA HİÇBİR ŞEKİLDE SOKULMAMALI”

Şeker ihtiyacının üzerinde şeker pancarı üretildiği gerekçesiyle Türkiye'de 2001 yılında Şeker Yasası yürürlüğe girdiğine işaret eden GDO'ya Hayır Platformu, bu çerçevede 1998 yılında 5 milyon hektar olan şeker pancarı ekim alanının günümüzde 2.9 milyon hektara kadar düştüğünü belirtti. 1998 yılında şeker pancarı üretimi 22 milyon ton iken, yasa sonrasında 12 milyon tona gerilediğini ifade eden Platform, "Günümüzde ise daha yeni 16 milyon ton düzeyine ulaşabildi. Diğer yandan şeker fabrikaları birbiri ardına özelleştirilirken, şeker üretimi sağlık açısından son derece tartışmalı olan mısırdan üretilen Nişasta Bazlı Şeker'e (NBŞ) kaydırıldı.

Durum böyle iken daha önce gıda amaçlı, şimdi de yem amaçlı GDO'lu şeker pancarı ithalat talebinin mantığını anlayabilmek mümkün değildir. Türkiye, kendi şeker pancarı ihtiyacını karşılayabilecek potansiyele sahip. GDO'suz şeker pancarı üretimi yasa ile sınırlanan bir ülkede GDO'lu şeker pancarı ithalatının talep edilmesi, tarım politikasında gelinen başarısızlığın önemli bir göstergesi.

Son derece duyarlı ve titiz bir şekilde hazırlanmış bilimsel komite raporlarına Biyogüvenlik Kurulu'nun da aynı duyarlılıkla yanaşmasını bekliyor. GDO'lu 3 kolza ve 1 şeker pancarına olumsuz görüş verilerek, GDO ile mücadele noktasında önemli bir adım daha atılacağına inanıyoruz."

Yurt / 12.10.12