Emperyalist savaş ve saldırganlığa geçit yok! - BDSP

  • Arşiv
  • |
  • Devrimciler
  • |
  • 04 Ekim 2012
  • 00:35

 Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!

Sermaye devleti uzun süredir emperyalizmin Suriye’ye dönük kirli politikalarını hayata geçirmek için fırsat kolluyor. Bunu yaparken AKP şefi Erdoğan’ın, daha düne kadar kardeşim dediği Esad’ı bugün düşman bellemesi ve Özgür Suriye Ordusu adındaki paramiliter güçleri besleyerek Suriye’de iç savaşı körüklemesi Türkiye’yi bir süredir savaşın eşiğinde tutuyordu.

İlk başta uçak düşürme oyunu ile isteneni elde edemeyen sermaye devleti, bu kez yeni bir oyun sahneleyerek savaş tamtamlarını bir kez daha çalmaya başladı. Urfa’nın Akçakale ilçesine düşen ve Suriye’den atıldığı tespit edilen top mermisi 5 kişinin ölümüne sebep oldu. Yaşanan trajik olayın ardından ise sermaye devleti, hızla kirli bir senaryoyu devreye sokarak kardeş halkların birbirini boğazlaması için kolları sıvadı.

Önce misilleme adı altında Suriye’yi topa tutan devlet, hızla tezkere hazırlıklarına soyundu. Bakanlar kurulu tarafından onaylanarak jet hızıyla meclise gönderilen tezkere, ilk oturumda görüşülecek. Sonrasında Türkiye’nin nasıl bir maceraya sürükleneceği ise emperyalist odakların karanlık odalarında belli ki çoktan planlanmış durumda.

Yaşanan patlamanın ardından tüm emperyalist şeflerin ağız birliği etmişçesine Türkiye’ye destek sunması, başta NATO olmak üzere destek mesajları göndermeleri de, savaş ve saldırganlık hazırlıklarının boyutunu gösteriyor.

Türkiye’nin böylesi bir savaş ortamına çekilmesi ve Akçakale’deki gibi trajik bir olay ile karşı karşıya kalınması, açık ki AKP’nin “sıfır sorun” olarak tanımlanan politikasının geldiği yeri göstermektedir. Büyük ve kof iddialarla yola çıkanlar, emperyalizme taşeronluk yapmak için komşu halklara ölüm kusmaya kadar işi vardırmıştır.

Kapitalist sistemin krizi ile boğuşmak için içeride işçi ve emekçilerin kölelik zincirine yeni prangalar ekleyen devlet, dışarıda da komşu halklara ölüm kusarak elde edeceği rant ile krizin etkilerini geciktirmenin hesabını yapmaktadır. Bunu yaparken de emperyalist efendilerinin sözünden çıkmayarak önüne atılan kemiği sıyırmaya şimdiden razı olmuştur.

Bu savaş ve saldırganlık politikalarının Türkiye’yi, özel olarak da işçi ve emekçileri yıkımın eşiğine getirdiği açıktır. Olası bir savaş ise yalnızca bu iki ülkenin emekçilerini değil, tüm bir Ortadoğu coğrafyasını etkileyebilecek denli kapsamlı sonuçlara gebedir. Bu da Türkiye işçi sınıfına önemli bir görev yüklemektedir.

Bugün emperyalist savaş ve saldırganlık politikalarına hayır demek ve militan mücadeleyi yükseltmek, tüm Ortadoğu halklarının içine çekileceği bataklığa karşı mücadele etmek demektir. Sermaye devletinin bu kirli politikalarına karşı yükseltilecek temel şiar ise “işçilerin birliği, halkların kardeşliği” şiarıdır.

Emperyalist savaş ve saldırganlığın önüne geçmenin tek yolu, işçi ve emekçilerin enternasyonal eylemini büyütmek ve asalak burjuvazinin iktidarına karşı savaşmaktır. İnsanlığı yıkıma sürükleyen emperyalist-kapitalist sisteme karşı sınıf savaşını yükseltmektir.

Kardeş Suriye halkına yönelik saldırganlığa geçit vermeyelim!

Emperyalist savaşa geçit vermeyelim!

Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)

4 Ekim 2012