Emekçiler din tacirlerinin de teörüne boyun eğmiyorlar

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • 18 Aralık 2012
  • 09:58

(18.12.12) - Arap coğrafyasında başlayan halk hareketleri, yıkılan diktatörlüklerin yerini almaya çalışan gerici dinci diktatörlüklere karşı da aralıksız sürüyor. Tunus ve Mısır'da halkın dini duygularını kendi gerici ve sömürü amaçları için kullanmaya çalışan Müslüman Kardeşler'in uzantılarına ve Selefilere karşı, değişik eylem biçimleriyle karşı koyuyorlar. Eski rejimin artıklarıyla ittifak kurarak, kapitalist düzeni değişik biçim altında sürdürme çabaları emekçilerin direnişiyle karşılaşıyor. Eylemler, talepler ve bileşim olarak daha çok emekçi ağırlıklı olmaya başlıyorlar.

Tunus'un kuzey kentlerinden Silyan'da Kasım ayının sonlarında başlayan eylemler düzen tarafından kontrol altına alınamadığı gibi, giderek ülkenin değişik merkezlerine de yayılıyor. Haber ajanslarının geçtiği, ancak burjuva medyada pek görülmeyen haberlere göre, Silyana vilayetinde işçilerle polis arasında günlerce süren sokak çatışmaları devam ediyor. Bu çatışmalarda 300’den fazla insan yaralandı. Resmi rakamlara göre yüzde 25'in üzerinde işsizliğin yaşandığı kentte, emekçiler Sendikalar Birliği'nin önderliğinde sosyal sorunları ve polisin keyfî uygulamalarını protesto ediyorlar. Sendikalar Birliği'nin düzenlediği gösterilere polisle birlikte radikal İslamcılar da şiddetle karşılık veriyorlar, işçi eylemlerini şiddetle bastırmaya çalışıyorlar.

Bu aynı durum Mısır'ın önemli sanayi kentlerinden biri olan El-Mahalla'da da yaşanmışdı. İşçilerin eylemleri devlet ve dinci çetelerin satırlı,silahlı saldırısına uğramış ve 372 işçi yarakanmıştı.

Tunus ve Mısır'da olduğu gibi Bahreyn'de de yaşanan kitlesel direniş ve çatışmalar, emperyalist merkezlerin ve dinci gericilerin yansıttığı gibi salt laiklik ve şeriat çatışması değildir. Emperyalist merkezler emekçilerin direnişlerini kah laiklik-şeriat, kah sunni-şii çatışması diye yansıtarak emekçilerin direnişlerinin merkezinde duran kapitalist sömürü düzenini gizleyerek emekçilerin emek cephesinde birleşmelerinin önünü almaya çalışıyorlar. Emekçi direnişlerini gerici çatışmalar alanına çekerek tüketmeye, Libya ve Suriye örneğinde olduğu gibi kanlı işgal ve bölgeyi yeniden paylaşarak dizayn etmeye çalışıyorlar.

Halkın dini duygu ve inançlarını kullanan, emperytalizmin uşağı MK ve Selefiler onların bu gerici amaçlarını gerçekleştirmenin piyonları ve paralı askerleri olarak emekçilerin ve işçilerin direnişlerinin karşısına çıkıyorlar.

Tunus'un Silyan ve Mısır'ın El-Mahalla kentlerinde yaşananlar bu çetelerin iğrenç yüzlerini açığa çıkartmanın önemli dersleriyle doludur.