(29.09.12) - İstanbul Ekim Gençliği, sermaye devletinin 26 Eylül 1999'da Ulucanlar'da gerçekleştirdiği vahşi katliamın 13. yıl dönümünde anma etkinliği gerçekleştirdi.

Saygı duruşu ile başlayan etkinlikte yapılan sunumların ilkinde Ulucanlar sürecinin genel bir özeti yapılırken, katliamın arka planında devrimci iradenin teslim alınmasının hedeflendiği ifade edildi. Ulucanlar Kattliamı'nı önceleyen süreçte sermaye devletinin sosyal yıkım saldırıları karşısında toplumu harekete geçirebilecek öncü güç olan devrimcilerin teslim alınması için her türlü saldırıyı kullandığı, hücre tipi saldırısıyla devrimcileri kişiliksizleştirmeye, yalnızlaştırmaya zorladığı ifade edildi. Devletin bu planında başarılı olamadığı, devrimci direniş duvarına çarptığı dile getirildi. Zindanlardaki direnişin öneminin anlatıldığı sunumda, Ulucanlar'da ortaya konan direnişin dışarıda büyük bir moral sağladığı vurgulandı.

Sunumun ardından yapılan tartışmalarda ise devrimci dayanışmanın en güzel örneklerinden birini gerçekleştiren Ulucanlar şehitlerinin bugüne ışık tuttuğu, izlenmesi gereken yolu gösterdiği ifade edildi. “Ulucanlar cezaevinin müze olması” tartışmalarının ise katliamı ve direnişi örtbas etmek için kurgulanan bir plan olduğu, demokrasi havarisi kesilen iktidarın, müze tartışmaları ile direnişlerin içini boşaltmayı amaçladığı vurgulandı.

Ardından yapılan ikinci sunum ise devrimci kimlik üzerine idi. Düzen-devrim çatışmasının yaşamın her alanda kendisini gösterdiği ifade edilirken, Marksizm-Leninizm’i özümsenmesinin gerekliliği ve Marksist-Leninist yöntemin yaşamın pratiği içerisinde kullanılmasının önemine değinildi. Sunumda devrimci örgütün yaşamsallığı, devrimcilerin kendisini sürekli geliştirmesi ve devrimci bütünleşme konuları üzerine konuşuldu.

Daha sonra yapılan tartışmalarda ise Habip ve Ümit’in yaşamından örnekler verilirek dava adamı olmanın gerekliliği, devrimcinin yeşereceği alanın devrimci örgüt olacağı vurgulandı.

Sunumların ardından yapılan kapanış konuşmasında bireysel kurtuluş yolunu seçmenin milyonların kurtuluşunu görmezden gelmek olduğu, her genç komünistin birer Ümit ve Habip olma çabası içinde olması gerekliliği vurgulandı. Komünist hareketin 25. yılını kutladığı şu günlerde bulunulan her alana devrimci düşünceleri taşımanın önemi dile getirildi.

Serbest kürsüde ise 7 Ekim'de gerçekleşecek mitinge dair hazırlıklar konuşuldu.

Ekim Gençliği / İstanbul