Ekim Gençliği: Baskı ve taciz bizi yıldıramaz!

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • Ekim Gençliği
  • |
  • 20 Nisan 2012
  • 12:46

(20.04.12) – Ekim Gençliği, okuru Özgür Kahraman'ın ve ailesinin maruz kaldığı polis tacizi ve baskılarına karşı bugün İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.

İHD ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) temsilcilerinin de katıldığı toplantıda, gençliğin mücadelesini hiçbir gücün durduramayacağı vurgulandı.

Ekim Gençliği: Sistematik baskı sürüyor

Ekim Gençliği adına konuşan İpek Bozkurt, Newroz’da yaşanan polis saldırılarına ve daha sonrasında Newroz gerekçe gösterilerek yapılan gözaltı ve tutuklamaları hatırlatarak sözlerine başladı. Genel olarak toplumun mücadele eden kesimlerine yönelik baskının hiçbir dönemde durmadığını vurgulayan Bozkurt, Ekim Gençliği okurlarına yapılan baskıların da bunun bir parçası olduğuna işaret etti. Bozkurt, Newroz gerekçe gösterilerek geçen haftalarda yapılan baskınlarda Ekim Gençliği okurlarının gözaltına alındığını, yine aynı zaman dilimi içerisinde okurlarının ailelerinin aranarak ailelere psikolojik baskı yapıldığını, Esenyurt’ta Devrimci Liseliler Birliği’nden liselilerin yine aynı yöntemle taciz edildiğini söyledi. Bozkurt, baskıların sistematik ve bir bütün olduğunu ve okurlarına yönelik, polisin özel bir yönelimini akıllara getirdiğini vurguladı.

Bozkurt, yapılan bu baskıların ilk olmadığını vurgulayarak bu baskıların gençliği parasız, bilimsel, eşit, anadilde eğitim mücadelesinden, Kürt halkının özgürlük mücadelesinden, işçi sınıfının sınıfsız, sömürüsüz bir dünya mücadelesinden koparamayacağını belirtti. Bozkurt, 1 Mayıs öncesine denk getirilen bu baskılara karşı, herkesi işçi sınıfının birlik, mücadele, dayanışma gününde kavga alanlarında olmaya çağrı yaparak konuşmasını bitirdi.

Kahraman: Baskılar sonuç vermeyecek!

Polis tacizine maruz kalan Özgün Kahraman da toplantıda söz alarak, polisin yaptığı baskıları anlattı. Kahraman, 10 Nisan günü evde bulunduğu sırada polis tarafından telefonla arandığını, telefonu açan annesine polisin “Oğlunun çevresindekileri gözaltına aldık” dediklerini, daha sonra karakola görüşmeye çağırarak ailede panik durumu yaratıldığını dile getirdi. Kahraman, aynı zaman dilimi içerisinde başka bir şehirde oturan ablasının da arandığını, aynı yöntemle onunda üzerinde baskı oluşturulduğunu ifade etti. Kahraman, bu yöntemlerin kendilerini mücadeleden alıkoyamayacağını dillendirdi.

İHD adına konuşan Hulusi Zeybel ise, bu tür durumların sık yaşandığını ve siyasi makamlardan bağımsız bir durum olmadığını söyledi. Zeybel, iyi bir yaşam isteği olan, sorgulayan gençliğin ailelerle karşı karşıya getirilerek, toplumsal bir travma yaratıldığını vurguladı. Yapılanın suç olduğunu belirten Zeybel, burjuva medyanın bu konulara sessiz kaldığını veya çarpıtarak yayınladığını belirterek, polisin verdiği bilgileri ise doğrulamadan yayınladığını hatırlattı. Medyanın polisle ilişkisine dikkat çekti.

Açıklamada, Çağdaş Hukukçular Derneği adına konuşan Avukat Gülvin Aydın, yapılan bu baskıların yasal hiçbir yanı olmadığını, bununla birlikte sürekli olarak gözaltı ve tutuklamalarla korku ortamının yaratıldığını vurguladı. Polisin çağrı yöntemi olarak tebligatı kullanması gerektiğini belirten Aydın, devlet kurumlarının birbirini sınırsızca dinlediği bir ortamda olduklarını hatırlatarak, yasalara uygun hareket beklemenin yanlış olacağına değindi. Aydın, avukatlar olarak mahkeme salonlarında her türlü haksızlığa karşı mücadele ettiklerini, herkesin de örgütlenerek, mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.

Kızıl Bayrak / İstanbul