Diyarbakır Valisi arsızlıkta sınır tanımıyor!

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Ulusal sorun
  • |
  • 17 Temmuz 2012
  • 10:14

(17.07.12) - 14 Temmuz günü Diyarbakır'da yaşanan azgın devlet terörünün baş aktörlerinden olan Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, arsızca açıklamalarda bulunmaya devam ediyor.

BDP ve DTK tarafından Diyarbakır'da düzenlenmek istenen “Özgürlük İçin Demokratik Direniş” mitinginin ardından çeşitli açıklamalarda bulunarak kent geneline yayılan OHAL uygulamalarını ve azgın polis vahşetini açıkça savunan Vali Toprak, son olarak Akşam gazesine verdiği röportajla sermaye devletinin Kürt  halkına dönük imha-inkar çizgisini bir kez daha resmetmiş oldu.

“15'i olsaydı belki izin verirdik” demagojisi

Akşam gazetesinden Helin Alp’in sorularını yanıtlayan Vali Toprak, BDP ve DTK tarafından düzenlenmek istenen miting için 15 Temmuz günü talep edilseydi izin verecekleri yönünde demagojiler yaptı.

Bildik bir kara dille “Miting için seçilen tarih manidar” diyen Toprak, “14 Temmuz sözde demokratik özerkliğin ilan edildiği ve Silvan olaylarında şehit verdiğimiz gün. Bu günü sembolleştirmek istiyorlar. Buna izin veremeyiz. 15 Temmuz için izin isteselerdi belki verirdik” ifadelerini kullandı.

Devletin Kürt halkına dönük düşmanlığını türlü demagojilerle gizlemeye çalışan Toprak, BDP'nin “Ramazan'dan önceki hafta olduğu için 14'ünü seçtik” sözlerini “samimi bulmadığını” da söyledi.

Bununla birlikte, BDP ve DTK miting tarihinden çok önce, eylemin içeriği konusunda zaten kamuoyuna çok sayıda açıklama ile bilgilendirmişti.

Polis terörüne bildik savunma: Orantılı güç kullandık!

Arsızlık ve pişkinlikte sınır tanımayan Vali Toprak, kameralara dahi yansıyan asgın polis terörüne ise bildik bir savunma getirdi. Polisin orantılı güç kullandığını ifade eden Toprak, eylemcilerin kendini yere attığını söylebilecek kadar pervasızlaşabildi.

Toprak'ın insanın kanın donduran nitelikteki arsızlığı şu cümlelerde kendini gösterdi:

“Görüyorum ki gösterici kendini yere atıyor, su sıkılınca gelip altına giriyor. İzin verilmeyen mitingden sonra 'taş yedim, ayağımdan vuruldum, polis şiddeti var' diyorlar. Senin ne işin var ağzı, yüzü sarılı insanların olduğu mitingde? Buradan emniyetimize teşekkür ederim. Her şeye rağmen polisimiz, emniyet güçlerimiz olaylarda soğukkanlı davranmışlardır. Polis, orantılı güç kullanmıştır”

BDP'li vekillere de saldırdı: Eylemci misin vekil mi?

Vali Toprak'ın saldırgan açıklamalarının hedefinde BDP'li vekiller de vardı.

Azgın polis terörüne rağmen BDP'li vekillerin Kürt halkının haklı ve meşru talepleri uğruna alanlara çıkmasını hazmedeyen Vali Toprak, “Milletvekillerinin eylemde ne işi var?Eylemci misin vekil mi?” demekten kendini geri alamadı.

İkiyüzlü bir biçimde “Pervin Buldan için tabii ki üzüldüm” açıklamalarında da bulunan Toprak ayrıca şunları söyledi:

“Olaydan sonra da 'hedef gösterildim' diyor. Böyle bir şey olamaz. Kendisine geçmiş olsun diyorum, ama yasak kararına rağmen milletvekilinin orda ne işi var? Milletvekillerini ibretle izliyorum. BDP’li vekiller, eylemci mi, milletvekili mi anlayamadım. Polis çekiyor, o çekiyor kalkanı. Bırak kardeşim, git göstericileri uyar. Sayın Buldan'ın ayağına tam olarak ne isabet ettiğini bilmiyoruz. Taş da gelmiş olabilir veya seken bir gaz bombası kapsülü de. Bu ihtimalleri inceliyoruz. Olayın nasıl olduğunu araştırıyoruz. Görüntüler izlenip, gereken yapılacaktır”