Dindar kapitalist toplum kurgusu; 4+4+4 - Nihal Kemaloğlu

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 27 Mart 2012
  • 05:05

Son on yılda küresel kapitalizme eklemlenerek 'yükselen ekonomi' payesini kapan Türkiye, şimdi meşrebine uygun eğitim 'reformuyla' görünürde dindar, özünde tek bir taşına kadar piyasalara terk edilmiş ülke kimliğiyle 2023 yılına hazırlanıyor...
Meclis Genel Kurulu'na gelen 4+4+4 kanun teklifinin hedefinde devletin eğitim tezgahından geçerek hakim iktisadi-ideolojik iktidarın bekası doğrultusunda tabakalanmış bir piyasa toplumu  kurmak var...
4 yılda bir kesintiye uğratılan 4+4+4 modeliyle adı 'zorunlu' olsa da temel eğitim 4 yıla düşürülecek...
Ayrıca bu uygulama hangi halk kesimlerinin çocuklarının eğitimden ayrıştırılıp nereye gideceğini belirleyecek köklü bir toplumsal tasnife kalkışıyor...   
Ve günümüz Türkiye kapitalizminin ihtiyaçlarına göre sosyal-ekonomik katı hiyerarşiyle örgütlenecek bu toplumsal model 'inançlı ve dindar gençlik' popülist söyleminin ardına gizleniyor....
Böylelikle 4+4+4 yasa teklifi hem iktisadi hem de siyasi- ideolojik hegemonyayı yurt sathında pekiştirip geleceğe taşıyacak kitleselliğin altın formülü aynı zamanda...  
Bilindiği üzere 1980 sonrası cevvaliyetle 'eğitimin özelleştirilmesi' ya da 'paralı eğitimin yaygınlaşması' ile kamuoyu zihninde 'eğitim, bir hak değil bir paralı yatırıma' dönüştürülmüştü...
Eğitim tedrici biçimde kamusallığını kaybederken, toplumsal ayrışmanın en keskinleştiği ve kutuplaştığı mekanlar okullar olmuştu.
İlköğretim okulları bile ortak ideallerin ve değerlerle toplumsal harcın karıldığı yerler olmaktan çıkıp, çocukların ağır eşitsizlikle ikiye yani varsılların ve yoksulların çocukları diye kodlayan öğretim kurumları haline gelmişti.
Orta ve üst sınıf ailelerin çocuklarının gittiği seçkin ve paralı okullar ve 7 yaşından beri dershane-sınav sistematiğinin 'müşterisi' olan bu çocuklarla, devlet okullarında 40 kişilik dersliklere doluşan 'öğretmensiz' çocukların arasına, epeydir 'koca bir piyasa' girmişti.
Şimdi hükümet var olan eğitim sistemindeki 'eşitsizliği' gerekçe göstererek bu toplumsal ayrışmayı 4+4+4 kanun teklifiyle bir adım öteye taşıyıp, resmiyete döküp devletin eğitim politikası haline getirip yasalaştırıyor.
Batı kapitalist tarihinin 19 yy otoriter sınıfsal ayrımcı eğitim modelini çağrıştıran bu reformla, toplumun en alttaki mülksüzlerin ve en yoksulların çocukları 4 yıllık bir temel eğitimle yetinmek durumunda kalacaklar.
Çünkü hanidir eğitim 'yararlanan öder mantığının' gereği lüks tüketime dahil edilirken,  çocuklarının günlük gıda gereksinimini bile karşılayamayan aileler ilk 4 yıllık kesinti sonrası çocuklarını 'hayat gailesine' kayıt etmeleri kaçınılmaz...
Dolayısıyla 12 yıllık kesintisiz eğitimde azalan çocuk işçi sayısı yeniden hortlarken dünyanın en büyük 10 ekonomisini hedefleyen Türkiye'nin en barbar ve ucuz işçilik olan çocuk işçiliğine 'kucak açacağı' kesin...
Eğer ilk 4 yıldan sonra bu çocukların bir kısmı özellikle kız çocuklarının eğitimlerine devam ederlerse ailelerin talebi tabii ki 'devlet eliyle' verilen dini eğitim olacak...
Böylelikle kanaatkar, muhafazakar siyasi otoriteye ve patronuna saygın kuşaklar tesis edilirken devlet kamusal eğitimden çekilerek bütün dershaneleri okullaştırarak yoksulların eğitim kaynaklarını özel sektöre aktarmasının önünde hiçbir engel kalmayacak...             
Neticede biz de 2023'e yoksulluğun kuşaklar üzerinden üretilerek 'muhafaza' edildiği dindar kitleler ve onların üzerinde yükselerek karlarını 'muhafaza' eden kapitalistlerin Türkiyesi kimliğiyle vasıl olabiliriz...

Akşam / 27.03.12